Top 10: Filmlerin Biraz Acayip Medyumları

1 Aralık 2020

Medyum, en Vikipedi tabir ile, ölülerle canlılar arasında iletişim kurabildiğini iddia eden kişi. İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren kendisine başvurulan bir figür olmuş medyumlar. Teknolojinin göbeğinde bile hala öyle. Çünkü ölüm, ölümden sonraki hayat, öbür dünya hep bir muamma olmuş bizler için. Medyum fikri Eski Ahit’e kadar dayanıyor. İspritizm dünyası ise 19. yy’da popüler hale geldi. Medyumluk zamanla bir gösteriye, bir sahne sanatına bile dönüştü. Sinemada da kendisine bir yer, bir beden buldu. Konumuz kurgu medyumlar olsa da bir masanın etrafına toplandığımızı hayal edeceğiz. Ellerimizi birbirimize kenetleyecek ve gözlerimizi kapalı tutacağız. Masanın altından 3 tık sesi gelse de, masa havaya yükselse de ve ani bir rüzgarla tüm mumlar sönse de ellerimizi bırakmayacağız. Patlamış mısırlara uzanmak için bile!

“Eğer ölülerden birini çağırırsan seni hepsi duyabilir.” Elise Rainier, Insidious: Chapter 3

[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]

Ghost (1990) – Oda Mae Brown

blank

Herkesin astrolog olup da günlük burç yorumları yaptığı bir ortamda Oda Mae Brown gibi ol. En azından bilgisayarına kahve dökülünce Merkür Retrosu’nu suçlamazsın. Oda Mae kendisine kesinlikle bir medyum demezdi. Olsa olsa bir şarlatan ya da para için pisleşen bir psişikti. Çünkü ölümü kabullenemeyen insanlar sevdikleriyle bir kez daha konuşabilmek, onlarla son kez iletişim kurabilmek, öteki dünyanın neye benzediğini, hangi davranışın daha çok can kaybettirdiğini sorabilmek için onun bedenini kullanıyorlardı. Ya da en azından öyle sanıyorlardı. Ta ki öldüğü halde ruhu dünyaya sıkışan Sam’le tanışana kadar. Sam, neden toprak olmadığını araştırırken Oda Mae’den büyük aşkı Molly’ye ulaşmasını ister. Oda Mae bunu kabul edecektir ama bir şartla: Testiyi döndürürken o da orada olacaktır. Tercihen Molly’nin bedeninde. Oh my ghost!

The Others (2001) – Old Lady

blank

Margaret Matheson, Red Lights’ta (2012) şöyle der: “Özel yetenekleri olan iki tür insan vardır: Gerçekten bir tür gücü olduğunu düşünenler ve foyalarını ortaya çıkaramayacağımızı düşünenler. Hepsi yanılıyor…” Aslında ötekiler vardır ve mistik medyumumuz düzenlediği ruh çağırma seanslarında Anne’e kanallık yaparak bunu kanıtlamıştır. Bu oyunbaz ruhun bedenini kontrol etmesine izin vermiş ve korku filmlerinin sinir bozucu küçük kız imgesini kullanarak bizi bir hayli sinir etmiştir. Yazı ve çizim ile konuşmasına, ektoplazma aracılığıyla maddileşmesine olanak sağlamıştır. Fakat yine de Grace’in ve gün yüzü görmemiş çocuklarının o evi terk etmeye niyetleri yoktur. Çünkü bir kere kira vermek zorunda değillerdir, sonra ev metrobüse yürüme mesafesindedir. Zaten pek dışarı çıkmadıkları için bunu sorun etmezler. Tek sorun evin biraz rutubetli ve hayaletli olmasıdır. Ay bana bir üşüme geldi. The Others and chill!

Insidious serisi – Elise Rainier

blank

Ruhlar aleminin en meşhur medyumudur o. Ruhlar bölgesine yaptığı ziyaretlerde çok fazla hayran kazanmış, korkusuzluğu ile nam salmıştır. Hatta öyle ki solmuş duvarlarda posterleri asılı, Paranormal TV’de haberleri sıralıdır. Huzursuz ruhlar onun bu yolculuklarına alışkındır. “Geldi yine, kesin birini soracak” şeklinde karşılarlar onu. Biz karanlıkta koltuğun üstündeki elbise yığınlarını gölge adam sanıp tırsarken Elise Rainer tekinsiz evlerde, kapkaranlık bodrumlarda, hayra alamet olmayan dairelerde markette yürür gibi yürür. Şeytanın inine girer, simsiyah elbisesi ile öte alemlerde dehşet saçan veyahut tavandan sarkmak suretiyle kendine konak arayan şeytani ruhlarla haşır neşir olur. Ama ne de olsa o Elise’dir, kötü ruhların korkulu rüyası. İyi ki içimizde köpüren korkunun bir nebze olsun kefini alacak iki şapşik yardımcıya sahiptir. Specs ve Tucker’ın soğuk esprileri de olmasa karanlık bir vodvilden fırlamış gibi duran çatlak ruhlarla nasıl baş edebilirdik ki?

The Conjuring serisi – Lorraine ve Ed Warren

blank

Lorraine ve Ed Warren çifti, tabir-i caizse, tam bir fenomendirler. Conjuring evreninde her türlü paranormal olay onlardan sorulur. Hatta evlerinin bir odasını bu olaylardan topladıkları lanetli ve fakat papaz tarafından kutsanmış objelere ayırmışlardır. Onların resmen öcülü koleksiyonları vardır! Şüphesiz ki bu objelerden en lanetlisi son derece nursuz ve uğursuz olan Annabelle bebeğidir. Warren’lar doğaüstü olaylar yaşadıklarını iddia eden evleri ve aileleri ziyaret eder ve bu tinsel davaları üstlenirler. Çünkü Lorraine bir şeyler görebilme, Ed de her şey normalmiş gibi davranabilme yeteneğine sahiptir. Tabii ki üstlendikleri vakalardan düzmece olanları olduğu gibi gerçek olanları da vardır. Mesela musallat ruhlar gibi. Mesela kem gözlü Demon Nun gibi. Ama onlar ters dönen haçlara, çarpılmış insanlara, gudubet oyuncaklara ve ters ayaklı cinlere alışkındırlar. Ne de olsa bu onların işidir. Evinizi hayalet bastığında, giderden sesler geldiğinde, efsunlarla böcek ilaçlama lazım olduğunda onları arayabilrisiniz. Baba, oğul ve kutsal ruh adına; bu evi terk edin haşereler!

Poltergeist (1982) – Tangina Barrons

blank

Medyumların en bad ass’idir o. Kesinlikle sempatik değildir ancak telepatiktir diyebiliriz. Biraz geride durabilir misiniz, frekanslarımı bulandırıyorsunuz demesinden bellidir bu. Suratında tam olarak şöyle bir ifade vardır: Ne bekliyordunuz ki, mezarın üstüne inşa edilmiş ev almışsınız! Bu memnuniyetsiz ifadesiyle bir televizyon aracılığıyla metafizik boyuta taşınan Freeling ailesinin küçük kızı Carol Anne’i kurtarmaya çalışacak ve müteahhitlere okkalı bir ders verecektir. Tabii Freeling ailesi olayların bu boyuta varacağını en başta tahmin edememiştir. Ev alma, komşu al atasözünü çok yanlış anlamış ve onları neyin korkuttuğunu çok iyi bilen fena ruhlarla komşu olmuşlardır. Şimdi yapılacak tek şey vardır: Tangina o bebeksi sesiyle televizyon bağımlısı ruhları çağıracak ve onları televizyonun aptal kutusu olduğuna ya da kanalların son dönemde çok bozduğuna ikna edecektir. Bunun için onlara herhangi bir Türk dizisini izletmesi yeterli olabilir.

“Yüksek sesle patlamalar, kokular ve ani ortadan kaybolmalar konusunda yetenekli olmasına rağmen birçok cadı ve büyücü, henüz geleceğin örtülü gizemlerine nüfuz edemiyor.” Sybill Trelawney

Drag Me to Hell (2009) – Shaun San Dena

blank

Shaun San Dena’da her türlü ruh hali vardır. Karanlık ruhlarla konuşur, kara büyüleri bozar, yer yarılıp da içine giren rezil olmuşların ruhlarını arındırmaya çabalar. Onun mesleği şeytandan daha şeytan olan, mesela bankacı olan, yaşayanların şeytanla meselelerini çözmek, transa geçerek lanetli ruhları öteki dünyaya postalamaktır. Ve bir gün karşısına hayatının olayı çıkar. Christine’e yaşlı bir cadı olan Mrs. Ganush tarafından Lamia büyüsü yapılmıştır. Lamia büyüsü kısaca şudur: Şeytan alacaklı olarak 3 gün süresince kişiyi ziyarete gelir, defedilmezse kişiyi yanında sürüklemek suretiyle defnedilmesine sebebiyet verir. Ve her yerde dişsiz Ganush tarafından yüzünün emiklenmesi bir kader haline gelir. Shaun San Dena yalnızlıktan sıkılan şeytana başka meşguliyetler bulabilecek midir, şeytan bir arkadaşlık sitesine üye olmalı ve çevresindeki medyumları eklemeli midir, Christine Mrs. Ganush’un kredi notunu yükseltseydi kendini affettirebilir miydi? Bunların hepsi filmde.

The Black Camel (1931) – Tarneverro

blank

Görüyorum, Bela Lugosi olarak efsaneleşeceğimi, Öteki Sinema’cıların favorisi olacağımı, filmlerin medyumları listesinde yer alacağımı görüyorum… Biz onu Dracula kimliğiyle tanıyıp sevsek de, bu sefer kan emmekten ziyade 3 vakte kadar olacaklardan haber veren Tarneverro karakteri ile çıkar karşımıza Bela Lugosi. Tarneverro, gizemli cinayetlerin çözülmesine kehanetleriyle yardımcı olur. Ya da kehanetleri aslında birer manipülasyondur. Medyum olduğu için gelecekte olacak her şeyi ve kimsenin bilemeyeceği şeyleri bileceğini iddia eder ki buna akşama ne yiyecekleri, sosyal medya şifrelerinin ne olduğu, virüsün ne zaman biteceği gibi şeyler de dahildir. Tarneverro ışıkları kapatır, küresini aydınlatır ve Slav aksanının eşlik ettiği kelamlarıyla esrarengiz bir atmosfer yaratır. Biraz düşünürsek fal kafeye gidip, kahve falı baktırmaktan daha adrenalinli bir deneyimdir. Medyumun sizi lezzetli bulup boynunuza atlama ihtimali vardır.

Harry Potter serisi – Professor Sybill Trelawney

blank

İnsanlar öğretmen olmak için atama beklerken o bir kehanetle Hogwarts’ın Kehanet derslerine girmeyi başarır. Böylece her gün 5 deyince paydos yapabilir, hafta sonu ve tatillerde çalışmaz, devletten düzenli maaş alır. Sigortası da tıkır tıkır yatar. Aslında büyücü ve cadıların fink attığı bir ortamda olmasına rağmen onun dersleri pek “bilimsiz” bulunur. Hermione ve Harry’nin en sevdiği hocaları değildir şüphesiz. Harry, ona sürekli öleceğini söylediği için sevmez Profesör Trelawney’i. Ecel yavrum, ecel! Çok da haksız sayılmaz değil mi? Profesör Trelawney’nin büyülü bir dersliği vardır. Çay fallarından Tarot destelerine, el fallarından rüya tabirlerine dek çok renklidir. Zaten kendisi de şişe dibi gözlükleri, boncuklu kolyeleri, şangır şungur bilezikleri, ipek şalları ile tam bir falcıdır. Her ne kadar falcılığı; bugün hava bulutsuz, iç gözüm bana yağmur yağmayacağını söylüyor minvalinde olsa da Hogwarts için canını dişine takarak cenk etmeyi bilmiştir. Her şeye rağmen eğlenceli bir kişiliktir Profesör Trelawney. Aurası güzeldir bir kere.

The Haunted Mansion (2003) – Madame Leota

blank

Madamımız aslında bir insan değil, basbayağı bir kristal küredir. Yani uzun süredir bir kristal kürenin içinde ikamet etmekte ve gerekli durumlarda, mesela oy vermek gerektiğinde, kendisini küreye kayıtlı göstermektedir. O herkesin efendisi, ruhların sesidir. Evers ailesi bir emlak işi yüzünden Perili Köşk’ü ziyaret ettiklerinde, köklü bir lanete ve kötü niyetli hayaletlere maruz kaldıklarında onlara doğru yolu Madame Leota gösterecektir. Hayır, ruhani yöntemlerle değil, hayaletlere trampet çaldırarak. Ve arabanın ön koltuğunda seyahat ederek. Madame Leota lunaparkta gelecekten haber veren mekanik medyumlardan hallicedir ama Evers ailesinin hayatını kurtarmayı da başarır. Çünkü onda falcı çingenelerin seksi enerjisi, goblin ve gulyabani gürültülerinin desteği vardır. Söylentilere göre daha sonra trafikteki maceralarını anlatan bir kitap yazmış ve kitabın ismine de şöyle demiştir: Küresel Isınma ve Emniyet Kemeri Takmanın Önemi.

Battal Gazi’nin Oğlu (1974) – Büyücü

https://www.youtube.com/watch?v=oGDMGAKDeE4

O bir medyum olduğu kadar melun bir büyücüdür de. Ak sakallı, nur yüzlü dedenin cehennemdeki korkunç ikizi gibidir. Birbirine karışmış saçı sakalı, sivri ve pis tırnakları, şeytani cübbesi ve kimya laboratuvarını andıran mağarasıyla tam bir kötü büyücüdür. Fakat medyumluğuna diyecek söz yoktur. Müşterisinin kanını cadı küresine akıtmak suretiyle gaipten haberler verir. Battal Gazi’nin oğlunun varlığını da, Antuan’ın onun tarafından öldürüleceğini de, He-Man tipli Kara Gülle’nin Irene’in kardeşi olduğunu da, Battal’ın surlardan atladığı halde ölmeyeceğini de, kötü oyunculuğun nice gözleri kör edeceğini de bilmiştir sonuçta. Bu, durugörü değil de nedir? Bu filmden sonra büyücümüz kendi iş yerini açmış, ücretli seanslar düzenlemiştir. Tabii el kesme ritüelini fazla barbarca olduğu için ketçaba çevirmiş ve kellesinin yerinde kalması için Bizans hükümdarlarına indirim yapmayı ihmal etmemiştir.

[/box]

Siz siz olun seanslardan uzak durmaya, okült pratikleri yapmamaya, cadı tahtalarını kullanmamaya çalışın. Hatta kahve fincanıyla cin de çağırmayın. H. P Lovecraft’ın Charles Dexter Ward Vakası’nda değindiği gibi, yollayamayacağınız şeyleri çağırmak durumunda kalabilirsiniz. Onun yerine filmlerin biraz acayip medyumlarını izleyin. Hem sizi ruhunuzu söküp almak isteyen kötü huylu hayaletlerden daha çok eğlendireceklerdir.

“Vakalarımızın %75’i cadı tahtası kullanıldığı için ortaya çıkıyor.” Lorraine Warren

Öteki Sinema için yazan: Semra Doll

blank

Semra Uygun

Fantastik sinema ve korku sineması için yeni ve acayip şeyler yaptı. “Korkteyl” programını yazdı ve sundu. “Midnite Movies” grubunu kurdu, korkuyu ötekilerle paylaştı. Semra deli gibi film izliyor, Tür, yıl, oyuncu, yönetmen ayırmaksızın izliyor; abur cuburlarını, dostlarını yanından eksik etmeksizin izliyor. Ama Semra hala doğru filmi bulamadı.

2 Comments Leave a Reply

  1. Çok eğlenceli bir liste olmuş, ellerinize sağlık, çok teşekkürler…

  2. Tatsız zamanımızda gelen güzel bir çalışma olmuş.. Emeğine sağlık, devam..

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Empire Seçti: Sinema Tarihinin En İyi 50 Bilim Kurgu Filmi

Empire, 27 Mayıs 2020 tarihinde internet sitesinde yayınladığı liste ile
blank

Sinema Tarihinin İçine Şeytan Kaçmış En Garip Objeleri

Annabelle vb. filmlerdeki içine şeytan kaçmış oyuncak bebekler, listedeki objelerin