Her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk Korku Sineması’nın bir önceki yıla ait performansını rakamlarla değerlendirmeye devam ediyoruz. Bildiğiniz gibi pandemi, 2021 yılı boyunca her sektöre olduğu gibi sinema sektörüne de zarar vermeyi sürdürdü. Yıla kapalı olarak giren sinema salonlarının açılması 1 Temmuz’u buldu. 2020 yılındaki aç-kapa uygulaması neticesinde yaklaşık 7-7,5 ay kadar açık kalabilen salonlar, 2021’de sadece 6 ay açıktı. Sadece süre verisinden hareketle 2021’in gösterime giren film ve gişe rakamlarının 2020’den daha düşük kalmış olacağını tahmin etmek, akla ilk gelen seçenek olacaktır ama burası Türkiye, beklenmeyen gelişmelerin yaşandığı ülke.

2020’de vizyon görmeyi başaran yerli korku filmi sayısı 18 idi, 2021’de ise 22’yi buldu. Yani sinema salonları neredeyse 45 gün daha az açık kalmış olmasına rağmen vizyona giren yerli korku filmi sayısı 4 arttı. Benzer bir artış gişe rakamlarında da görüldü. 2020’de gösterime giren 18 korku filmimizin toplam seyirci sayısı 163.258 idi, 2021’deki 22 (aslında 21, buna birazdan değineceğiz) filmin toplam seyirci sayısı ise 212.884’e ulaştı.

blank

Bu artışlar farklı şekillerde yorumlanabilir. Bir kısmı fazla iyimser (ya da bakış açısına göre kötümser) olsa da aklımıza gelen birkaç sebebi sıralayalım. Pandemi öncesinde ve/veya sırasında çekilmiş filmler, “yeni bir dalga daha gelirse bir daha fırsat bulamayız” paniğiyle art arda gösterime sokulmuş olabilir. Ülke ekonomisinin her geçen gün daha da kötüye gittiği günlerde yapımcılar, ellerindeki (ya da hızlıca ucuza çekilen) filmleri gösterime sokarak bir an önce nakde çevirmek istemiş olabilir. Uzun bir süre eve hapsolmuş seyirci, “normal” zamanlardaki ev dışı aktivitelerine duyduğu yoğun özlemle “artık ne oluyorsa olsun” diyerek salonlara dönmüş olabilir. Bilet fiyatları dışarıda yapılabilecek diğer birçok aktiviteye nazaran görece ucuz kaldığı için sinema, ev dışı aktivitelerde ilk tercih haline gelmiş olabilir. Öte yandan 2021 yılının ikinci yarısından itibaren ülkede elbirliğiyle bir “pandemi bitti” havası yaratılmaya çalışıldığı da aşikâr. Bu yılın ilk aylarından itibaren alınan kararlar da bunu destekler nitelikte. Her neyse, biz rakamları incelemeye geri dönelim.

2021 yılı rakamları, pandemi belasıyla geçen iki yıl arasındaki karşılaştırmada biraz iyimser bir görüntü çizmiş olabilir ama genel görüntünün pek iç açıcı olduğu söylenemez ne yazık ki. Önce geçen yılın rakamlarına bir göz atalım. Aşağıdaki tablo, 2021 yılı içerisinde gösterime girmiş korku filmlerimizin ilk 3 gün ve toplam seyirci rakamlarını, kaç hafta gösterimde kaldıklarını ve kaç salonda gösterime girdiklerini gösteriyor.

blank

Yazının başında geçen yıl gösterime giren yerli korku filmi sayısı 22 ama aslında 21 demiştik ya, önce o konuyu netliğe kavuşturalım. Tablonun en alt sırasında gördüğünüz Ekip Oyunu filminin karşılığında herhangi bir rakam görünmediğini fark etmişsinizdir. Bunun sebebi filmin yapımcılarının filme ait gişe verilerini paylaşmamış blankolması. Daha önce de 2016 yılında yine bir korku filmimiz (Şeytanın Çocukları-El Ebyaz) benzer şekilde gişe verilerini paylaşmamıştı.

Artık 100 bin barajı gibi bir ölçütten bahsedemediğimiz Türk korku sinemasının geçen yılki zirvesinde 37.788 toplam seyirci sayısı ile Sir-Ayet: Ölü Doğan yer aldı. Bildiğiniz gibi 2019 yılının Şubat ayında gösterime girip şaşırtıcı biçimde beklenenden fazla gişe yapan (89.994) Sir-Ayet filminin devam filmi hiç gecikmeden(!) aynı yılın Eylül ayında gösterime girmiş ama ilk filmin gişesinin yarısını bile yapamamıştı (33.501). Bu yılın zirvesindeki Sir-Ayet: Ölü Doğan da aynı serinin üçüncü filmi ki o da ikinci filme yakın bir gişe yaptı. İşin acı tarafı Sir-Ayet, neredeyse 90 binlik toplam seyirci sayısı ile o yılın en çok gişe yapan beşinci filmi olabilmişti. Sir-Ayet: Ölü Doğan ise serinin ilk filminin yarısı kadar bile gişe yapamamışken zirveye yerleşti. Bu kötü gidişat, pandemi etkisi denip hoş görülebilir belki. Pandemi belası tamamen ortadan kalkınca tekrar geri dönüp bakarız ama kanımca bu veri bile bir şeylerin ters gittiğini işaret eden önemli bir gösterge. Aynı şartlarda The Conjuring: The Devil Made Me Do It (Korku Seansı 3: Katil Şeytan) 134.290 toplam seyirci sayısı ile geçen yılın en çok izlenen yabancı korku filmi oldu. Aradaki fark ortada.

Durumun vahametini daha iyi anlayabilmek adına 2006-2021 yılları arasındaki 16 yıllık süreçte gösterime giren korku filmlerimizin toplam sayısıyla seyirci rakamlarını karşılaştırıp ortalamalarını alarak, ortaya nasıl bir tablo çıktığına bakalım.

blank

2006 yılından başlayan tablodan da görüldüğü gibi hemen her rakamsal veri, bilhassa 2015’ten sonra gözle görülür bir düşüşe geçmiş. 2021 sonu itibarıyla 70 binlere kadar gerileyen film başına düşen ortalama toplam seyirci sayısının son beş yıllık hareketine hızlıca bakalım.

  • 2006-2017 arası ortalama toplam seyirci sayısı: 103.750
  • 2006-2018 arası ortalama toplam seyirci sayısı: 95.645
  • 2006-2019 arası ortalama toplam seyirci sayısı: 85.568
  • 2006-2020 arası ortalama toplam seyirci sayısı: 78.124
  • 2006-2021 arası ortalama toplam seyirci sayısı: 70.850

Film başına düşen ortalama toplam seyirci sayısı, her yılın sonunda beşer onar bin aşağı doğru gitmiş. İşin daha da kötüsü 2021 sonu itibarıyla film başına düşen ortalamanın 70.850 olduğu yılda en fazla izlenen filmin 40 bine bile ulaşamamış olması. Nicelik artarken nitelik hız kesmeden düşüyor, bu da doğal olarak film başına düşen seyirci sayısını olumsuz yönde etkiliyor. Ancak buraya şöyle bir parantez açmakta fayda var. Pandemi öncesindeki geriye doğru ilk yıl olan 2019’da film başına düşen ortalama toplam seyirci sayısı 85.568 iken tam 4 film 100 bin barajını, beş film de ortalamayı geçmeyi başarmıştı. Bu sebeple sinema salonlarının bütün yıl boyunca açık kalmasını umduğumuz 2022 yılı sonundaki rakamların çok daha belirleyici olacağı söylenebilir.

Murat Kızılca, Nisan 2022

blank

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. Malesef korku sinemamız kötüye gidiyor düşük bütçeyle sadece para kazanmak amacıyla çekilen filmler yapılıyor alper mestçi,özgür bakar,can evrenol gibi bu türde zirve yönetmenlerimiz filmler çekerse bir umut olabilir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Yeni Emek, Yeni Atilla Dorsay ve Yeni Kavgalar…

Sinema yazarı Atilla Dorsay, “Emek yoksa ben de yokum” demiş
blank

Sinefiller Alkolizm Batağında!

İzlediğimiz filmlerin arkasında bizi sigara ve alkol bağımlısı yapmak isteyen