Thale posterAleksander Nordaas’ın yönettiği 2012 Norveç yapımı Thale korku, gerilim ve fantezi türlerini bir potada eritmeye çalışan düşük bütçeli bir yapım. Özellikle trailer’ındaki kuyruklu seksi kız figürü ile adından çok söz ettirmişti. Ancak tanınırlığına katkıda bulunan, birçoklarımızın bu trailer sayesinde tanıdığımız film, ne yazık ki patlama noktası olan bu sahneyi gözümüze bir pazarlama aracı olarak soktuğu için film içindeki gerilimin düşmesine de sebep oluyor.

Thale gerçekten ufak bir seyirlik. Kısa zamanda anlattığı hikâyede büyük açıklar var. Durağan sahneler finale pek de katkı yapmıyor. Ancak yine de farklı anlatımı ile türü sevenler tarafından seyredilmeyi hak ediyor.

Konusuna gelecek olursak vücut parçalanmalarını temizleme konusunda uzman bir firmada çalışan Leo (Jon Sigve Skard) eski dostu Elvis (Erlend Nervold) ile Norveç’in balta girmemiş ormanlarından birinde terkedilmiş bir evi temizlemeye giderler. Elvis alışık olmadığı bu mesleği kusarak yerine getirmeye çalışırken Leo için hiçbir şey şaşırtıcı ya da mide bulandırıcı değildir. Evin alt katlarına indikçe ikili bazı şeylerin garip olduğunu kabul etmeye başlar. Uzun yıllar önce tarihi geçmiş konserveler, dönmeye devam eden kaset, süte benzer bir sıvı ile dolu bir küvet… Leo’nun hiçbir yere dokunma ricasına karşın Elvis merakına yenik düşer ve teybi çalıştırarak olayları anlamaya çalışır. Bu sırada beklenmeyen olur ve gizemli bir kız(Silje Reinåmo) küvetten ağzında bir boruyla çıplak olarak fırlar. Pek çok erkeğin hayalini kuracağı bu durum tabii ki ikilimizi korkutacaktır.

Kızın konuşamadığını anlayan ikili onla iletişim için farklı yollar dener. Bu arada teypten anlaşıldığı kadar kız bazı deneylerin bir parçası olmuştur ve dolapta bulunan bir kuyruk da kızın hakkındaki gizemi arttırmaktadır.

Dokunması ile geçmişini ikiliye gösteren Thale, Norveç’in mitolojik karakterlerinden olan kuyruklu kadın figürü huldra’nın evrimleşmiş halidir ve birçok insan tarafından bulunmak istenen gizemli bir hazinedir.

Thale 04

Özellikle üç genç oyuncuya sırtını dayayan Thale, Trollhunter, Rare Exports, Låt den rätte komma in gibi son dönem Kuzey Avrupa korku filmlerinin yanında birkaç gömlek düşük kalıyor. Ama bu demek değil ki boş bir film ile karşı karşıyayız. Thale, az set, az oyuncu, biraz cgi ve yönetmenin yaratıcılığı ile olabildiğince eli yüzü düzgün bir yapım. Filmin en büyük problemi hikâyeyi anlatmayı doğru düzgün becerememesi. Huldra figürü hakkında çok da fazla bir şey anlatmıyor. Ayrıca cgi ile yaratılmış huldraların da sahnede çok iyi durduğu söylenemez. Hikâyedeki bu boşluklara rağmen, hiç konuşmamasına rağmen Silje Reinåmo’nun doğal güzelliğinin filme katkısı olduğu aşikâr.

İnsan-doğa savaşını Trollhunter’dan sonra tekrar ziyaret eden film doğanın belki de insan ile kaynaşması için ortaya çıkan Thale’in yine insanlar tarafından maruz bırakıldığı şiddeti göstererek seyirciyi etkilemeye çalışıyor.

Thale sonuçta herkese göre bir film değil. Özellikle seyretmeniz için önerebileceğim bir şeyi de yok. Büyük bir ihtimalle birkaç yıl sonra unutulup gidecek bir film. Ancak yine de değersiz olduğunu söyleyemem. Doğaya yaptıklarımız hakkında bir nebze olsun düşünmemizi sağlayabiliyor ise başarısız diyemeyiz. Özellikle minimalist korku filmlerini sevenler bu kuyruklu kızın hikâyesine sırt çevirmesinler.

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Rogue One: A Star Wars Story (2016)

Rogue One: Bir Yıldız Savaşları Hikayesi, amacını aşan bir film.
blank

Koca Arayan Uzaylılar: Uçan Daireler İstanbul’da (1955)

Uçan Daireler İstanbul'da o zamanlar bıktırıcı düzeyde kullanılan şarkılara ve