Uzun uğraşlar sonucu Psinema dergisinde okuduğum Stephen King yazısını bir kısmıyla da olsa sitemize aktarmayı başardım. Hem yazarına hem de derginin yönetimine sonsuz teşekkürler.

Konuk Yazar: Uzm. Psikolog Burcu SEVIM – ODTU Klinik Psikoloji

Neden bir “Korku” yazarı?

blank

Korku hem edebiyatta, hem sinemada pek çok eserde yerini almıştır. Peki neden bu istenmeyen duyguyu uyandıracak eserler yapılmaktadır? Stephen King’in hayatına bakıldığında aslında kendisinin de pek çok korkuyla baş etmeye çalıştığı, bu korkularının ve kabuslarının eserlerine kaynaklık ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca alkol ve madde kullanımı sorunlarını da belli bir süre için yaşadığı bilinmektedir. Arkadaşının tren kazasında ölümüne şahit olması, babasının onları terk etmesi gibi travmatik olayların yanı sıra, pek çok sıkıntıyı barındıran bir yaşantısı olmuştur. Mevcut korkularının ve sorunlarının var olması çeşitli etmenlere dayandırılabilir. Rutter ve arkadaşlarının (1970) belirttiği risk faktörleri arasında Stephen King için sayılabileceklerden ilki annesi ve babasının boşanmasıdır. Her ne kadar yaşananlarla ilgili ayrıntılı bilgi bulunmasa da babasının evden çıkıp gidişi ve bir daha dönmeyişinin dolaylı da olsa olumsuz etkiler bıraktığı düşünülebilir. Ebeveyn kaybının çocuklarda olumsuz etkileri kısa süreli oluyorsa da uzun vadede de görülebilmektedir. Bu açıdan Stephen King’in yaşadığı bu kayıp nedeniyle kalıcı olumsuz etkilere maruz kaldığı değerlendirilebilir. Bu ayrılığın aile içi dinamikleri nasıl etkilediği, anne ile kurulan ilişkilerde nasıl bir durum oluştuğu da dikkate alınabilecek konulardan biridir. Ailesel faktörlerin yanında yaşadıkları yoksulluk da aynı şekilde bir risk faktörü olarak ele alınmaktadır.

Bunun yanında Stephen King’in yaşadığı bu olumsuzluklarla başa çıkmada koruyucu bazı faktörlere sahip olduğu da ortadadır. Rutter’e (1992) göre erkekler kadınlara göre daha dayanıklıdır. Ayrıca stresli yaşantılarda, ailede yakınlık kurulan bir büyüğün, kardeşin veya akrabanın varlığı da koruyucu bir etki sağlamaktadır. Stephen King ilk öykülerini kardeşi David sayesinde basmıştır ve bu da yakın bir ilişkileri olduğunu düşündürmektedir. Yaşadıkları zor dönemlerde kardeşi David’den aldığı destek sayesinde sorunlarla daha kolay başa çıkabildiği düşünülebilir. Stephen King başarılı bir eğitim hayatı sürmüş ve yazdığı köşe yazılarına olumlu tepkiler alarak bu konuda kendini geliştirmiştir. Bu da aynı şekilde Stephen King için koruyucu bir faktör olarak değerlendirilebilir. Ayrıca maddi yönden en çok zorluk yaşadıkları günlerde bile eşinin yazma konusunda verdiği destek de daha önce belirtildiği gibi önemli bir etkendir…

(Yazının devamı için: www.psinema.org)

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

5 Comments Leave a Reply

  1. Stephen King en sevdiğim korku romanı yazarıdır. Birçok internet sitesi ve IMDB oylamasında En iyi korku filmleri kategorisinde birinci olan The Shining filminin yazarı olan Stephen King den bir dip notta ben vereyim:
    Filmlerinde Stephen King inde rol aldığını biliyormuydunuz. Bu özelliği ile Alfred Hitchcock a benzettiğim Stephen King in filmlerini izlerken -heh işte bu Stephen King diyebilmek için defalarca izlediğim oldu. Çünkü filmlerinde bir figuran gibi anlık görünür ve kaybolur. En net görülebilen filmi Hayvan Mezarlığı dır.
    En sevdiğim filmleri :
    1976 Carrie ; 1980 The Shining ; 1983 Cujo ; 1983 Christine ; 1983 Disciples of the Crow ; 1985 Silver Bullet ; 1989 Pet Sematary ; 1990 It ; 1990 Misery ; 1992 Sleepwalkers ; 1999 Yeşil Yol ; 2002 Rose Red ; 2003 Dreamcatcher ; 2004 Secret Window ; 2007 1408 ; 2007 The Mist….
    Saygılar usta.

  2. aslında çok fazla kitabını okumasam da kendisini ve kitaplarını severim.Gerçekten yazdığı bir çok kitap ve bu kitaplardan esinlenerek yazılan bir çok film kült olmuşturr.
    Ps1:kendisi ışık açık uyuyormuş(ne kadar doğrudur bilmiyorum)
    Ps2:Stanley Kubrik’in The Shining’ini beğenmemiştir.

  3. askerde iken gece 02-05 sabit nobetlerim olurdu..askeri lojmanlarin orada kucuk bir kulubede tek basima dururdum..etraf zifiri karanlik olurdu..kitap okuyarak vakit gecirmeye calistigim o askerlik doneminde stephen king’in de sadit ve hayvan mezarligi kitaplarini okumustum..ozellikle hayvan mezarligi’ni okurken yasadigim gerginligi anlatamam..stephen king’i boyle ortamlarda okumak, kitaplarindan alacaginiz zevki ve korku duygusunu kat be kat artiriyor..:))

  4. şuanda kitaplığımda 27 adet kitabına sahibim. en güzel yanıda nerdeyse her romanından sonra o romanın filmini izleyebilmeniz…

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Türk Sinemasında Cinsellik ve Seks Furyası Filmleri

Beyazperdede cinsellik iması Türk sinemasının başlangıcından beri bulunmakta ama asıl
blank

Yeşilçam Harikaları: Yılmaz Atadeniz’in Tarihi Avantürleri!

B sınıfı avantürlerin ve fantastik filmlerin unutulmaz yönetmeni Yılmaz Atadeniz'in