Alper Mestçi, Türk korku sinemasının önde gelen temsilcilerinden biri olmayı sürdürüyor. Siccin serisi ise onun filmcilik anlayışının amiral gemisine dönüşmüş durumda. Serinin 4. filmi ise bu hafta yani Kurban Bayramı haftasında gösterime giriyor. Zamanlama manidar ama endişe etmeyin; Alper Mestçi filmlerinde epey korkmamıza rağmen aslında sandığımızdan çok az kişi ölüyor.
Alper Mestçi korkularında dikkatimi çeken şey; her filmde farklı oyuncular denemesidir. Oyuncu yönetimindeki ustalığı sayesinde de diğer korku filmi yönetmenlerinin düştüğü sıkıntıları pek yaşamıyor. Burada cast direktörünü de ayrıca tebrik etmek lazım ama Siccin 4, burada serinin diğer filmlerinden ayrılıyor.
Bir önceki filmde karşımıza çıkan ve oyunculuğuyla etkileyen Adnan Koç, bu filmde de rol alıyor. Film özgün bir yapı kurmayı başarıyor ancak korku sinemasında etkileşimlerden kaçmak neredeyse mümkün değil. Siccin 4’ü izlerken akla The Amityville Horror ve The Exorcist geliyor.
Önceki filmde kurban karakter olan Adnan Koç burada usta bir şeytan çıkarıcıya dönüşüyor. Diğer filmlerden bağımsız kurulan hikâyeye dâhil olan Adnan Koç yine başarılı. Aslında bu “iblis çıkarma” sekansları çok tehlikelidir zira yerelleştirme unsurları düzgün yerleştirilmezse, seyirciyi korkutayım derken güldürebilirsiniz. Neyse ki Alper Mestçi işini bilen bir sinemacı. Kamera hep olabileceği en iyi yerde ve birçok filmde birlikte çalıştığı makyajcı Alev Ünal yine başarılı ve ürkütücü işlere imza atıyor. Alper Mestçi bir kez daha kötü sonuçlar üreten CGI efektlere değil de makyajcısının yeteneklerine güveniyor ve bu onun filmlerini benim gözümde 80’ler İtalyan korkularına yakın bir yere taşıyor. Bunu yapan bir başka sinemacı da Can Evrenol. Onun yeni filmi Housewife’ı da merakla bekliyorum. Demem o ki; pratik efektler ve makyaj birleştiğinde “geceleri rüyalarımıza giren” kâbuslar yaratmak mümkün. Benim bayıldığım ve önceki filmde de kullanılan tema müziği de dozunda kullanılınca ortaya aslında çok kanlı olmasa da oldukça korkunç bir film çıkıyor.
Siccin 4 ile Alper Mestçi’nin favori oyuncusunu da işaretlemiş oluyoruz. İlk Siccin filminde ve 3 Harfliler 3: Karabüyü’de yönetmenle çalışan Merve Ateş… Merve Ateş bir diğer çocuk oyuncu Salih Gönültaş ile ustaca paslaşarak yine harika bir performansa imza atmış. Bu genç oyuncunun sinemada ve korku türünde büyük geleceği var.
Bana göre Siccin 4, serinin hikâyesi en sağlam ve olay örgüsü iyi kurulmuş filmi. Perdede izlediğimiz her şey seyircinin kafasında doğru yerleşiyor ve Alper Mestçi’nin çok sevdiği “hediyeyi kutu açılınca göreceksiniz” yapısı başarılı bir şekilde oluşuyor.
Filmi seyircili gösterimde izledim. Bazı gençlerin bağırarak tepki vermesi, yönetmenin amacına ulaştığının göstergesi. Siccin 4, henüz kurumuş bir yarayı deşer gibi asap bozucu bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Bu anlamda, seride ilk Siccin’e en çok yaklaşan film olduğunu düşünüyorum.
“Yine mi cin filmi” demez iseniz ki demeyin, çünkü bu tema düzgün kullanıldığında gerçekten işe yarıyor ve Alper Mestçi de büyü, lanet, cinler gibi unsurları hikâyeye tam olması gerektiği gibi yerleştiriyor. Siccin 4 korkmak için çok iyi bir seçenek! Film ilk dakikasından itibaren sizi evin içindeki tekinsiz dünyaya sokuyor ve orada yaşanan kâbusa ortak ediyor. Evet, filmde pek çok sahnede koltuğunuzdan sıçrayacaksınız (mübalağa etmiyorum) ama Alper Mestçi sadece buna güvenmiyor. O, atmosfer yaratma kabiliyeti çok yüksek bir sinemacı ve çektiği planları kurgu masasında iyice korkunç hale getirebiliyor. Neredeyse bir reklamcı titizliğiyle yükleniyor her sekansa, bu da ortaya 90 dakikalık temiz bir iş çıkarıyor. Siccin 4, korku filmlerinden hoşlanan herkese şiddetle tavsiye edeceğim bir film, iyi seyirler!
murattolga@otekisinema.com