“The Truth Is Out There”
Fenomen olarak kabul edilebilecek diziler dediğimizde ilk akla gelen dizilerden biri kuşkusuz yönetmen ve yapımcılığını Chris Carter’ın üstlendiği bir dönemin efsane dizisi The X Files olur. Dizi, en iyi yönetmen, en iyi oyuncu ve en iyi dizi gibi pek çok dalda 71 ödüle sahiptir. Fringe başta olmak üzere hemen hemen bütün fantastik dizilerde dokuz sezon süren The X Files’tan bir esinti görebilirsiniz.
Öteki Sinema için yazan: Pınar Batum
Öncelikle “X Files”ın ne olduğuyla başlayalım. FBI’da paranormal olaylardan uzaylı istilasına kadar açıklanamayan vakaların dosyalarına “X Files” denir. The X Files bu dosyaları araştıran iki FBI ajanının hikâyesini anlatır. Ayrıca okuyacağınız bu yazı diziye ait sürprizbozanlar içermektedir, uyarmış olalım.
Fox Mulder
Dizinin baş karakteri Fox Mulder. (David Duchovny canlandırıyor) Oxford Üniversitesi Psikoloji mezunu olan zeki ve hayalperest Mulder daha sonra FBI’ın eğitim akademisinden mezun olur ve 1988’de büroya katılır.
Paranormal olaylara olan tutkusu nedeniyle akademideki arkadaşları ona “Spooky Mulder” adını takar. 12 yaşındayken kız kardeşinin uzaylılar tarafından kaçırıldığına tanık olan Mulder daha sonra anılarında hayal meyal canlanan bu olayı hatırlamak için bir hipnoz seansına katılır ve kaçırılmadan emin olur. Bundan sonra bütün kariyeri boyunca kız kardeşinin başına gelenleri öğrenmek ve hükümetin uzaylı komplosunu ortaya çıkarmak için çabalar. Ofisinin duvarında asılı olan “I Want To Believe” posteri hayatının amacını simgeler.
Dana Scully
Tıp fakültesi mezunu olan Dana Scully (Gillian Anderson canlandırıyor) FBI’ın iş teklifini kabul ederek 1993 yılında Fox Mulder’ın yardımcılığına atanır. Bu atamanın esas amacı Mulder’ı izleyip yaptıklarını rapor etmesini sağlamak olsa da Scully bunu pek yapmaz.
Tam bir bilim adamı mantığına sahip olan Scully, Mulder’ın tersine, yaşanan bütün paranormal olaylara bilimsel bir açıklama getirmeye çalışır. Kendisi de uzaylılar tarafından kaçırılarak bir X Dosyası olur. Haberi olmadan DNA’sından bir çocuk klonlanır. Boynuna takılan çipi çıkarınca kanser olur. Kendiliğinden yanan insanlara, her hafta Mulder’la birlikte haftanın canavarlarına tanık olur ama yine de inadından vazgeçmez. İnanıyorum diyemez. Yine bilimsel açıklama peşine düşer.
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Mulder & Scully Dinamiği
Buna rağmen Mulder ve Scully birbirlerine güvenir. Mulder her seferinde Scully’e haklı olduğunu kanıtlar. Hatta, 1998 yılında çıkan ilk The X Files filmi “Fight The Future”da “Beş yıldır beraber çalışıyoruz. Kaç kez yanıldığımı gördün? Hiç.” diyerek Scully’e belki de tüm The X Files izleyicilerinin beklediği ayarı verir. Scully inanmayı reddeder ama Mulder’a hep destek olur. Zamanla dostlukları aşka dönüşse de 7×4 Millennium’da yılbaşı gecesi öpüşmelerine kadar aralarında fiziksel hiçbir şey yaşanmaz. 7×17’de Scully’i Mulder’ın banyosunda giyinirken gördüğümüzde geceyi birlikte geçirdiklerini anlarız. 7×22’de de Scully hamile olduğunu açıklar. [/box]
Sigara İçen Adam
The X Files’ın kilit karakterlerinden biri de Sigara içen Adam, diğer adıyla Kanser Adam’dır. (William B. Davis canlandırıyor) Mulder’ın ailesiyle geçmişten bu yana gizemli bir ilişkisi olan Sigara İçen Adam oldukça karanlık bir karakter.
Uzaylı komplosunun baş kahramanlarından biri ve bazen FBI’da bütün ipleri elinde tuttuğunu hissettirir. Scully’nin Mulder’ın yanına atanmasını, Mulder’ın yıllar boyunca gerçeğe sadece kendi istediği kadar yaklaşmasını sağlar. Daha sonra Mulder’ın aslında onun oğlu olduğunu anlasak da Sigara içen Adam diğer oğlu Jeffrey’i istediği gibi başarılı olamadı diye kendi eliyle vuracak kadar aile bağlarından yoksun bir karakter. Bu yüzden Mulder’a karşı da fazla merhamet gösterdiği söylenemez.
Walter Skinner ve Diğerleri
Müdür Yardımcısı Walter Skinner (Mitch Pileggi canlandırıyor) zaman zaman iki tarafa da meyilli olarak tam nerede durduğunu belli etmeyen bir karakter. Sigara İçen Adam onun üzerinde büyük bir otorite sahibi. Skinner zaman zaman Mulder’a karşı sert olsa da onu ve Scully’i destekler bir tavır da sergiler. Uzaylı komplosuna tamamen inanmaz ama 7×22 Requiem’de Mulder’ın kaçırılışına gözleriyle tanık olduğunda bunu inkâr edemez.
Mulder’a muhbirlik yapıp bilgi sızdıran Deep Throat ve daha sonra X, Mulder ve Scully’nin en büyük destekçileri Lone Gunmen (Langly, Frohike ve Byers), Sigara İçen Adam’ın kimi zaman sağ kolu kimi zaman baş düşmanı olan ikili ajan Alex Krycek gibi isimler de dizinin önemli karakterleri arasında.
Mitoloji – Stand Alone
The X Files’ın bölümleri ikiye ayrılır. Biri dizinin esas konusu olan uzaylı komplosunu ve Mulder’ın Scully’le birlikte bunu ortaya çıkarma çabasını anlatan, devamlılık içeren mitoloji bölümleridir. Uzaylı sömürgesinin ilk aşaması olan kara yağ, klonlamalar, kaçırılmalar, asiler, kendiliğinden yanma olayları, sendika ve sekizinci sezondan sonra süper askerler mitolojinin konusunu oluşturur.
Stand Alone bölümler paranormal olayların anlatıldığı, hikâyesi genelde tek bölümde, nadiren iki bölümde biten Ice, Paper Hearts, Folie A Deux, Drive, Dreamland gibi bölümlerdir.
The X Files hayranlarının genel görüşü dizinin en geç yedinci sezonda bitmiş olması gerektiği yönündedir. Yedinci sezona kadar çizgisini bozmayan dizinin kalitesi bu sezonda diğerlerini yakalayamadı. Daha sonra David Duchovny’nin ayrılmasına rağmen dizi bitirilmedi. Sekizinci sezonun yarısı ile dokuzuncu sezonun tamamı Mulder karakteri olmadan geçti. Mulder final bölümü olan 9×19 The Truth’da geri dönse de dizi, izleyicilerini çok tatmin etmeyen bir final yaptı. Tabii bu, ilk altı sezonun efsane olup izlemeyenin çok şey kaybedeceği gerçeğini değiştirmez.
Filmler
The X Files’ın iki sinema filmi mevcut. Bunlardan ilki 1998 yapımı The X Files: Fight the Future. Bu film için başlı başına bir mitoloji bölümü de diyebiliriz. Film olarak tek de izlenebilir ama diziyi izleyecek olanların 5. sezondan sonra 6’ya geçmeden önce bunu izlemesi gerekir.
İlk filmden 10 yıl sonra 2008 yılında çekilen The X Files: I Want to Believe ise uzun bir stand alone bölümü olarak kabul edilebilir. İlk film kadar etkileyici değildir. Ama dizi bittikten yıllar sonra ikiliyi tekrar bir araya getirmiş olması açısından önemlidir.
2013 Comic Con’da özel The X Files paneline katılan yapımcı Chris Carter ile oyuncular David Duchovny ve Gillian Anderson, üçüncü filmin çekilebileceğine dair sinyaller verse de henüz bu konuda atılmış bir adım yok.
Dizi ülkemizde ilk olarak 1998 yılında TGRT kanalında dublajlı olarak gösterilmeye başlandı. Ancak bölümler büyük ölçüde makas yiyordu, hatta 5×17 All Souls dini propaganda yaptığı iddiasıyla önce hiç gösterilmedi, sonra gelen tepkiler üzerine sansürlenerek yayınlandı. 2003 yılında yedinci. sezondan sonra CNBC-E’ye geçerek altyazılı yayınlanmaya başladı.
The X Files’ın Marc Snow imzalı jenerik müziği de dizisi kadar fenomendir.
Bu dosyaya iki bilgi de ben eklemek isterim. X-Files spin-off’u olarak The Lone Gunmen’in tek sezonluk dizisi de mevcut olup, X-Files 9. sezon 15. bölümü bu dizinin final bölümünün devamı/tamamlayıcısı niteliğindedir. Ayrıca Chris Carter’ın 3 sezonluk Millennium dizisinin ana karakteri Frank Black ve Millennium grubu X-Files 7. sezon 4. bölümünde yer almıştır. Kendi adıma X-Files severlere her iki diziyi de izlemelerini şiddetle tavsiye ederim.
Bir ek bilgi de benden;
“Chris Carter, X-Files’ı en başta 5 sezon süren bir dizi olarak tasarlamış. Beşinci sezondan sonra da bir sinema filmi ile final yapmakmış niyeti (ki her ikisini de gerçekleştirdi). Sonrasında ise her sene bir X-Files sinema filmi yaparak gittiği yere kadar devam etmeyi düşünüyormuş. Fakat reyting derdine düşmüş televizyon kanalından, artık tehdit boyutlarına varan ısrarlar sonucu, pek de istemeyerek diziye devam etmek zorunda kalmış ve son 4 sezon bu şekilde gerçekleşmiş.”
(Kaynak: X-Files DVD Box Set’te yer alan bonus disklerden birindeki Carter röportajı.)