Kesekağıdına Tıkıştırılmış Ucubik Bir Suç Silsilesi!

“Çizgi Roman Tarihinde, Tavsiye Edilebilecek En Kötü Kitap! Yakın Gitsin!”  Craveonline

“Todd’un uğursuz ama merak uyandıran dünyasına, kendi isteğim dışında çekildim. Tüm o etkileyici karakterleriyle beraber uzun bir yolculuğa çıkmıştı ve etrafındaki cehaletten, katıksız kötülüğe kadar ne varsa birbirine girmiştir. Bununla beraber Todd, yani tüm dünyanın gözden kaybolmasını isteyen bir çocuk, bu kurtlar sofrasında yolunu bulmaya çalışıyordu. Kafasında bir kese kağıdı vardı. Ta ki eski bir mahkum olan Caesar’ı bulana kadar!”  Danny Trejo.

todd 1Manidar bir biçimde Trejo’nun ön sözüyle okuyucuya kapak aralayan Todd’un serüveni işte bu şekilde başlıyor. En absürdünden Pollyanna sendromundan mustarip, çirkin ve kafasına geçirdiği kese kağıdıyla, olaylara yarı şuurlu tepkiler veren bu sevimli(!) çocuk; her an istismar edilmeye müsait sinir bozucu masumiyetiyle, kıskandırıcı bir fütursuzlukla saçma sapan olaylara göbekten dalarak biz fani okuyucuları kendi trajedisinden uzaklaştırmayı başarıyor!

Öteki Sinema için yazan: Fatih Yürür

Hem edindiği –belki de tek dostu- Caesar hem de biz zavallı okuyucular biliyoruz ki kese kağıdının altında ne olduğunun gerçekten de bir önemi yok! Öyle ya, çirkin olduğuna kanaat getirdiğimiz bu saftirik çocuğun yüzünü görme şerefine şu an için nail olmadık! Diğer taraftan da “çirkin olan Todd mu yoksa onun masumiyetinin üzerine çöreklenmiş çakallar mı?” gibisinden dramatik, sevimsiz ve artık suyu çıkmış bir mesaja yanaşma gibi bir iddiası da yok anlatılan öykünün!

Ken Kristensen’in yarattığı Todd, efsanevi mahkum Eddie Bunker’dan etkilenmiş. Eddie’nin bakış açısına göre, dünya zaten tepeleme bir biçimde adilik ve çirkinlikle dolu. Biz –görece daha uysal olduğunu sanan- ölümlüler, vahşilerin av partisi haline gelen böyle bir dünyada, en az zararı görmek ve aklımızı yitirmeden hayatımıza devam etmek gibi, son derece primitif bir amacın peşinden koşturuyoruz. Fakat bir süre sonra bu maraton, aklımızın ucuna bile gelmeyecek bir maceraya dönüşmeye başlıyor ve sımsıkı tuttuğumuz ipler gevşediğinde, her şey beklenmedik bir anda kontrolden çıkıyor!

Todd’un öyküsü, temelde bu denge unsurunun kaypaklığını, oldukça mizahi bir dille bizlere aktarma iddiası taşıyor. Üstelik Todd, hayatının iplerini parmaklarına bağlama gibisinden bir iddia taşımıyor! Ebeveynleri tarafından kafasına kese kağıdı geçirmesi şartı koşulan, yüzünü gizlemeden yabancılarla iletişime geçmesi yasaklanan ve bu rahatsız edici şartı pek de garipsememiş bir çocuk var karşımızda! Aile güdümünden bir türlü paçayı sıyıramayan, hayatını değiştirecek tercihlere burun sokmamaya çalışan, kendisine ittirilen bütün dayatmaları kafa çatlatmaya gerek duymadan kabullenen zilyon faniden biri Todd!

Todd çirkin

Fakat onun kabullenmişliği, ebeveynlerinin ön gördüğü gibi kendisini arbededen uzaklaştırmak yerine her adımda bir başka belaya sürüklüyor! Todd’un derdi, kendisi yaşındaki bir çocuktan beklenildiği üzere, hayatına kalın çizgilerle bir rota çizmek falan değil! O, tıpkı 90’lı yılların fenomen çizgi film karakteri Sevimli Hayalet Casper gibi bir arkadaş edinebilmenin derdinde! Fakat son arkadaş adayı olan Oprah hastası, bulvar gazetelerinin manşetinde yer almak için çırpınan bir seri katil ile tanışmasıyla birlikte Todd kelimenin tam anlamıyla duvara tosluyor!

Academy Nicholl ödülüne sahip, The Amazing Adventures of the Escapist ile tanınan kıvrak kalem Ken Kristensen’in yazdığı ve Eisner adayı çizerimiz M.K. Perker’in lezzetli mi lezzetli çizimleri sayesinde okuyucuyla buluşan Todd: Dünyanın En Çirkin Çocuğu, nihayet geçtiğimiz ay Sırtlan Kitap etiketiyle ülkemizde de basılmış oldu!

Rahatsız ve bir o kadar da renkli karakterleri, sivri dilli mizahı, jilet kadar keskin melodramatik anlarda bile işin cıvığını çıkartmaktan çekinmeyen hınzır yazar Kristensen’in öykü evreni, Perker’in ayrıksı ve sinematografik çizimleriyle Todd, çizgi roman dünyasının bitpazarında deneyimlenecek en keyifli öykülerden birine ev sahipliği yapıyor!

Todd 5

blank

Fatih Yürür

İlk sinema deneyimi, bir Stephen King uyarlaması olan “Geri Döndüler” olmuştur. Yazmaya başladığı dönem ise aslen lise yıllarıdır. Saçma sapan korku hikayeleri kaleme almaktadır ve asıl amacı bir gün bunları görselleştirebilmektir. Çeşitli platformlarda oyun incelemeleri ve film eleştirileri yazar. Yaratmış olduğu RüyadaM adında bir animasyon ve çizgi hikaye karakteri bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Bu Şarkı İstanbul’u Anlatmıyor: Dumankara

İletişim Yayınları alışılmadık bir şey yaptı ve Ankara’yı anlatan hikayelerden
blank

Avustralya’da Çizgili Haftasonu

Can Yalçınkaya'nın Avustralya'da düzenlenen Inkers Thinkers sempozyumundan ve OZ Comic-Con