Alper Mestçi korku filmlerinin marka ismi oldu. Başarılı Musallat ve Siccin filmlerinden sonra şimdi kendi başlatmadığı bir serinin 3. filmi olan Üç Harfliler 3: Karabüyü’nün yönetmen koltuğunda oturuyor.
Artık neredeyse her hafta bir yerli korku filminin vizyona girmesine alıştık sayılır ama bu enflasyonun yerli korkulardan hoşlanan seyirciyi salona çekmek yerine uzak tutmaya yaradığı da ortada. Kötü, çok kötü filmler izliyoruz. Komedinin ve cin korkularının seyirci garantisi olduğu yanılgısı salonları “hap yap para kap” işlerle doldurmaya devam ediyor.
3 Harfliler serisinin önceki filmlerini sevdiğimi söyleyemem bana göre oldukça acemi işi filmlerdi ama Alper Mestçi iş korkutmak olunca sağlam formüller kuran, ortaya her daim seyredilebilir işler çıkaran bir sinemacı ve yine beklediğim sonuç; 3 Harfliler 3 bu yıl izlediğim en iyi yerli korku filmi…
Alper Mestçi, Siccin serisinde çalıştığı üç oyuncusunu bu filmde bir araya getirmiş; Deniz Gündoğdu, Seda Oğuz ve “korku filmlerinin harika çocuk oyuncusu” diye nitelendirdiğim muhteşem Merve Ateş, tam da Mestçi’nin istediği gibi, gözlerini kocaman açarak oynuyorlar. Bunu alaya aldığım düşünülmesin, bir ay kadar önce izlediğim Şeytanın Çocukları filmindeki Merve Sevi performansından çok öte, oldukça inandırıcı oyunculuklar koyuyorlar ortaya… E, ne de olsa bir “scream girl” olmak herkesin becerebileceği bir şey değil. Korkutayım derken güldürmek çok olası… Filmin ası ise Özay Fecht, açıkçası onu bir korku filminde izleyeceğimi hiç düşünmezdim ama çok iyi, o haris kayınvalide rolünü başka hiç kimse bu kadar ustaca canlandıramazdı.
Alper Mestçi, Karabüyü’de kendi tarzının dışında çıkmıyor. Film küçük evlerde, basit hayatlar yaşayan, akrabalık ilişkisiyle birbirine bağlanan sıradan insanların ne denli kötücül ihtiraslarla baştan çıkabileceğini ve istediklerine ulaşmak için olmadık yollar deneyebilecekleri üzerine… Toplum olarak “büyü yaptırma” meselesine çok aşinayız ne de olsa… Senaryo bu haliyle yerli korku filmi izleyicisi olan kadın seyirciyi kolayca baştan çıkaracak gibi duruyor. Mestçi, başlarda sakin akan hikâyeyi, seyirciyi ara ara zıplatarak yavaşça kuruyor ve finale yakın bir rollercoaster gibi hızla aşağı bırakıyor. Filmin Reşit Gözdamla imzasını taşıyan çok iyi bir tema müziği çalışması var, Carpenter’vari bir tema ama daha duygusal tonda bir çalışma ve gerilimi katlayarak arttırıyor. Unutmadan geçmeyeyim; makyajlar bence bu işin en iyisi olan Alev Ünal’a emanet.
Uzun lafın kısası; eğer korku türüne düşkünseniz, “yine mi cin filmi!” hezeyanına kapılmadan Üç Harfliler 3: Karabüyü’yü izlemeye gidin ve serinin önceki filmlerini unutun, bu onlarla kıyaslanamayacak kadar “olmuş” bir iş. Hiç mi sıkıntısı yok, elbette var! Örneğin; karakterleri durumun içinde tanımak özdeşlik yaşamayı zorlaştırıyor, keşke biraz daha Hollywood tarzı bir reji ile önden onların kim olduklarını, travmalarını, umutlarını bilebilsek. Yatalak babanın durumunun bir yere bağlanmamasını sevmedim, Merve Ateş’in oynadığı karakter de hikâyede etkili değil ancak dolgu vazifesi üstleniyor ama ne yapalım; olur o kadar diyorum, hele de karşıma çıkan onca kötü korku filminden sonra… Alper Mestçi’nin ellerine sağlık ki kendisinin korku türünün ülkedeki en has sinemacısı olduğunu düşünüyorum ve Siccin 3’ü merakla bekliyorum. İyi seyirler…
İlk yayın: http://www.beyazperde.com/filmler/film-240646/elestiriler-beyazperde/