Geçtiğimiz hafta sonu Londra’nın ünlü korku filmi festivali Film4 Frightfest‘in en ses getiren filmi, sevilse de, nefret edilse de, insanların tepskisiz kalamadığı The Human Centipede / İnsan Kırkayak (2009) oldu.

Untitled 1

(Yine hakkında hiçbir şey bilmeden izlenirse daha çok etkilenilecek bir film var karşımızda. O yüzden mümkün olduğunca filmin içeriği hakkında ipucu vermekten kaçınıyorum.)

İki Amerikalı kız ve bir Japon turist, Almanya’da bir deli dokturun eline düşerek akıl almayacak korkunçlukta bir tıbbi deneyin parçası oluyorlar. Alman deli doktor Dr Heiter rolünde, Alman sinemasının ünlü isimlerinden Dieter Laser muhteşem bir performans sergilerken izleyicinin yüreğini sıkıştırıyor. Filmin diğer yıldızı, kurban japon turist rolündeki Akihiro Kitamura‘da performansıyla yürek burkuyor. Adeta filmin odak noktası haline gelen Kitamura önümüzdeki sene Heroes‘un yeni sezonunda karşımıza çıkacak.

Hollandalı yönetmen Tom Six, filminde ”vücut”, ”ameliyat” ve ”beden ile benlik arasındaki ilişki” gibi temaları son derece acımasız bir şekilde masaya yatırıyor. Cronenberg‘in vücud-korku filmleri ve Brian Yuzna‘nın The Society‘si (1989) gibi filmlerle aynı kefeye koyabilceğimiz The Human Centipede, çıtayı iyice yükseltiyor. Aslında kan banyolarıyla veya en ufak detayına kadar seyircinin gözüne sokulan vahşet sahneleriyle dolu bir film değil The Human Centipede. Film daha çok Haneke filmlerinin soğukluğuna ve sertliğine sahip. Gücünü bu özelliğinden alıyor.

Çok fazla bir beklenti yaratmadan, daha dağıtımı üstlenilmemiş ve dolayısıyla uzun bir süre daha sinemalarda göremeyeceğimiz bu filmi mutlaka izlenecekler listenize almanızı tavsiye ediyorum ve Tom Six’in vadettiği devam filmini de merakla bekliyorum.

cent5

cent2

cent1

cent6

blank

Can Evrenol

University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!

5 Comments Leave a Reply

  1. Frightfest’ten haberi olan biri olarak malum Türkiye’den yaşadığımdan festival filmlerini ancak internet bilgilerinden edindim ve bir çoğunun fragmanını da izledim. Bana kalırsa hepsini izleyebilirim ama aralarından ilgi çekici gördüklerimi bir blog’ta yazmıştım. Tanıtımlarını da ötekisinema’da bir bir görmeye başladım. Merak ettiğim şu türk seyircisi (ya da korku sineması meraklısı türk seyircisi diyeyim) bu filmleri ne zaman izleyebilecek. Aralarından bir kısmı yakın zamanda sinemalarımıza da gelecek bildiğim kadarıyla (Pontypool, Case 39, Descent 2 vs…) ama ben daha çok ötekisinemanın da ilgi alanı olan öteki filmlerden bahsediyorum. Umarım en kısa zamanda bizde izleme şerefine ulaşırız.

  2. İnsan bedenini aşağılayan bir adamın insanlardan kırkayak yaptığı bu film, o kadar film izlememe rağmen beni çok rahatsız etti. ve gerçekten sağlam sinir gerektiriyor kanımca. eskiden bu tarz filmlerden bu kadar etkilenmezdim ama gerçekten kötü oldum. insanlığın düşürüldüğü durum beni üzdü sanırım.

  3. kesin adam gecenin bir yarısı virüslü bir porno sitesinde ass to mouth olayını gördü ve aklına bu parlak! fikir geldi. ne yazık ki amerikan seyircilerinin beklentileri tüm dünya izleyicilerine yayılıyor.

  4. Şimdiye kadar izlediğim en rahatsız edici filmler arasında ilk sıralarda yer alır. Ciddi anlamda insan zihnine tecavüz eden filmlerden biri. Tamam, görüntülerin ötesine geçenlere düşünce olarak da katkı sağlıyor. Ama bu katkısı ne derece yararlı bilemiyorum. Açıkçası ben filmden, özellikle ikinci bölümlerindeki sahnelerden rahatsız olmaktan pek bir anlam çıkaramadım. Karakter Alman, olay Almanya’da geçiyor, Nazilerin ikinci dünya savaşında yaptıkları insanlık dışı deneylerin bir örneği olarak görülebilir. Bilime katkısı olup, olmadığı tartışılabilir. Ama bu sahneleri istismara varan şekilde rahatsız edici olarak yansıtması açısından yönetmenin ve yazanın (aynı kişi) amacını tam anlayamadım.

    Açıkçası bu tarz filmleri daha önce izlemiş biri olduğumdan ve tek başıma izlememden dolayı filmin sonunu getirmem çok zor olmadı ama yanımda bir kişi daha olsaydı muhtemelen sonunu getiremezdim. Frighfest gibi bir ortamı tenzih ederim ama topluluk içerisinde izlenmesi zor bir film. Peki o zaman şair burada bize ne anlatmak istiyor?

  5. var ya hani bu kadar iğrenç, kusmuk edici bir film görmedim. izledim film bitti ama yediğim mısır boğazımda kaldı midem kafayı yemiş başım dehşet ağrıyor. çok rahatsız edici bir filmdi. ama korku filmi budur da dedirtti bana açıkçası. şuraya gülücüklü bir ifade koymak isterdim ama yapamıyorum bile :S

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Wicked City (1987-1992)

Hideyuki Kikuchi’nin, Canavarlar ve İnsanlar arasında süren gizli savaşı bitirmek
blank

Tam Bir İstismar Başyapıtı: Dangerous Seductress (1992)

Dangerous Seductress filminin ilk 20 dakikalık bölümü, kelimelerle anlatılamayacak tuhaflıkta