Duyduk duymadık demeyin, Game of Thrones’a rakip geldi! Bizde oyun meraklılarının dışında pek kimselerin bilmediği The Last of Us, HBO Max’le aynı zamanda BluTV’de, dublaj ve altyazı seçenekleriyle yayınlanmaya başladı.
Herkes dizi yapıyor ama dizi dağının zirvesinde hala HBO işleri oturuyor. Herkesin adını ilk söyleyeceği dizi ise Game of Thrones ve onun prequel’i House of the Dragon.
Başta Netflix olmak üzere tüm dijital platformlar bu seriye cevap vermeye çalışıyor. Netflix’teki The Witcher, Amazon Prime’daki The Lord of the Rings: The Rings of Power, Disney+’daki Willow… Hepsi ıska!
Game of Thrones’un demir tahtını sarsacak iş yine HBO’dan geldi. Bir süre önce attığım bir tweet’te, “BluTV, HBO dizisi The Last of Us’ı getiriyor ve ben heyecandan yerimde duramıyorum. Bana göre yılın en bomba platform işi bu!” diye yazmıştım. Tahminlerimde yanılmadım.
2013 yapımı bir PS (playstation) oyununa dayanan The Last of Us dizisinde, medeniyeti büyük ölçüde yok eden bir felaket sonrasında ABD’de uzun bir yolculuğa çıkan genç Ellie (Bella Ramsey) ve ona eşlik eden Joel (Pedro Pascal) karakterlerinin öyküsü anlatılıyor.
Dizinin ilk bölümü, HBO Max’ta 4,7 milyon seyirciye ulaştı. Dizi ilk 3 gününde 10 milyon kişi tarafından izlendi. İkinci bölüm, ilk gecesinde bir önceki haftaya göre yüzde 22 artışla 5,7 milyon izleyiciye ulaştı ve HBO tarihinde ikinci haftadaki en büyük izleyici artışı oldu.
Bu şu demek; The Last of Us, House of the Dragon’ın ardından HBO’nun 2010 yılından bu yana en büyük ikinci açılışını gerçekleştiren dizi. Yani ortada hatırı sayılır bir başarı var.
Deli Dumrul vergileriyle oyun konsolu satın almanın imkansızlaştırıldığı bir ülkede yaşadığımız için, meraklıları dışında The Last of Us’ı bilen yok. Ben tweet atarken çoğu takipçim, “bu ne ki böyle” diye düşünmüş olabilir ama 2. bölümle birlikte sosyal medya reaksiyonları da artmaya başladı.
Bana göre, The Last of Us bu yılın en iyi platform dizisi. Oyunun senaryosu o kadar iyiydi ki insanlar oyun sinematiklerini film niyetine izliyordu zaten. HBO’nun The Last of Us’ı da harika başladı ve devam ediyor. Oyuna paralel hikayelendirme, oyun fanatiklerini bile ilk bölümden mest etmeyi başardı. Dizi daha ilk bölümden dünyasını kurup ve seyirciyi içine çekti.
Dizinin zamanda ileri geri giden kurgusu hem çaresiz kahramanlarımızı takip ediyor hem de insanlığın sonunu getiren mantar belasının yayılımını açıklıyor. Felaket filmlerinden alışık olduğumuz bir açılış yapan dizide 2. bölümden itibaren tansiyon artıyor ve oyundaki o inanılmaz post apokaliptik dünya görseline kavuşuyoruz.
Çok bekledik çok!
Aslına bakarsanız, 2013 yılında çıkan oyunun hemen ardından film ya da dizi yapmak için senaryo çalışmalarına başlanmıştı ama karşılıklı ihtilaflar yüzünden proje 10 yıl kadar gecikti. Bu da bana sorarsanız seyircinin her bölümü yeniden izlemesine sebep olacak muhteşem post apokaliptik görselleri yaratmak için efekt ekibine zaman ve teknolojik imkanlar kazandırdı. 10 yıl önce çekilmiş olsa bu kadar iyi görünür müydü, emin değilim. Bir eleştirmen ayrıcalığına sahip olarak 3. bölümü de izledim ve seyir zevkinin her bölümde artacağını söyleyebilirim.
BluTV, ikinci bölümü yayınladı ve bazılarınızdan homurtular yükselmeye başladı bile çünkü Netflix’in icadı olan seri izleme (binge watch) hadisesini burada gerçekleştiremiyorsunuz. Ben de her hafta bölüm beklemek istemeyenlerdenim ancak The Last of Us buna değer. Dizi aslında 10 bölüm ancak HBO ilk iki bölümü birleştirip 1. Bölüm olarak yayınladığı için 9 bölüm izleyeceğiz. Bana sorarsanız sezonlarca sürecek bir heyecan başlıyor. Benim gibi fantastik işlere düşkün seyirci için The Last of Us tam bir hazine sandığı. Kaynağına sadık, görsel açıdan müthiş bir iş. IMDB puanı 9.4, milyonlarca insan yanılıyor olamaz.
Bu arada, sakın ola, “ne var ki işte Walking Dead çakması” bir dizi demeyin. Bu dizide işler hiç ummadığınız yerlere gidecek. Korktuğunuz kadar da gözyaşı dökeceksiniz. İyi seyirler…
Murat Tolga Şen – murattolga@gmail.com