The Nanny posterKorku filmlerinin beslendiği konular o kadar fazladır ki ne kadar “bu tarzı sevmem, korkmam” diyenler olsa bile meraklısı için muhakkak korkacak  ve izleyecek bir şeyler bulunur  bazı filmlerde…

Dönemin popüler korku filmi şirketi Hammer Film Productions tarafından yapılmış bir film The Nanny (1965). Filmi çok büyük beklentilerle izlemedim fakat film benim beklentilerimin bile çok üstündeydi. Hammer Film Productions’ın o dönemler genelde vampir, kurt adam, canavar filmleri veya çatlak doktor temaları üzerine filmler yaptığını görürüz. Fakat The Nanny filminde kötü bir dadının hikâyesi vardır.

Filmin başrol oyuncusu Bette Davis, 1962 yılında rol aldığı What Ever Happened to Baby Jane? ile Oscar’a aday gösterilmiş. Bence bu filmde canlandırdığı üst sınıf bir İngiliz ailesinin çocuklarının bakımıyla ilgilenen itaatkâr yardımcı rolüyle Oscar adaylığını bir kez daha hak etmiş.

nannyFilmi kısaca özetleyecek olursak, ilk olarak Davis’in yanlarında çalıştığı ailenin küçük kızlarını korkunç bir kazada kaybettiğini öğreniyoruz. Aile bu olayda 10 yaşındaki oğulları Joey’i (William Dix) suçlamaktadır. Joey çocuklara yönelik bir psikiyatri kliniği ve okulunda  2 yıl kaldıktan sonra eve geri dönmüştür. (Joey’in babası (James Villiers) ve dadı Joey’i almak üzere okula gittiklerinde izleyici güzel bir şekilde çocukla tanışacağı yerde daha çok unutulmaz bir açılışa sahip Bud Cort’un sahte intiharının olduğu Harold and Maude’u anımsıyor.) Joey ilginç davranışları olan bir çocuktur. 10 yaşındaki bir çocuk için çok garip bir şekilde zihni sürekli ölümle meşguldür.  Fakat ölümle daha önce karşı karşıya kalmış bir çocuk içinse belki de çok olağandışı değildir bu. Okuldan ayrılırken Joey’in doktoru babasına, Joey’in orta yaşlı kadınlara karşı ilginç bir nefret beslediğini söyler. Eve dönüş yolunda ise bu hislerinin ne kadar gerçek olduğunu ve dadıya karşı ne kadar güvensiz olduğunu belli eder.

Küçük Joey ondan o kadar çok korkmuştur ki, gerekli olduğunda kaçabilmek üzere yangın kaçışı olan bir odaya yerleşir. Dadının hazırladığı yemekleri yemeyi reddeder. Huysuz babası ve duygusal olarak oldukça gelgitleri olan annesi (Wendy Craig) oğullarının bu davranışlarından oldukça tedirgin olmaktadırlar ve okuldan almamaları gerektiği konusunda şüphe duymaya başlarlar.

Joey’in babası iş için evden ayrılmak durumunda kalır. Evde Joey, annesi ve dadı kalır. Dadı çok uzun zamandan beri onlarla yaşamaktadır. Hatta Joey’in annesi küçük bir kızken de onun dadılığını yapmıştır. (Joey’in annesini oynayan İngiliz aktrist Wendy Craig oldukça başarılı. Kızını umulmadık bir anda kaybetmenin yarattığı depresif hali oldukça başarılı bir şekilde sergilemiş.) Annesi bir gün gıda zehirlenmesi yaşayınca tüm oklar Joey’e çevrilir; fakat o dadıyı suçlamaktadır. Hatta bir gün komşusuna (Pamela Franklin) dadının kardeşini öldürdüğünü ve yakında kendisini de öldüreceğini düşündüğü söyler.

Filmin yönetmenliğini yapan Seth Holt filmde flashbackleri oldukça güzel bir şekilde kullanmış ve filmde bolca tüyler ürpertici sahne mevcut. Ayrıca Joey’i oynayan küçük oyuncu William Dix de oldukça güzel bir performans sergilemiş. Rolünü büyük bir gerçeklikle canlandırmış.

Filmin senaryosu Jimmy Sangster tarafından yazılmış. Film Marryam Model’in (Evelyn Piper rumuzunu kullanıyor) yazdığı bir kitap uyarlaması. Yazarın bir diğer kitabı Bunny Lake is Missing de aynı yıl Otto Preminger tarafından çekilmiş.

Yetenekli yönetmen Seth Holt kariyerine İngiliz Ealing Studios’da, içinde 1945 yapımı Dead of Night antolojisini de barındıran filmlerde yardımcı yönetmen olarak başlamış. Özellikle Hammer Studios’a çektiği eğlendirici thrillerlarla biliniyor kendisi. Holt’un ilk filmi ise unutulmaz bir suç-drama filmi olan Nowhere to Go.

Tolga Demirtaş

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

2 Comments Leave a Reply

  1. Çook çok önce TRT’de seyretmiştim bu filmi hayal meyal hatırlıyorum ama Bette Davis in çizdiği karakterdeki başarısını unutmadım. Gerçekten ilginç güzel bir filmdi. Teşekkürler yazı için Tolgacım.

  2. Çok hoşuma giden bir filmdi, Hollywood’un bol Oscar adaylı en büyük starlarından olan Bette Davis’in What Ever Happened to Baby Jane’deki gibi gerim gerim geren performansı kesinlikle unutulmaz.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Little Girl Who Lives Down the Lane (1976)

Özellikle 70’lerin gerilim kalıplarını ve oyunculara dayalı filmleri seviyorsanız The
blank

Kara Köpekler Havlarken (2009)

Bağımsız ve bütçesiz bir sinema örneği olan “Kara Köpekler Havlarken” sadece