10. The Cable Guy: Yapışkan kablocu çocuk, Steven M. Kovacs’ın hayatına zorla girer ve onun mutluluğunu her fırsatta kıskanır. Oysaki amacı sadece arkadaş olmaktır. Steven’ı için düzenlediği karaoke ev partisi oldukça sıradandır ta ki 70’ler tarzı püsküllü montuyla Jefferson Airplane şarkısı “Somebody To Love”ı söyleyene kadar. Sesini öyle bir titretir ki İzzet Altınmeşe tarzı gırtlağıyla bütün parti ahalisini kendinden geçirir. Yaşlılar hippie dansı yapmaya başlar, Steven sevgilisini boynuzlar. Kablocu çocuğun “Somebody To Love” performansı Davut Peygamber efsaneleri gibidir.
9. Blade: Aslında o gece de diğer geceler gibidir. Bir grup insan bir club’a girer; uyuşturucu, alkol ve DJ’in elektronik playlist’iyle seksi seksi dans eder. Sahne bir ara sabırsız akıllara “Çok mu klişe acaba? Oysaki filmin giriş sahnesi, çarpıcı bir şeyler yok mu?” sorusunu getirir. Biraz sonra tavandan fıskiyeler iner ve fıskiyelerden insan kanı akmaya başlar. Pistte dans eden bütün clubber’lar sıcak ve taze kanın da etkisiyle vampire dönüşürler. Aslında bu gece eğlenmeyi seven vampirler için diğer geceler gibidir fakat insanlarsa soğuk duş etkisi yapar. Demek ki neymiş, kapısında işaretlerin olduğu club’lardan uzak durulacakmış.
8. Alice in Wonderland: Çay partisi deyince akla 5 çayında evlerde buluşan İngilizler değil, Alice gelir. Alice saraya giderken bir çay partisine katılır ve deli saraylılarla bir fincan çay içer. Kadro bellidir: March Hare, Mad Hatter ve sürekli uyuyan fındık faresi. Tim Burton’ın “Alice in Wonderland”indeyse Johnny Depp masanın çılgınlığına çılgınlık katar. Sonra düşünür durusunuz o şekerin içinde ne vardı diye.
7. Carrie: Carrie White lisenin en ucubik kızıdır. Sinirlenince deyimin gerçek anlamıyla taş üstünde taş bırakmaz. Birtakım kinetik güçleri sayesinde öfkesi etrafında yıkıma neden olmaktadır. Özellikle amigo kızların hem çirkinliği hem tuhaflığıyla dalga geçtikleri Carrie, mezuniyet balosuna kendi diktiği elbisesiyle katılır. Çok mutlu ve pamuk gibidir, bayramlıklarını giymiş çocuklar gibi şendir. Yani henüz her şey sakindir. Fakat amigo kızlar Carrie’ye oyun oynayıp kimsenin öpüşemediği, içki içemediği baloyu eğlenceli hale getirmek isterler ve şikeyle Carrie’yi balo kraliçesi seçtirirler. Tacı ve çiçeğiyle sahneye çıkan Carrie, olacaklardan habersizdir. Daha doğrusu amigo kızlar olacaklardan habersizdir. Aniden Carrie’nin kafasından aşağıya bir kova domuz kanı boşalır ve şok olan Carrie yavaş yavaş sinirlenmeye başlar. Mezuniyet partisi kanlı ve yangınlı biter. Bahsettiğimiz kan Carrie’nin üstündeki kan değil tabi ki.
6. Yalnızlar Partisi: Kaybedenler Kulübü’nün Kaan’ı ve Mete’si bir gece “Parti mi yapsak? Yapalım” kararıyla yalnızlar için parti düzenlerler. Partiye dinleyiciler, yalnızlar, yalnızları avlamak isteyen yalnız olmayan yalnızlar katılır. Şarkılar güzel, elektriklerin gitmesi ayrı bir güzeldir. Çakmaklarla geceye devam edilir. Çünkü o kadar yalnızdırlar ki az kalsın yalnızlıktan öleceklerini sanırlar. Trajikomik yalnızlar partisi ölmeyi unutturur.
5. Boogie Nights: Porno filmler çeken Jack Horner evinde her zamanki havuz partilerinden birini düzenler. Bu sefer onur konuğu kişisel donanımıyla bütün pornocuların gözdesi Dirk Diggler’dır. 70’lerin disko yaşamını, ihtişamını, renkliliğini yansıtan havuz partisi uzun sekanslarıyla, 18+ sahneleriyle ferahlatacağına ateşler. Etrafta güzel kızlar, sevişen çiftler, kokainmanlar, alkolikler ve kolormatik güneş gözlüklüler, patenliler, kıvırcık saçlı adamlar fink atmaktadır. Tam bir zevk ve sefa partisidir. Akla Antik Çağ Roma ziyafetlerini getirir. Tabi partinin bereketi bereket tanrısı Dirk’ten gelir.
4. Eyes Wide Shut: Karısıyla tartıştıktan sonra gece gezmesine çıkan Dr. William ‘Bill’ Harford, soluğu maskeli bir baloda alır. Sadece bakıp çıkmak isterken maskeli balonun grup seks partisi olduğunu görür. Ya meraktan ya da meraktan yani her ikisinden ötürü orada kalır. Fakat pek iyi yapmaz. Parti işsiz sosyetenin eğlencesinden biraz daha fazlasıdır. Masonik bir toplaşmadır ve yabancıları orada pek sevmezler. William, Domino sayesinde oradan kurtulmayı başarır. Tabi bu arada içerdeki domino ziyafetini de görmüş, bir ömürlük zevki ve korkuyu bir gecede tatmıştır. Karısıyla kavga edip evi terk eden erkeklere ders olsundur.
3. Pink Flamingos: Dünyanın en acayip doğum günü partisidir. Acayiptir çünkü partiye birbirinden acayip konuklar davet edilmiştir. Acayiptir çünkü parti sahibi katil bir drag queen’dir. Annesi yumurta manyağı beşikte yaşayan bir kadın, oğlu sapık, kızı Marlene Dietrich özentisi olan bir drag queen. Bu trash ailenin düzenlediği doğum günü partisinde de hediyeler domuz kafası gibi şeylerdir tabi ki. Partinin en acayibi ise anüs kaslarıyla talk show yapan dansçıdır.
2. The Hangover: Doug Billings evlenmek üzeredir ve en yakın dostları Phil Wenneck, Stu Price ve absürd adam Alan Garner’la Las Vegas’ta felekten bir gece çalarak bekarlığa veda partisi düzenlemeye karar verir. Amaç bir gece takılıp dönmek ve sonra dünya evine girmektir. Aslında mesele bu kadar basittir. Fakat evdeki hesap çatıya uymaz. Parti başlamadan önce birer tek atılır, sonrasını kimse hatırlamaz. Sabah uyandıklarında dolapta bir bebek ve banyoda bir kaplan vardır. Stu’nun tek dişi ve damat ortalarda yoktur. Alan tüm iyi niyetiyle içkilere biraz “roofie” katmıştır.
1. Şoko Partisi: Yeşilçam filmlerinin en uç en edepsiz partileri şoko partileridir. Şöyle tatbik edilir: Ortada bir cam kasede erimiş çikolata vardır ve alaturka hippie gençler çikolatayı birbirlerinin göğüs üstüyle boyun altı arasındaki bölgelerine dökerek yalarlar. Yeşilçam’ın en iğrenç, en şehvetli partisidir şoko partisi. Zengin kızlar ve erkeklerin ev eğlencesi, çok çılgınız mesajıdır. Arada Suzan Avcı, Lale Belkıs gibi kombinezonlu hanımları konuk ederler, baldıra bacağa doyarız. Saf kızlar için tuzak, diller için bayramdır şoko partileri.
6 numara hiç komik diil
“the party” de ekleyelim listeye.
1. Şoko Partisi
Bu filmin adı nedir?
Şaşkın Damat (1975) http://www.sinematurk.com/film_genel/6080/Saskin-Damat
Zaman sapması isimli filmde güzel parti sahneleri vardı.. Görmenizi tavsiye ederim..