Bir Nevi Revizenin Revizesi…
Geçtiğimiz aylarda Yapı Kredi Yayınları‘na dair ürkütücü bir rivayet ortaya çıkmıştı hatırlarsanız. İddiaya göre YKY, ağırlığı 10 tonu bulan kitabı yakmış, bu iddia da hem sosyal mecrada hem de basında belli başlı tepkilere yol açmıştı. Bu rivayetin ardından yayınevi bir açıklama yaparak, kendileri hakkında ortaya çıkan dedikoduların bir kısmını yalanladı.
Yayınevinin yapmış olduğu açıklamaya göre, yirmi yıldır deposunda satılamayacak ve herhangi bir yere bağışlanamayacak kadar kötü durumda olan kitaplar, imha edilmek üzere satılmıştı. Yani imha edilenlerin, baskısı bitmiş kitaplar değil, kullanılmaz duruma gelen kitaplar olduğu söylenmişti. Bu bilgi kirliliği içerisinde neye inanmamız gerektiğini şaşırsak da böyle bir iddia her halükarda kulaklarımıza ürkütücü gelmişti işte!
Öte yandan, her ne kadar yayıncılık anlayışı çokça eleştirilse de; Blacksad, Tetikçi, Samuray, Okko, Kafalarına Bir Kurşun gibisinden kallavi serileri, hem kaliteli hem de piyasadaki benzerlerine oranla daha ucuza raflara taşıyan YKY‘nin, en azından bu konudaki özverisini de takdir etmemek olmaz!
Bilenler bilir, ülkemizde son yıllarda DC Comics mahsullerinin basımı oldukça zorlaşmaya başladı. Bunun en önemli sebebi de hiç kuşkusuz, DC’nin telif haklarının oldukça pahalıya gitmesi. Daha önce Arkabahçe Yayıncılık tarafından basılan Batman ve Süperman serilerinin ardından, DC‘nin süper kahraman çeşitlemelerinin basımları ülkemizde hızla azalmaya başlamıştı. Her ne kadar Heroes gibi popüler tv serilerinden uyarlanan ciltler ya da Killing Joke veya Joker gibisinden tam maceralar farklı yayın evleri tarafından basılma imkanı bulsa da, uzun zamandan beri Superman, Batman ya da Green Lantern gibisinden süper kahramanların yeni maceralarını okumaya hasret kalmıştık açıkçası!
YKY bu alana da el atmakta gecikmedi. Hem yayın evinin çizgi roman skalasının arasına comic konseptini dahil etti hem de yenilenen Süperman evrenini, arası fazla uzamadan, ülkemiz okuyucusuyla buluşturdu.
Malumunuz, çizgi roman evrenlerindeki revizyonlarla, çizgi karakterlerin beyazperdede geçirdiği evrim birbirini karşılıklı olarak beslemeye başladı son zamanlarda. Bunlarla birlikte hemen her süper kahramanın bir çeşit “evren genişlemesine” ya da paralel evren hikayesine dahil olduğu şu dönemlerde; bir süper kahramanın “hete hötö evreni”nde geçen ve illa ki ultra gerçekçi olma iddiası taşıyan maceralarının da ardı arkası kesilmiyor haliyle! Beyazperdede “Nolan Sendromu” olarak adlandırabileceğimiz bu yönelim, yeni çizgi roman evrenlerini de büyük ölçüde etkisi altına aldı. Bu açıdan baktığımızda da Yeni Dünya serisi ile perdedeki Man Of Steel birbiriyle fazlasıyla benzeşiyor (ki senarist Goyer’in en önemli etkilenim noktalarından biri ve belki de sıfır kilometre Süperman’ın beyazperdeye bu şekilde taşınmasının en önemli referansı da Earth One pek tabi!)
Superman: Earth One, hem DC Earth One serisinin hem de kırmızı pelerinli kurtarıcımızın bu evrendeki ilk hikayesi. The Amazing Spider-Man serisiyle tanıdığımız J. Michael Straczynski’nin yarattığı bu seri, genel anlamda süper kahramanların hem beyazperdedeki hem de çizgi romandaki evrimini takip ediyor. Yani daha doğrudan bir ifadeyle, (ve tabi artık adet olduğu üzere) süper kahramanın insanı zaaflarına ve geçmişindeki kırılma anlarına odaklanıyor.
Straczynski’yi Midnight Nation ve Rising Stars gibisinden sevilen seriler ile de tanıyoruz. Bunların dışında, kendisi He-Man, She-Ra, Babylon 5, Twilight Zone gibi popüler TV projelerinin de senaristliğini üstlenmişti zamanında. Straczynski, Earth One‘da, aslında bir nevi Frank Miller’ın Batman‘e yaptığı dokunuşları yapıyor ana karakterine. Tabi Miller’ın yarattığı etkiyi yaratamıyor çünkü Earth One, tam da süper kahraman hikayelerinin evrildiği ve “kahramanın insani özelliklerine eğilme” trendinin iyiden iyiye klişeye dönüşmeye başladığı bir dönemde karşımıza çıkıyor.
Earth One‘ın vitrinini donatan isim ise, yetenekli çizer Shane Davis. Davis hem Marvel hem de DC evrenine fazlasıyla hakim bir çizer ve özellikle Batman ve saz ekibinin hikayelerinin uzun vadede teslim edildiği bir isim. Kendisi, Nightwing, Robin ve Batman serileri konusunda uzun süre sazı eline aldıktan sonra, geçtiğimiz yıl yayınlanan Earth One – Part Two’yu da ete kemiğe büründürdü aynı zamanda.
Ülkemizde daha çok frankofon konseptinin boşluğunu doldurmaya soyunan ve bunun da altından başarılı bir biçimde kalkan YKY‘nin, DC Comics‘e el atmış olması pek çok çizgi roman severi şaşırmakla birlikte, sevindirdi de! Piyasanın frankofon kısmında sözü geçen YKY, DC üretimlerini de kadar devam ettirecek, o konuda kesin bir şey söyleyebilmek mümkün değil ama hem çeviri hem de baskıdaki başarıları, bu işin hakkını vereceklerine inanmamızı sağlıyor.
bizim de yeni bir fikrimiz olduğunu varsayarsak, online olarak bunu DC Comics’e iletme imkanımız var mıdır acaba