blankChan Kong-Sang (Hong Kong doğumlu Chan), Jackie Chan Sing Lung ya da bilinen adıyla Jackie Chan 1954 yılında Hong Kong’da fakir ama mutlu Charles ve Lee-lee Chan’ın oğlu olarak dünyaya gelmiştir.

Fransız elçiliğinde çalışan ailesi onun daha iyi bir geleceğe sahip olması için 7 yaşında Pekin Opera’sına yazdırmıştır. Chan burada hem sesini kullanmayı hem rol yapmayı hem de uzak doğu savaş sporlarını öğrenmiştir. Usta Yu Jim Yuen’in öğrencisi olan Chan burada Shaolin Kung-fu, Tae Kwon Do ve Hapkido çalışmıştır. Hapkido büyük ustası Jin Pal Kim’den siyah kuşak kazanmış olup, ustası gördüğü en çalışkan öğrencilerden biri olduğunu söylemiştir (adam ünlü olduktan sonra ne söyleyecek zaten).

Okulun en iyi öğrencilerinden oluşan “yedi küçük gelecek” oyuncu grubuna katılıp Yuen Lo sahne adını alan Chan burada tanıştığı iki arkadaşı Sammo Hung ve Yuen Biao ile oynadıkları filmlerle Hong Kong’un üç ejderi lakabını alacaklardır.

Bu grup ile ilk olarak Big and Little Wong Tin Bar filmini çeviren Chan çocuk yaşta sayısız filmde rol alarak kariyerinin ilk adımlarını atar.

Daha 17 yaşına geldiğinde Chan iki Bruce Lee filmi Fist of Fury ve Enter the Dragon’da dublör olarak rol alır. Hemen sonrasında ise Little Tiger of Canton filmi ile ilk başrol deneyimini yaşar.

1976 yılında Willie Chan adlı bir prodüktörün keşfi ile Lo Wei ve Snake in the Eagle’s Shadow filmlerinde başrol oynayan Chan yavaş yavaş kendi komedi-dövüş stilini oluşturmaya başlar. Böylece ilk büyük çıkışını yaptığı Drunken Master’ın da kapıları kendisine açılmış olur.

1995 yılında oynadığı Rumble in the Bronx’da amcasını motosiklet çetesinden kurtarmaya çalışan Chan Hollywood’a da adım atar. Eğlenceli kişiliği ile benzerlerinin aksine Hollywood’da tutunabilen usta, Chris Tucker ile beraber rol aldığı 1998 yapımı Rush Hour ile de kariyerinin zirvesine çıkar.

blank

Chan, Guiness rekorlar kitabına “yaşayan en çalışkan dublör” olarak geçmiştir. Dublörlükte zaten en büyük başarının yaşamak olduğunu düşünürsek Chan’in değerini daha iyi anlarız. Filmlerindeki tüm zor kareografileri kendi hazırlayıp uygulayan Chan, kafatasından ayak parmaklarına kadar neredeyse tüm kemiklerini setlerde kırmıştır.

Ayrıca aktör batıda pek bilinmese de Hong Kong ve uzak doğu simalarında sayısız albüme imza atmış sevilen bir şarkıcıdır.

En Baba Chan Filmleri:

Uzak doğu dövüş filmlerini sevenler için Chan’in yeri her zaman ayrı olacaktır. Aktörün kariyerindeki sayısız filme baktığımız zaman benim için öne çıkanları şöyle listeleyebilirim:

  • Drunken Master & Legend of Drunken Master

Gelmiş geçmiş en iyi uzak doğu dövüş sanatı filmlerinden olan seri tüm dövüş kareografilerindeki başarı ve mizah anlayışı ile bir klasik olmuştur.

  • Project A

19. yüzyıl Hong Kong’unda geçen film İngilizlerin egemenliğindeki Hong Kong’un arka sokaklarındaki korsanlara göz atar. 80’lerin en eğlenceli serilerinden biridir.

  • Police Story Serisi

Chan’in yakaladığı mafya başına bela olur ve bir polisin suçu Chan’e atılır. Olaylar gelişir…

  • Dragons Forever

Chan’in bir avukatı canlandırdığı film eski ejder kardeşler üçlüsünü bir araya getiren en iyi filmlerdendir.

  • Snake in the Eagle’s Shadow

Yılan vuruşu! Video yıllarının en güzel hitlerinden olan yapımda Chan başlarda dövüşemeyen itilip kakılan bir kaybedenken bir ustanın onu bulup yılan stilini göstermesi ile dayaktan dayağa koşar.

blank

  • Armour of God II: Operation Condor

Chan’in kafatasını kıran film olarak tarihe geçmiştir. Aktör Nazi altınlarının peşinde sahara çöllerine düşer.

  • Heart of Dragon

Chan’in en duygusal işlerinden olan film zeka geriliği yaşayan kardeşinin kaçırılan bir polisin hikayesini anlatır.

  • Rush Hour

Chan’in en çok gişe yapan filmlerinden ve kesinlikle en komiği. Kariyerini bir üst seviyeye taşımıştır.

  • Rumble in the Bronx

Hollywood’a attığı ilk adım olarak başarılı bir filmdir.

  • Who am I?

Helikopter kazası geçiren bir ajanı oynayan Chan’in karakteri hafızasını bu kaza sonucu kaybeder. Ancak peşinde başka ajanlar vardır ve kendisi neler olduğunu anlamamaktadır.

Bu listeye gönül bağımız yüzünden Chan’ın İstanbul’da çektiği Altın Yumruk İstanbul’da (The Accidental Spy) ‘yı da katabiliriz.

blank

Chan’in sanki sokaktaki kahveden çıkmış amca modundaki sempatik hali, 70’lerden günümüze gelişen aksiyon filmlerine uyum sağlayan yeniliklere açık tavrı ve korkusuz yapısı filmlerini her zaman seyirciye sevdirmeyi başarmıştır. Sayısız kez iş yapmayan filmlerle batma noktasına gelmesine rağmen yılmadan film çekmeye devam etmesi de karakterinin sağlamlığını ve sinema sevgisine şapka çıkarmamız gerektiğini gösteriyor.

Yeni nesillerin idolleri olarak gördükleri, ne iş yaptıklarını bile bilmediğim Justin Bieber, Zac Efron (isimleri google’dan bulduğumu itiraf edeyim) gibi garipleri düşününce doğudan Bruce Lee, Jackie Chan’e batıdan Van Damme’dan Arnold’a bizim çocukluk idollerimiz aklıma geliyor ve ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyorum. En güzel şey 80’lerde çocuk olmakmış.

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

3 Comments Leave a Reply

  1. 90 doğumlu olmakla beraber 90’lı yılların çocuğuyum ve kesinlikle Jackie Chan’in tüm filmlerini büyük keyifle izlemişimdir ve izlemeye devam etmekteyimdir.. Büyük ustadımızdan daha çok film bekler bir haldeyim resmen.. :)

  2. Rush hour ile holywood kariyerinin tepesine çıktı bir dakika! İtiraz ederim ben buna… Jackie Chan’ ın oynadığı en derinlikli film drunken master serisidir bence.

    Rush Hour ise holywood a adım atmasıdır o kadar….

  3. Jackie Chan aslında Holywood a 1981 yapımı Cannonball run filmdeki bir yan rolle adım atmakla birlikte aradığını bulamamış, daha sonra Police Story nin ilk filminde 1985 de yine ABD de şansını denemiş ama yine aradığını bulamamış.Holywood da dikkat çeken filmi Rumble in the Bronx ile(1995) olmuştur.Rush Hour filmleri onun için çok dikkate değer olmasa da epey gişe yapıp para kazandırmıştır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Late Bloomer / Osoi Hito (2004)

Late Bloomer (Osoi Hito) (2004), dilsiz ve ileri derecede bedensel
blank

The Legend of the 7 Golden Vampires (1974)

Bazı yönetmenler türleri birbiriyle harmanlayarak uçuk projelere imza atıyorlardı. İşte