80’ler partileri birkaç yıldan bu yana çok moda… Sly’ın, (Slyvester Stallone) aksiyon sinemasının en sıkı adamlarını alıp The Expendables’i çekerek bir tür kerosen partisi vermesine de bunlar yol açmış olabilir pekala… İlk film eğlenceli olduğu kadar, ununu elemiş, eleğini asmış oyuncuları için riskli bir projeydi. Neyse ki vefalı 80’ler çocukları kendi kahramanlarını görmek için bir kez daha sinemanın yolunu tuttular.
Şimdi, aynı ekip bu defa Chuck Norris ve Jean Claude Van Damme’ı da kadroya dahil ederek tekrar karşımıza çıkıyor. Filmin tek bir vaadi var: Alabildiğine gürültülü eski moda bir aksiyon izletmek… Peki, başarabiliyor mu? Hem de nasıl!
Bu tür aksiyon filmlerinin konusu, tıpkı bilgisayar oyunlarında olduğu gibi, çatışma ortamını yaratmak için sunulan bir bahaneden ibarettir. Kahramanlarımız bu defa ekibe yeni katılan çaylak ama yetenekli sniper Bill the Kid (Liam Hemsworth)’i de alarak Rusların zamanında Arnavutluk dağlarına sakladığı plütonyumun yanlış ellere geçmesini önlemeye çalışıyorlar. Burada ekibin başı Barney Ross (Slyvester Stallone) ile Bill the Kid arasında bir tür baba-oğul ilişkisi kuruluyor ancak 80’lerin en şık tekmelerini atan Jean Claude Van Damme, Geri Çekilmek Yok Teslim Olmak Yok filmindekine benzer bir kötü adam Vilain rolünde araya giriyor ve bu bağı koparıyor. Sonrası, hem intikam hem de plütonyumu geri almak. Arnavutluk köylülerini kurtarmakla ilgili üretilmiş bir tür “Seven Samurai” yan hikayesi bile var filmde, ne gerek varsa!
Eskiler partiye yine yenileri çağırmışlar. Jason Statham’ın rolü büyüyor, karakteri derinleşiyor. Muhtemelen devam filmlerinin asıl kahramanı haline gelecek. Çekim tarihleri uyuşmayan Jet Li filmin başında görünüp, numarasını yaptıktan sonra kayboluyor ve yerini Maggie karakterini oynayan Nan Yu’ya bırakıyor. Terry Crews, Randy Couture, Scott Adkins’ de tayfanın geri kalanını oluşturuyor.
Cehennem Melekleri 2 fikir ve uygulamada ilk filme göre daha iyi işlenmiş bir maden. Artık “acaba tutar mı” endişesini üzerinden atan Bruce Willis ve Arnold Schwarzenegger sadece çene çalmıyor aksiyona da katılıyorlar. Beyazperdede yarattıkları imajlarla dalga geçmeyi de ihmal etmiyorlar. Bir sahne de sürekli “I’ll be back / geri döneceğim” diyen Arnie’ye, Willis “Yeter artık döndüğün, ben dönüyorum bu defa” deyip basıyor tetiğe ve bir sürü adamı tepeliyor.
Filmin en büyük sürprizi ise “Lone Wolf” göndermesiyle onurlandırılan Chuck Norris’i izlemek oldu. Sabit bir surat, çok ciddi ama başlı başına gülme sebebi. Öldürme gücü “Chuck Norris facts” zirvesine taşınan bir karakter olarak arz-ı endam ediyor filmde…
Elbette, kusurları olan bir film bu… Kadınlar sevmeyecek çünkü eskiden de sevmezlerdi. Tüm bu zeka yoksunu aksiyon bizim gibi, ‘büyümeyen çocuklar’ için. Bu defa Amerikan propagandasına kulaklarımızı tıkamak zorunda da kalmıyoruz çünkü çatışmanın gürültüsünden zaten kulaklar sağır!
Filmin bana göre en affedilmez şeyi, 80’ler aksiyonunun en keyifli görsel malzemesi olan helikopter sahnelerinin CGI marifetiyle kotarılması oldu. Tamam maliyet, şu-bu ama o eski güzel zamanlarda, en ucuz video filmlerinde bile gördüğümüz helikopterleri CGI ile yapmak ve güzelim sahneleri animasyona çevirmek kimin fikir acaba! 80’ler aksiyonu çekenlerin bilgisayara hiç yüz vermemesi daha hayırlı olur.
Çatışma sahnelerini yükseltelim derken yapılan kimi çekim tekrarları da gözden kaçmıyor. Örneğin Arnavutluk’ta, şehrin ortasında tankların bile katıldığı bir çatışma yaşanıyor. Orada elektirik direğinin ardından ateş etmeye çalışan bir adam pek çok kez ölüyor. Tam sayıyı söyleyeyim; 4 kez! Bunlar keyfinizi kaçırır mı, sanmam. Kasten yapılmış bile olabilir.
Cehennem Melekleri 2 ile artık uzun yıllar sürecek bir aksiyon serisine kavuştuğumuzu düşünüyorum. Eklemeler ve çıkarmalar olacaktır mutlaka… Yeni nesil aksiyona odaklanırken biz eskiler de o yıllara/filmlere yapılan göndermelerin tadını çıkartarak izleyeceğiz. Ne diyeyim, bu yamuk ağızlı İtalyan’ı seviyorum! Çocuktum, Rocky, Rambo izlerdim, kır saçlı bir adam oldum The Expendables izliyorum. Neresinden baksanız muhteşem bir kariyer… Sly bir maestroya dönüşerek şovuna devam ediyor. Kaçırmayın!
Kaleminize sağlık, burnundan kıl aldırmayan kendini entel sanan bazı sinema yazarlarının aksine sizin daha samimi bir yorum yazdığınızı düşünüyorum. Böyle filmlerde sanatsal kaygılar veya mantık aranmaz, sadece eğlenilir ve bu film biz 80’ler çocuklarına bunu fazlasıyla veriyor. Bu serinin gidebildiği kadar gitmesini istiyorum.
helal olsun yorumlariniza, opuyorum sizi. bazi MAL MAL herifler seriyi kotuluyor. lan adama sorarlar, boyle kadro nerede gordun GERIZEKALI diye?
tekrardan saygilar.