Üç Süpermen Olimpiyatlarda, aslında tam da Öteki Sinema filmidir. Konusu uçuk, aklı zorlayan, beyin yakan cinstendir. Yavuz Yalınkılıç’ı çok iyi tanırım. Yapımcılık yaptığım yıllarda kendisine 2 film çektirmiştim.
Yavuz Yalınkılıç çok iyi biriydi ama filmleri aynı derecede iyi değildi. Senaryo çalışmazdı. Sette yazardı. Elinde 2 sayfa kâğıt olurdu, gerisini set ortamında yazardı. Sette çekim sırasında aklına bir şey gelir, sufle verir, oyuncu tekrarlardı. Devamlılıkla, konuyla alakası olmasa da çekerlerdi. Asistanlar kargacık burgacık notlar alırdı, oyuncular laflarını tam söyleyemezlerdi, eksik hep. Çünkü oyuncular da genelde en ucuzları olurdu.
Daha sonra bu kâğıtlar bir araya getirilir, notları da katarak daktiloya alınırdı. Tabi daha dublajı var filmin. Seslendirme sanatçıları da bakarlar adam o lafı etmiyor, yarısını anca söylemiş, kendileri ustaca ekler yaparlardı. Şimdi ortaya bir kaos çıktı, tam da bu filmin istediği şey. Hani çocuklar sokakta oynarken bir şey canlandırırlar ya, müsamere. Süpermenler Amerikalı, Artemis eski Yunan, askerler Romalı, yönetmen Türk.
Yavuz Bey, Yılmaz Güney ile de çalışmış biri. Aslında senaryosuz film çekmeyi belki de ondan öğrendi. Ama Güney’in edebiyatçı bir yanı da var. Yavuz Bey avangart biri gibiydi zamanında. Senaryosuz film, 2 sayfa sinopsis, dünyada bunu yapan çok az sayıda adam var, hakkını yememek lazım. Fakat para da yok. Süpermenler öğle yemeğinde köfte ekmek yiyorlar.
Ben bu yazımda filmden çok bu filmin set arkasını yazmayı amaçladım, çünkü Yavuz Bey’in prodüksiyonlarını bilirim. Aslında Yeşilçam aşığı bir adamım, inanın hayranım bu döneme.
Yavuz Yalınkılıç’ın köy filmleri daha iyidir. Seti köye götürür. Köylüler Anadolu misafirperverliğinde ikramlarda bulunurlar. Mekânlar bedavadır, figüranlar bedava. Orada set işçisini bile artist zannederler. Fotoğraf çektirirler. Muhtar gelir. Çaylar demlenir. Yavuz Bey sadece bunları seviyordu.
Filmin konusunu anlatma imkânsızlığına giremeyeceğim. Konu var mı belli değil. Ama olimpiyat dönemi sanırım, Almanya 1972. Münih. Bizim film de jenerikte Veliefendi Hipodromu’nda başladı zaten. Bir Süpermen uçuyor gibi, profesör ona emir veriyor. Düğün salonu amplifikatörü var, onun tuşlarıyla oynuyor, alet bozuluyor. Süpermen ormana düşüp ağaca takılı kalıyor. Allahtan diğer iki Süpermen gelip onu ağaçtan indiriyorlar. Sonra zaman makinası ile Antik Yunan’a ışınlanıyorlar. Burada tanrıça (bazen de kraliçe dedikleri) Artemis ve iki kız var. Artemis, -kulağı yönetmende- saçma sapan konuşuyor. Komiklik yapan bir adam var. Kekeme konuşuyor: “Ar, Ara, Artemis, be, ben…” Komiklik de bu.
Neyse anlatamayacağım kadar uçuk bir iş. Daha sonra ileri görüşlü film robotları, insan ırkını yok etmek için saldırıyorlar. Stephen Hawking, bunu daha yeni dedi. Ama o zamanın robotları peynir tenekesinden.
Şarabım bitti ve filmi izlemeyi bıraktım ama siz izleyin mutlaka. İki de bira alın.
[box type=”info” align=”” class=”” width=””]
Üç Süpermen Olimpiyatlarda (1984)
Yönetmen: Yavuz Yalınkılıç, Italo Martinenghi
Senaryo: Yavuz Yalınkılıç
Kamera: Dinçer Önal, Salih Dikişçi
Oyuncular: Yılmaz Köksal, Levent Çakır, Filiz Özten, Stefano Martinenghi, Oktar Durukan, Allen Flick, Kadir Kök
[/box]
Teşekkürler osman abi yeni yazılarınızı bekliyoruz.
Osman hocam daha sık bekliyoruz yazılarını. Resmen anlattıklarına o günlere gidiyorum.
Osman emmimmm, alemde teksin ebem ölsün.