Küçük ama muhteşem bir canavar filmi olan The Deadly Spawn, eğlenceli ve çocuksu olmasının yanında, oldukça vahşi, kanlı ve acımasız da olduğu için kesinlikle sıradışı bir film! Seyirciyi tamamen hazırlıksız yakalayabiliyor. Pazar sabahı seyredebilinecek, 80’lerden klasik bir canavar filmi derken bir anda bir aile bireyi canavarın dişleri arasında feci şekilde can verince seyirci neye uğradığını şaşırıyor. Yeraltı Canavarı‘nın (Tremors) (1990) Grand Guignol faktörü yüksek olanı gibi düşünebilirsiniz bu filmi. Veya Goonies‘deki (1985) kötü adamların çocuklardan birini yakalayıp boğazını kestiğini düşünün. Öyle bir olayı var işte The Deadly Spawn’un…
Daha da enteresan olanı filmin yapılış hikayesi. 27.000 dolar gibi bugüne kadar hiç duymadığım küçüklükte bir bütçesi var filmin! Filme baktığınızda bütçesini anlamanıza imkan yok! Film ekibinde ne aktörler, ne yönetmen, ne efekt sorumlusu hiç kimse para almadığı gibi, ekip sadece haftasonları biraraya gelip, 16mm bir kamerayla çekim yaparak çekimleri gerçekleştirmiş! (Ne muhteşem bir proje değil mi!)
The Deadly Spawn’un hikayesi uzaydan bir meteor düşmesiyle başlıyor (her zaman kötüye işaret bir durum tabi…) Ormanda kamp yapmakta olan 2 genç bu meteoru farkediyorlar ve meteorun düştüğü yere vardıklarında sadece gölgelerden anladığımız kadarıyla garip bir yaratık çıkıp bu gençleri parçalıyor. Yaratık, en yakındaki ufak bir kasabaya gidip bir evin bodrum katına çörekleniyor. Bu evde orta sınıf, neşeli bir aile, bu aileye misafirliğe gelmiş başka bir çift, ailenin genç oğlu, bu genç oğlanın lise arkadaşları ve evin en küçük oğlu, korku filmi hastası bir çocuk bulunuyor…
The Deadly Spawn’daki solucanımsı yaratık ve bu yaratığın ürettiği parazitler, Slugs (1988), Tremors (1990), Slither (2006), Little Shop of Horrors (1986) ve Shivers‘daki (1975) çeşitli yaratıkları andırıyor. Canavar tasarımları oldukça etkileyici, kaba, iğrenç ve güzel. (Canavarların aşırı derecede fazla diş sayısı, adeta canavarın kurbanlarını yemekten çok Freud’sal bir şekilde seyircinin bilinçaltına saldırmasına yarıyormuş gibi…)
Filmdeki esas karakter olan ailenin korku filmi hayranı küçük oğlan, filme çocuksu, sıcak ve güvenli bir hava veriyor. Çocuğun odası 1950 ve 60’ların canavar filmi posterleriyle, Godzilla ve çeşitli başka canavar figürleri ile dolu. Ancak bu çocuksuluk asla bir komedi faktörü olmadığı gibi, yaratılmış olan bu güvenlik duygusu daha sonra izleyicinin yer yer şok olmasına sebep oluyor. Bu açıdan film kendi janrasının temellerine de saldıran bir film diyebiliriz.
Filmin özellikle sonunu görmeniz lazım! 27.000 dolar gibi bir bütçeyle bu kadar muhteşem bir iş çıkaran bir yönetmenin daha sonra neden başka bir film yapmaya hiç kalkışmadığı ise merak konusu. İnternette baya bir aradım, bir sonuç bulamadım. Bulabilen varsa buraya yorum olarak eklerse sevinirim.
Bu yazıyı yazarken kaynak olarak yararlandığım http://www.deadlyspawn.com sitesine de, filmi izledikten sonra girip bakmanızı öneririm. Ayrıca buradan Deadly Spawn’ın kökleri ile ilgili olarak hazırlanmış bir Fan çizgiromanını da okuyabilirsiniz.
Filmi izledikten sonra, ah keşke bu filmi çocukken görseydim diye yanacağınıza bahse girerim!
Keşke böyle bir proje olsa da biz de ücretsiz yer alsak içinde. Ne kadar eğlenceli bir film değil mi?
Bu film yıllar önce özel kanallar ilk açıldığında televizyonda oynamıştır. Ses karşı duyarlı oldukları ortaya çıkıyordu. Ve tabi sürpriz finali unutmayalım.