The Hobbit: The Battle of the Five Armies (2014)

6 Şubat 2015

Orta Dünyayı Kurtaran Adam: Legolas

Hobbit 5 Ordunun Savaşı filmini biraz bekledikten sonra izledim. Filmi izlemeden önce ilk iki filmi yeniden izlemeyi de ihmal etmedim. Filmi izleyen pek çok dostum film üzerine oldukça negatif yazılar yazmışlardı. Açıkçası ilk hobbit filmini pek sevmediğim için son film hakkında ister istemez önyargılarım oluştu.

Teknoloji gelişiyor, yapabileceklerimizin ve imkanlarımızın özellikle görsel anlamda çıtası yükseliyor. Bu çıta yükselmesi bazen zevk alışımızı etkiliyor mu diye düşünüyorum. Görsellik önemli ama filmi de sonuçta bir yorumlama olarak ele almak gerekli bence. Okuduğum bir kitabın birebir filminin yapılmasının her zaman imkansız olduğunu düşünürüm, o yüzden eğer bir kitabın filmi yapılıyorsa ve o kitabı okumamışsam filmi izlemeden kitabı okumamayı yeğliyorum.

Gerçi Hobbit açısından durum bu şekilde olmamıştı. Hobbit romanının çizimlerinin olduğu bir çocuk kitabı elimden geçmişti ve bir de çizgi filmini izlemiştim. Bu nedenle kafamda bir Hobbit imgesi oluşmuştu. Bunları neden mi yazıyorum? Az sonra yazacaklarımı nasıl birer süzgeçten geçirdiğimin altını çizmek istediğim için yazıyorum.

The Hobbit The Battle of the Five Armies 03

Peter Jackson Tolkien’e sardığı dönemlerde nasıl bir işe giriştiğinin farkında idi ve bence 3 kitabı birkaç detay dışında beyazperdeye taşımayı başardı. Ancak ben en başından beri Peter Jackson’ı George Lucas ve Steven Spielberg ekolünden gördüğüm için olabilecekler konusunda oldukça hazırlıklı idim. Özellikle Star Wars ve Tolkien arasındaki ilişki ve göndermeler dışında Attack of the Clones ile İki Kule filmleri arasındaki benzerlikler Christopher Lee ile sınırlı değildi. Sinematografik pek çok benzerlik ortaya koyan Jackson, bence hikaye anlatımını da Lucaslaştırmıştı. Burada ortaya çıkan paradoks da ilginçtir. Lucas, Star Wars hikayesini Tolkien’den esinleniyor ancak Tolkien’in filmlerini yapan yönetmen anlatımı açısından Star Wars’tan etkileniyor. Son filmde Aragorn’un epeyce Luke Skywalkerlaştığını da söyleyebilirim. Tabi burada pek sorun yok ancak Tolkien hayranlarını bu durum biraz rahatsız etmiş olabilir.

Ancak Yüzüklerin Efendisi’ndeki bu ağır George Lucas etkisinden sonra kıllanmadım diyemem. Sonuçta beklediğim bir açıklama yapılarak Hobbit filminin 3 bölümde çekileceğini öğrendik.

Bu noktada Peter Jackson’ı savunduğum düşünülmesin ancak Jackson’ın nasıl bir film ortaya çıkartacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. İlk film biraz daha çocuklara yönelik olacaktı, 2. filmde olay örgüsünü uzatacaktı ve de son filmde bütün kozlarını masaya yatıracaktı. Filmin isminin Hobbit olmasına rağmen Hobbit kitabına sadık kalmayıp kendi yorumunu da kattığı Yüzüklerin Efendisi’nin öncesini Hobbit filmi üzerinden anlatacağı aşikardı.

O yüzden ilk filmi izledikten sonra kitaba uymamış, şunu eklemiş gibi eleştirileri biraz duygusal buldum. Sonuçta Peter Jackson, ne kadar eleştirirsek eleştirelim, Orta Dünya’yı beyazperdeye taşıyor, zor iş vesselam. Çektiği ilk 3 filmle de bunu başardığını düşünüyorum. Sonrasında da biraz daha, yok tamam kabul ettim, tamamen gişeyi düşünerek Hobbit gibi çocuklara yönelik bir kitabı farklı bir şekilde beyazperdeye taşıması kendi açısından kaçınılmazdı. Sonuçta kitabın ana ekseninden kopmadan Yüzüklerin Efendisi’nin öncesini kendi ile çelişkiye düşmeden anlatabildiğini söyleyebiliriz.

The Hobbit The Battle of the Five Armies 02

Hobbit’i okumadım, kitabı okuyan ve bunun beyazperdeye düzgün şekilde taşınmasını isteyenlere saygı sonsuz ancak bunu taşıyacak olan hiçbir zaman Peter Jackson değil. Sinema açısından seçtiği yol bunu öngörmüyor. O yüzden pek çok arkadaşın Jackson’ın yaptığı değişiklikler üzerine çok kızmamaları gerekiyor.

Peki film olmuş mu?

Aslında Hobbit ismi altında çekilmiş filmler arasında en beğendiğim 3. bölüm oldu. Ancak Hobbit üçlemesinin genel sorunları ister istemez bu filmde de yer alıyor. Bunlardan en önemlisi karakter gelişimi. Jackson Yüzüklerin Efendisi’nde başardığını bu sefer Hobbit’te gerçekleştiremiyor ve hikaye Hobbit yerine son bölümde Gandalf ve Legolas başta olmak üzere elflere yaslanıyor. Kalabalık kadroda karakter gelişimi hep yarım kalmış hissi yaratıyor ancak asıl adamımız Hobbit hep yan karakter gibi kalıyor. Burada senaryo sorunu göze çarpıyor bence. Ayrıca tek kitaplık bir hikayedeki bazı detayları 3 filme yayma çalışmasının getirdiği zorlamalar da her Hobbit filminde olduğu gibi burada da göze batıyor.

Bütün bunları toparlayacağını düşündüğüm 3. filmde ise açıkçası bu noktalarda sınıfta kalmış Jackson. Ancak film tüm negatif yönlerine rağmen bir görsel şölen ve izleyeni sıkmadan izlenebilecek bir film. Eğer Jackson’ın Hobbit kitabını sinemaya uyarlamadığı konusunda hemfikir olup, kitapta olmayan cüce elf aşkına fazla takılmazsanız ve de uzatılmış kısımları iplemezseniz Orta Dünya ve Yüzüklerin Efendisi filmlerine geçiş için fena bir film yok ortada.

Bu filmde de Peter Jackson’ın kitch sahneleri yer alıyor. Ansızın yerde yatan cansız çocuk bedenine yapılan zoomlar fantastik dünyayı bir anda sıfırlıyor. Ayrıca filmin kısa versiyonundaki gereksiz tartışma sahnelerini de görmezden gelmek gerekli. Beni kıl eden sahnesi ise Galadriel Gandalf Saruman ve Sauron sahnesi oldu. Bluray Extended Version için kısa tutulmuş hissi verdi bana. Herşey alelacele yapılmş gibiydi.

Velhasıl fazla beklentiniz olmadan, filmin Hobbit kitabının sinema versiyonu olmadığını kabul ederek izlemeyi başarabilirseniz, extended versiyon olacağı da düşünüldüğünde, Orta Dünya üzerine hoş bir görsel şölen sunuyor Peter Jackson. Bazılarımız için söyleyeceğim son söz ise “Jackson’ın Orta Dünyası buymuş arkadaşlar” olacak.

The Hobbit The Battle of the Five Armies 01

blank

Utku Uluer

1974'te Moda'da doğdu. İtalyada yaşıyor. Italyanca ve Ingilizce dillerinde profesyonel turist rehberliği yapıyor. 1994 yılında Doğuş FM de Katiller de Ağlar müzik programı ile başlayan DJ'lik tutkusu DJ Legoman ismiyle farklı bir noktaya taşındı. 2007 yılında Sinematik yeşilçam sitesini kurdu, O zamandan beri Sinematik Yeşilçam ve Öteki Sinema'da kafasına göre yazmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Sleepy Hollow / Hayalet Süvari (1999)

Washington Irwing'in The Legend of Sleepy Hollow isimli klasik hikâyesine
blank

Dead in Tombstone (2013)

Dead in Tombstone; bu menüde keşfedilecek yeni bir şeyler yok,