Dünyayı Kurtaran Adam filmi bir Star Wars Remake mi?
Ona Turkish Star Wars yakıştırması yapmak doğru mu?
Sinematik’te, sadece Yeşilçam üzerine yazmaya karar verdiğimizden beri yabancı filmler üzerine yazdıklarımı Öteki Sinema’da paylaşıyorum. Bu şekilde kardeş sitemizin yazar ailesine de katıldım. Böyle bir ayrıma gitmemize rağmen bazı yazıların iki sitede de ortak yayına girmesinin faydalı olacağını düşünüyordum. Ortak ilk yazıda Dünyayı Kurtaran Adam üzerine yazdığım yazı olacak.
Dünyayı Kurtaran adam filmiyle ilgili uzun zamandır düşündüğüm bir konuyu geniş bir platformda tartışmaya açmak istiyorum. Bence bu konu Sinematik ve Öteki sinema gibi pek çok sitenin ilgi alanına giriyor. Sonuçta Dünyayı Kurtaran Adam kültüyle ilgili bazı alışkanlıkları değiştiremeyebilirim ama irdelemek her zaman yararlı olacaktır. Yazının diğer bir güzelliği ise Çetin İnançla kısa bir söyleşinin de yer alması.
Vurdulu kırdılı filmlerimiz önce Türkiye’deki entellektüeller tarafından aşağılanmıştı. Maalesef bazı filmler “utançla” sunuldu. Erotik komedilerden pornoya geçilen bir dönem sonucunda filmlerde çıplak gözüken her kadın namussuz oldu. 80lerde Türk filmleri ile dalga geçmek moda idi bu 90larda iyice cilalandı ve 2000lerde yabancı dostların da katkıları ile kendi B sinemamız olduğunu anladık.
Aslında işin gerçeği Giovanni Scognamillo’nın dediği gibi Fantastik Türk sineması yoktu, çünkü Türkiye’de sinemanın kendisi “fantastik” idi.
Ülkemizde kült olan filmlerin başında Dünyayı Kurtaran Adam (Kısaca DKA) gelir. Dünyayı Kurtaran Adam filmi ağırlıkla Star Wars filminden sahnelere sahip olduğu için özellikle Amerikalılar arasında Turkish Star Wars olarak nam salmıştır. Filmi bir şekilde altyazı ile izlemiş olanlar filmin remake olmadığının farkına varmışlardır yine de filmde kullanılan (araklanan) görüntüler Star Wars olunca ve de bir uzay filmi olunca hemen Turkish Star Wars ismi verildi. Bazı yabancı arkadaşlar rip off gibi ibarelerle şu an yazıyorlar ancak googleda araştırma yaparsanız filmin ne büyük bir şamata aracı olduğunu göreceksiniz.
Türkiye’de de pek çok yazar yüzeysel olarak konuya bakarak Türk işi bir Star Wars’tan bahsetmektedir. Oysa filmin Star Wars olma iddiası yoktur. Dünyayı kurtaran adamın konusuna ve kurgusuna baktığımızda gerçekten bu filme bir ünvan verilecekse bunun Turkish Star Wars değil Turkish Galactica olduğu düşünüyorum. Aslında Turkish Flash Gordon da olabilirdi çünkü Büyücü Flash Gordon’daki Ming’in farklı bir versiyonu ve mücadele Flash Gordon’a daha yakın. Ancak 2 kahraman ve robotlar ve mistik göndermeler nedeniyle Galactica’ya daha yakın buldum. Filmin orijinal afişinde Galactica yazar bu detay bile benim için bazı noktaları netleştiriyor. Gerçi bu saatten sonra bu oturmuş durumu değiştirebileceğimi zannetmiyorum ama biraz beyin fırtınasının kime zararı var?
Galactica dizisi ilk çevrildiğinde özellikel insanlığın başlangıcına göndermeler yaparak iyi kötünün savaşını anlatıyordu. Saylonların ana gemilerini yöneten “Lucifer” gibi trans-insan modeller vardır. Yani aynı DKA’daki gibi iyi ve kötü çok netti. Ancak iki hikayenin kesiştiği diğer bir nokta mistizmdir. Bu mistisizm DKAda türbe olarak karşımıza çıkarken Galactica’da Kobol, piramitler ve astrolojiye yapılan göndermelerle süslenmiştir. Özellikle Türkçe bilmeyen birisi için bu detaylar çok zor anlaşılır. İnanç’ın ve Kunt Tulgar’ın montaj yaklaşımı bu detayların anlaşılmasını zorlaştırır. Kaldı ki ikiside hayalgücü oldukça zengin iki kişi ama bazen bu zenginlik karmaşaya da yol açabiliyor.
Filmin etkilendiği(!) başlıca filmler:
Star wars
Flash Gordon
Star Trek
Galactica 1978
Indiana Jones
Ucundan azıcık; Planet of the Apes
DKA’nın yabancı kaynaklarda da Star Wars‘un bootleg veya remake‘i olarak yer alması biraz bu konu hakkında araştırma yapmadan etiketleyenlerin marifeti. İşin aslının böyle olmadığını hepimiz biliyoruz yani film Star Wars‘un yeniden yapılmış hali değil. Biz yine de bu kadar çok sahne kullanıldığı için filme star wars rip off diyelim. Peki ama filmin içeriği?
Çetin İnanç‘la yaptığım görüşme filmin bir remake (yeniden yapılmış) olmadığını ortaya koyuyor. Görüntü olarak pek çok filmden müzikler ve görüntülere sahip olsada filmin hikayesi kendi kurgusu içerisinde özgün ve Çetin İnanç‘ın hayalgücünün bir ürünü. İyi ile kötünün kavgası sinemada başladığından beri kullanılan bir konu.
Konusu itibariyle, ve filmin kurgusu sebebiyle her ne kadar Star Wars görüntüleri içinde yer alsada bu filmin Turkish Star Wars değil Turkish Galactica olarak ele alınmayı daha çok hak ettiğini düşünüyorum. O sebepten dolayı filmlerde yer alan benzerlikler toparladım. Konusu ve içeriği yönünden irdelediğim bu konuyu sizlerle paylaşıyorum.
Çetin İnanç Ne Diyor?
Filmin hikayesinde yer alan bazı noktalar filmin 1978′de çekilen Galactica‘ya hikaye olarak daha yakın olduğunu görebiliyoruz. Sonuçta bugün belki Star Wars bizim için daha populer gözüküyor ancak o dönem bilim kurgu filmi olarak kasıp kavuran yapımların başında Galactica geliyor. Galactica‘da 13. kabile hikayesi var ve Kahramanları Apollo ve Starbuck bizim Cüneyt Arkın ve Aytekin Akkaya’ya denk geliyor.
Bende bu konuyu aydınlatabilecek tek insan olan Çetin İnanç‘a bazı soruları sordum, kapsamlı bir röportaj yapmadık ama aramızda geçen görüşmeyi sizler için sadeleştiriyorum:
Utku Uluer: Bugün hakkında yüzlerce yazı yazılan bir film DKA. Peki siz hangi filmden etkilendiniz, baktım ama bir türlü etkilendiğiniz yerleri anlamadım.
Çetin İnanç: Bir filmden etkilendiğimi söyleyemem sonuçta herşey bir filtreden geçiyor. Ben Dünyayı Kurtaran adam filminden önce ne Star Wars‘u izledim ne de Galactica’yı. Film parçaları montajlarken ilk kez orada, bizim Kunt Tulgar‘ın yerinde Star Wars‘u izledim. Bu parçalar bizim filme tam uyar dedik o dönem yeni gelmişti Star Wars Türkiye‘ye. Dünyayı kurtaran adamın oldukça uzun bir versiyon yapıldı ilk seferinde. Ama ilk ben bizim Kunt’un yerinde montaj için seçerken izlerken filmi bölük pörçük gördük bir de filmin yayınlanan kısmına göre çok fazla parça vardı Star Warstan.
Utku Uluer: Battlestar Galactica bir tv dzi idi ancak dizi başlamadan önce bir film olarak sinemalarda gösterilmiş bizim ülkemizde de Galactica 80lerde oldukça önemliydi.
Çetin İnanç: Benim birazda sinema dilimle ilgili setimiz harap olmuş, zaten bir çok maddi sorun varken biz uçan gemileri yerine Star Wars görüntülerini koyduk. Kendi düşüncemi birazda o dönem incelediklerimle yoğurarak filme taşıdım. Alakası yok, benim hayalgücümle ilgisi var.
Utku Uluer: Galactica‘da da 13. kabile üstüne bir hikaye ve iki has kahraman var.
Çetin İnanç: Ben o dönemlerde Mısır’a gittim Hititler, Sümerler üzerine araştırmalar yaptığım bir dönemde 13. kabile konusunu filme de taşıdım. O yaptığım gezinin etkileri vardır filmde. Bir de o dönem tasavvufa da ilgim vardı bu konuları feza çağına taşıdım. Haliyle bazı göndermeler yapıldı.
Filmlerin Karşılaştırması
DKA – Galactica karşılaştırması:
İki Kahraman: Cüneyt Arkın – Aytekin Akkaya vs Apollo – Starbuck
Aytekin Akkaya kadınlara olan ilgisi ve tarzı düşünüldüğü zaman esmer bir Starbuck oluyor. Fiziki olarak Starbuck’a benzeyen Cüneyt Arkın ise tarzı ile Apollo’yu çağrıştırıyor. Bizim Apollo’nun artısı karete. Gerçi filmin sonunda konunun kahramanı Apollo oluyor.
Dünya’nın sonu:
2 filmde de dışarıdan gelen kötü bir gücün saldırısı ile yok olmakta olan insan ırkına atıfta bulunuyor. Saylonlar’ın esir aldığı insan ırkı var DKA‘da da insan ırkı esir ve güçsüzleri yok ediyorlar. Saylonlarda da ölümsüzlük teması vardır. Saylonlarında zafiyeti “insan”dır.
Dünya’yı beyin gücüyle yaratılan bir tabaka korur, Galactica’da ise saylonlardan kaçan insanların en önemli silahı akıllarıdır.
Bu saylon konusu yeni çekilen Battlestar Galactica‘da farklı bir hal alıyor ve farklılaşıyor. O yüzden referans olarak 1978‘de çekilen Galactica’yı ele aldım.
Düşmanlar
Bilinmeyen Düşman vs Saylonlar (Cylons)
İki filmde de düşman sayısı çok fazla ve sonu gelmiyor. İkisi de ana komutan yokedilmeden durdurulamıyor
Ayrıca DKA‘daki düşmanlarda saylonlar gibi zeki olmayan rakipler. Star Wars kantinine gönderme olmasına rağmen küçük bir hatırlatma; Galactica’da da 77’de çevrilmiş Star Wars’un kantinine gönderme yapan sahneler vardı. Bir şekilde iki filmde de biraz havada kalan kantin bar sahnesi mevcut. Haliyle iki filmde de ucubeler ile kavga ediliyor. Tabi DKA’da fazladan bir de karate ustamız var.
Robotlar:
Resimde açıkça görüldüğü gibi DKA‘daki robotlar Saylonlara benziyorlar.
13. Kabile
Çetin İnanç’ın Mısır gezisinden ilham aldığını yukarıda okuduk. galactica’da özellikle yahudi hikayelerine benzer bir kaçış hikayesi vardır. Zaten Galactica’da Mısır piramidlerinin benzerleirn yer aldığı Kobol gezegenine inip mezarda dünyanın yolu aranıyor. DKA ise geçmişe atıfta bulunur iki filmde de insanlığın köklerine ve uzay felsefesine göndermeler vardır. İki film arasındaki en büyük fark ise Galactica’nın mesajını düzgün şekilde verirken DKA’deki dağınıklık filmin anlaşılmasının önüne geçer. Bu nokta filmin kült olmasına yol açsa bile teknik yetersizliklerle açıklanamayacak bir noktadır.
Yazan ve derleyen: Utku Uluer
rahmetli metin demirhan bu filmin ikincisini çekecekti.onun filmini beklerken (atılgan cult shop ‘ta ara ara ziyaretlerimizdeki sohbetlerde bahsettiği senaryodan heyecanlıydık) mehmet ali erbil şov geldi.olmadı,olamadı…
galaktika ‘yı 80’lerde nasıl bir heyecanla bekleyip izlediğimi birde bana yada benim kuşağa sorun !
Dunyayi Kurtaran Adam 2 projesi ile Dunyayi kurtaran adamin oglu filmleri ayni projeler degil. DKA 2 Cetin Inancla Metin Demirhanin bir projesi. Uzun sure produktor aranmis ama dka2nin memet aliye mal edildigini okuyorum yabanci sitelerde maalesef :( Zaten o yuzden tepki de var… ben neden cekildigini dahi anlamadim ama pek cok kisi icin degersiz zaten. Bu arada gercekten de ne beklerdik galacticayi :)
Her ne kadar bir komedi filmi gibi izlesek de, muhtemelen bizde en ciddi kafaların çektiği bir bilimkurgu filmidir DKA. Seneler önce Show TV’de daha 10 yaşında bir çocukken izlediğimi hatırlıyorum. Sonra tabii internet çağı geldi, nette tonla görüntüsü dönen herhangi bir film gibi ezberledik bir miktar DKA’yı. Her ne kadar Star Wars olamasa da, Türkiye şartlarında olabilecek en ciddi çalışmaydı. Bizde bilimkurgu ve fantastik kurgu yapımların genelde çoluk çocuk çevresinde döndüğü düşünülrse, DKA halen değerli bir yapımdır her ne kadar komedi filmi olarak görülse de, görsek de…
DKA DAKİ MÜZİK BATTLESTRA GALAKTİKADAKİ MÜZİĞİN FARLI BİR VERSİYONU
DKA aslında halk tarafından komedi filmi olarak görülmüyor, maalesef halk tarafından küçük görülüyor. :( Erkin Bey’e şu noktada katılıyorum, DKA şu anda Türkiye’nin tek bilimkurgu filmi olarak da yerini koruyor. Türkiye olarak henüz başka bilimkurgu yapamadık.
DKA 2’ye gelince, bu resmen ilk film DKA ile dalga geçmek amaçlı yapılmış, tamamen Mehmet Ali Erbil şova dönmüş bir film. Sinemasever biri olarak film ne kadar kötü olursa olsun sonuna kadar gitmeye, izlemeye çalışırım ama DKA 2 öyle olmadı. İlk defa bir filmi yarısına gelmeden bıraktım, midem bulandı resmen filmi izleyince…
http://kulturalani.blogspot.com/2011/08/turkun-bilim-kurgu-ile-imtihan.html
Merhaba Osman
DKA Turkiye’nin tek bilimkurgu filmi degil bu noktada yerini de korumuyor. 10 kadar bilimkurgu filmi var zaten. Bunlari sana da soyledigim yazida detayli siralayacagim…
DKA 2 cevrilmedi o filmin haklari Cetin Inancta o yuzden DKAnin oglu ismi ile bir film yapildi ama fiyasko
DKA yi utancla sunan bir sinema kulturu vardi ve maalesef bogazici sinema klubu idi bunun basini ceken ancak basta Metin Demirhan ve bazi arastirmacilar ile yazarlar bunu kirdilar. Biz e o bayragi ileri tasiyoruz.
DAKnin kucuk goruldugune katilabilirim ciddi anlamda baska filmlerden araklanmasi pek cok yonden konuyu tartisilmaz kiliyor ama benim bakis acim cok daha farkli bir noktada. Sinema kulturumuz icinde arastirilmasi gereken bir gercek ve bence kult filmografimide goreceli olarak abartilan bir film. Ben Tarkan veya maskeli kahraman filmlerimize daha onem veririm.
Ama benim gibi yazarlarin durdugu nokta kendi sinemasini asagilayan, ona yabancilasan ve emektarlari yok sayan bir kulturle ilgili bir durum. O noktada DKA aslinda farkli bir saygiyi hak ediyor
Şunu belirteyim, DKA Oğlu diyecektim, yanlışlıkla DKA 2 demişim…
DKA mevcut sinema sisteminde gerçekten çok farklı yerde duran, çok özel bir film, kült bir film. Klaisk kült filmler sistemine uymuyor ama gene de kült :)
Bu ve benzeri filmler halk tarafından küçük görülüyor, dalga geçiliyor. Ama her şeye rağmen bu film bizim filmimiz. O yüzden de benim aşağılamam söz konusu olamaz :)