Bir İngiliz yapımı olan The Plague of the Zombies (1966), aslında Romero’nun Night of The Living Dead‘inden önce, ilk defa zombileri mezardan çıkan çürümüş cesetler olarak gösteren zombi filmi olarak kayitlara geciyor. Birçok kaynağa göre The Plague of the Zombies‘in Romero’nun bilinçaltında ona bir ilham kaynağı olmuş olabileceğine dikkat çekiliyor. Özellikle filmdeki kabus sahnesinde “toprağın içinden çıkan çürümüş eller” kompozisyonu, adeta Romero’nun zombilerinin habercisi gibi.

http://www.r-t-c.co.uk/dvd/title_img/Plague%20of%20the%20Zombies/DVD.jpeg

Modern zombi edebiyatı için büyük usta George A. Romero’nun Night of the Living Dead‘inin (Yaşayan Ölülerin Gecesi, 1968) bir milat olduğunu biliyoruz. Yine biliyoruz ki zombiler her zaman korku edebiyatının “mavi yakalı” canavarları olmuşlardır. Bir nevi alt sınıf, adeta kol kuvvetiyle çalışan işçi sınıfını temsil etmişlerdir. Bir Dracula gibi aselet mensubu veya bir Frankenstein gibi özel değildirler. Onlardan birçok vardır. Tek başlarına bir işe yaramazlar. Güçlü değillerdir. Karizmatik hic değillerdir…

Romero öncesinde, zombi edebiyatı, voodoo büyücülerinin kendi kötü emellerine ulaşmak için köle olarak kullandığı yarı ölülerden ibaretken, Romero sonrası zombilerin bu “mavi yakalı canavar” kimliği daha da ön plana çıkmıştır. Romero sonrası zombiler artık herhangi bir büyücüye hizmet eden köleler değil, neden bu dünyaya tekrar geldiği belli olmayan tamamen sebepsiz, lanet olası canavarlardır. Bu “sebepsizlik” zombileri korku edebiyatının çekirdeğinde yatan “bilinmeyenin korkusu” ile daha da özleştirir. Dahası, Romero’nun zombileri, efendileri olmadığı için önlerine çıkan herşeye ayrım yapmadan saldıran yaratıklardır. Bu halleriyle de sonu gelmeyen tüketici toplumunun aynası haline gelmişlerdir. Böylelikle 1970’lerden sonra zombi filmlerindeki yaşayan ölüler birçok sosyal ve kültürel şeyi sembolize etmeye başlamışlardır.

Ünlü İngiliz korku filmi şirketi Hammer’ın ürünü olan The Plague of the Zombies, nihayetinde bir White Zombie (1932) uyarlamasıdır. (White Zombie sinema tarihindeki ilk zombi filmi olarak geçer) İşin içinde yine voodoo yapan bir zombi efendisi, kara büyü ve Karayipler’den getirilmiş yerliler falan vardır. Ancak mekan, modern toplum yani İngiletere’nin bir köyüdür ve burada son bir sene içinde cinayet sonucu öldürülen ve toprağa verilenler köylülerin bazıları geceleri etrafta gezmektedirler.

1960’ların ortasına geldiğimizde aslında Hammer şirketi iyice popüler sinema yapmaya başlamıştır. The Plague of the Zombies, Hammer’in 60’lar sonrası çıkardığı tek tük birkaç sıradışı filmden biridir. Filmde başrolde, Hellsing-vari bir rolde Londra’lı Profesör Sir James (Andre Morell) var. Dediğim gibi, film aslında direk eski zombi filmlerinin üzerine oturtulmuş bir şablonda ilerliyor. Ancak başarılı oyunculuklar, güçlü bir atmosfer ve yer yer hala bugün korkutucu olabilen birkaç sahneyle film saygıdeğerliğini koruyor. Filmin tek eksisi finalinin etkileyicilikten uzak olması denilebilir.

Sonuç olarak zombi edebiyatına kafayı takmış olanların kesinlikle atlamaması gereken, güzel ve sağlam bir 60’lar İngiliz zombi b-filmi The Plague of the Zombies

https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/04/3360851020a.jpg

https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/04/3360831020a.jpg

https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/04/3360911020a.jpg

https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/04/3360871020a.jpg

blank

Can Evrenol

University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!

1 Comment Leave a Reply

  1. Her ne kadar Türkiye’de Hammer’ın, en azından şu zamanlarda, pek değeri bilinmese de korku türü için önemli olduklarını söylemek gerek. Başta Devil Rides Out olmak üzere Captain Kronos, Hound Of Baskervilles, The Mummy, Horror Of Dracula gibi en favori filmlerim arasında bulunuyor bu film. Bence Hammer filmleri arasında en atmosferik olanlardan.

    DVD’nin kapağında bulunan zombinin kucağında bir kızla çıktığı kısa bir bölüm var. O haliyle benim için hala en ürkütücü zombi figürlerinden biri.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kült Filmler Zamanı: Night of the Living Dead (1968)

Yani ille de tek bir yaşayan ölüler filmini seçmem gerekseydi,
blank

Atını Seven Kovboylar Afganistan’da: 12 Strong (2018)

12 Strong birbirini tekrar etmeyen savaş sekanslarından oluşsa ve Yüzbaşı