Türk Korku Sineması, 2014 yılını 10 film ile kapattı ancak hız kesmedi ve 2015 yılında toplam üretim rakamını 22’ye çıkardı. (Bu rakamlara gerilim filmlerimiz de dahil edilmiştir.)
Toplam üretim miktarını bir önceki seneye göre iki katına çıkaran korku sinemamız, daha önce Rakamlarla Korku Sineması yazımızda da belirttiğimiz gibi, dünya korku sinemasında gözlenen yıllık üretim artış hızına paralel bir çizgide artış göstermiş oldu. Eğer aynı artış hızını korumayı başarırsa, ki bu pek mümkün görünmüyor, 2016 yılında kırktan fazla Türk korku filmi izleyebiliriz. Şu ana kadar 2016 yılı için gösterim tarihini açıklamış 15 civarında korku filmimiz bulunuyor. Buradan hareketle 2016 sonu toplam rakamının 22’yi geçebileceğini ama kırka ulaşmasının zor olduğunu öngörebiliriz. Yıllara dağılan üretim rakamlarına baktığımızda da rahatça görüldüğü üzere hala oturmuş bir sinema endüstrisinden bahsedemiyoruz. Bu durum da önümüzdeki senelerde neler olacağı hakkında öngörülerde bulunmayı oldukça zorlaştırıyor.
Türk Korku Sineması’nın son on yılına damgasını vuran İslami motiflerle bezeli cin filmleri, 2015 yılında da revaçtaydı. (Buraya bir parantez açıp bir konuya netlik kazandırmak gerekiyor; “cin filmleri” artık korku sinemamıza ait bir alt tür teması olarak anılmalı diye düşünüyorum, nasıl ki “hayalet filmleri” “doğaüstü korku filmleri” alt türünün altında kendine yer bulan bir tema olarak kabul görüyorsa, iyi ya da kötü kendi dinamiklerini oluşturmayı başlayan “cin filmleri” de benzer şekilde sınıflandırılmayı hak ediyor.) Genele bakıldığında bir önceki seneye göre pek nitel farklılık göstermeyen cin filmleri, günü kurtarma çizgisindeki istikrar abidesi seyrine (maalesef) devam etti. Geçtiğimiz senenin dikkat çekici özelliklerinden biri de Hasan Karacadağ’ın Dabbe serisi gibi yeni korku serileri yaratma yolundaki hareketlenmeydi. Siccin, Üç Harfliler, Azem ve Şeytan-ı Racim filmlerinin devam filmleri geçtiğimiz sene gösterime girdi. 2016 yılında gösterime girecek korku filmlerimize baktığımızda gördüğümüz Azazil 2: Büyü, Azem 3: Cin Tohumu, Üç Harfliler 3 ve Siccin 3 gibi örnekler, korku serilerinin de bir furyaya dönüşebileceğinin sinyallerini veriyor. Bu konu hakkında önümüzdeki senenin sonunda yorumda bulunmak daha sağlıklı olacaktır.
Geçtiğimiz sene içerisinde cin filmlerinden farklı korku, gerilim filmi örneklerinin de üretilmeye başladığını görmek sevindirici bir detaydı ama bu filmler, ne eleştirmenlerden, ne de seyirciden yeterli karşılığı bulmayı başaramadı. Örneğin Asimetrik, sadece 1 salonda, 1 hafta gösterimde kaldı ama toplam seyirci sayısı 37’de kaldı, evet, sadece 37. Benzer bir şekilde Kendinol, 21 salonda, sadece 1 hafta gösterimde kaldı ama toplam seyirci sayısı ancak 301’e ulaşabildi. Yani anlayacağınız seyirci, 2015 yılında da cin filmlerine daha çok ilgi gösterdi.
Peki, buradan hareketle seyircinin genel olarak Türk korku filmlerine karşı ilgisi nasıldı, bir de ona bakalım. Aşağıdaki tablo, 2015 yılı içerisinde gösterime girmiş korku filmlerimizin toplam seyirci rakamlarını, kaç hafta gösterimde kaldıklarını ve kaç salonda gösterime girdiklerini gösteriyor.
2014 yılına ait seyirci rakamlarıyla, 2015 yılına ait olanları karşılaştırarak, ortaya nasıl bir tablo çıktığına bakalım.
2014 yılında toplam 10 korku filmimiz gösterime girmiş,
bu filmlerin ilk hafta sonu (3 gün) seyirci rakamları toplamı 353.282’yi,
toplam seyirci rakamlarının toplamı ise 1.928.169’u bulmuş. (2014 yılına ait verilerin açılımlarını Türk Korku Sineması’na Genel Bir Bakış yazımızdaki tabloda görebilirsiniz.)
2015 yılında gösterime giren 22 korku filmimizin,
ilk hafta sonu (3 gün) seyirci rakamları toplamı 402.351’e,
toplam seyirci rakamlarının toplamı ise 1.912.570’e ulaşmış.
Rakamlara baktığımızda film sayısının ikiye katlanmasına rağmen, toplam seyirci sayısının neredeyse yerinde saydığını görüyoruz. Bunu birkaç şekilde yorumlayabiliriz. İlk akla gelen çıkarım, seyircinin korku filmlerimize karşı ilgisinin azaldığı yönünde olabilir, ya da seyircinin artık daha seçici davranarak bazı filmlere, isimlere ya da alt türlere ilgi gösterdiğini (ya da bazılarına göstermediğini) de söyleyebiliriz, ya da Türkiye’deki yerli korku filmi seyircisi profilinin, senelik 2 milyon civarında bilet satın alan bir yapıya sahip olduğu da söylenebilir. (Bu konuya başka bir yazıda daha detaylı olarak değineceğim.) Sebep ne olursa olsun korku filmlerimizin toplam sayısındaki artışın, belli bir oranda da olsa gişeye yansımadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
Bakalım 2016 senesi Türk Korku Sineması açısından nasıl geçecek?
Murat Kızılca, Ocak 2016
Not: Vizyon süreleri, seyirci ve salon sayıları BoxOfficeTurkiye.com sitesinden alınmıştır.