Carlos Enrique Taboada tarafından yazılmış ve yönetilmiş olan 1984 Meksika yapımı Veneno para las Hadas (Periler İçin Zehir), İngilizce adıyla Venom for Fairies ya da Evil Fairies, gizemli bir “şeytani çocuklar” filmi.
Ben korku sinemasında, korku edebiyatında şeytani çocuk temasını çok seviyorum. Masumiyetle gerilimin, masumiyetle kötücüllüğün aynı çocuk karakterde birleşmesi ürkütücü bir deneyim. Bir düşünün bu, küçük bir çocukta Dr. Jakyell’la Mrs. Hyde’ı aynı anda görmek gibi bir şey. The Innocents’i (1961) ya da The Omen’i (1976) izlerken o küçücük çocuklardan çekinmemek her baba yiğidin harcı olamaz. Üstelik gerçekte de çocuklar, bazen yetişkinlerden çok daha ürkütücü olabiliyorlar. Bu da bu eserleri benim açımdan çekici kılan nedenlerden biri.
Pagan inançlarından bu yana çocuklar, özellikle de ergenlik dönemine kadar birer masumiyet imgesi olarak görülüyorlar. Ve hatta bu yüzden şeytani güçler için açık birer hedef oluşturduklarına ve korunmaları gerektiğine inanılıyor. Yetişkinlere nazaran şeytani güçler tarafından daha kolay ele geçirilebilir, baştan çıkabilir, kullanılabilir ya da yönetilebilirler. Zaten çocukları şehir efsanelerine, folk hikayelerine, gizemli peri masallarına, mitlere, edebiyata, sinemaya konu eden de bu özellikleri. Dualar, muskalar, kutsamalar, tüm o ruhani törenler da hep bunun için. Ve fakat filmler bizim için!
Imbd’de 7,3 gibi yüksek bir puana sahip Veneno para las Hadas, pek bilinmemesine rağmen türünün en iyi örneklerinden biri. Film, etkileyici bir de açılış sahnesine sahip. Elinde kocaman beyaz bir mumla karanlık evindeki merdivenlerden çıkan küçük, sarışın bir kız doğruca annesinin ya da dadısının odasına giriyor. Korktuğu için onunla yatmayı önereceğini sandığınız bir anda arkasında sakladığı bıçağı çıkarıyor ve kadının gırtlağını bir hamlede kesiveriyor. Ancak keşke sahte kan olarak kırmızı yağlı boyayı andıran o şeyi kullanmasalarmış! Sulandırılmış domates salçası bile daha iyi iş çıkarıyor.
Veneno para las Hadas, ortaokul çağlarındaki iki küçük kızın Veronica ve Flavia’nın hikayesini anlatıyor. Veronica’nın okula gelmesiyle ikili tanışıyor ve arkadaş oluyorlar. Flavia, ciddi, düzenli, kurallara uyan ve korkusuz bir kız. Veronica ise, ürkütücü görünüşlü büyükannesi ve dadısıyla yaşayan ve bebekliğinden beri dadısının anlattığı cadı hikayelerini dinleyen gizemli biri (Veronica’nın dadısı ne akla hizmet durmadan cadı hikayeleri anlatıyor çözemedim doğrusu). Veronica ilk iş, sert mizaçlı Flavia’yı onunla oynamaya ikna ediyor. Böylece Veronica’nın tuhaf cadı oyunlarını oynamaya başlıyorlar. Ancak işler çığırından çıkmaya ve Veronica’nın oyunları giderek tehlikeli bir hal almaya başlıyor. Korkusuz Flavia ise kabuslarla, buhranlara boğuşur bir hale geliyor. Flavia’nın piyano öğretmeninin beklenmedik ve tuhaf ölümünden sonra Flavia’nın ailesi iki kızı da alıp sakin bir kasabaya tatile gidiyorlar. Ve burada en sonunda Flavia’nın tüm bu olanlara çözüm bulacağı süreç başlamış oluyor.
Veneno para las Hadas’ı bu kadar özel kılan, tamamiyle küçük çocukların dünyasında geçiyor olması. Öyle ki yetişkinlerin yüzleri neredeyse hiç görünmüyor. Tüm film, kızların boy hizasında, kızların bakış açısıyla ilerliyor. Filmde yetişkinlere yer yok! Yetişkinlerin sadece, güzel, çirkin, kemikli, bakımlı-bakımsız elleri var. Yetişkinler çocuklarını görmezden geliyorlar. Görmezden geliyorlar çünkü bu küçük “masum” yaratıklarla uğraşmalarını engelleyecek kendi kaotik dünyalarındalar. Ama bu küçük kızlar, birer yetişkin kadar zeki ve olan bitenin farkına varma yetisine sahip, yetişkin karakterli özel çocuklar. Biri tutkularının esiri, hayal gücü bir hayli gelişkin, dominant ve karmaşık bir karakter; Veronica. Flavia ise var olan düzeni ve ailesini korumak için her şeyi yapabilecek karakterde, ancak buna rağmen masumiyetini muhafaza eden, güçlü bir karakter. Bu da filmin ironi üzerine kurulu ve en sağlam metaforu. İşte bu, filmi özel kılıyor. Zira Meksika sinemasında bu temada başka bir film daha yok. Dünya sinemasında da örneklerine pek rastlanmadığı aşikar.
Periler için Masal, gerçekten de iki perinin hikayesini anlatıyor. Veronica sanki karanlık hikayelerden fırlamış, perili konakların döküntülerinden çıkmış karanlık bir peri. Flavia, adeta en tatlı masallara ait iyi niyetli bir masal perisi. Üstelik Flavia, Veronica’nın sahip olmak istediği tek şeye sahip; onu seven gerçek bir aile. O yüzden aralarındaki ilişki hiçbir zaman sağlıklı bir dostluk ilişkisi olarak gelişmiyor. Başından itibaren bir güç savaşı. Gücü hangi perinin elinde bulundurduğuna göre şekil alıyor böylece hikaye de. İki kız arasındaki gerilim, özellikle ilk yarının sonlarından finale kadar artarak devam ediyor. Sonunda da gerçek peri masallarında, o eski gizem hikayelerinde olduğu gibi, kekremsi bir şekilde sonlanıyor. Yani iyi perinin beklenmeyen kaotik hamlesiyle…
Filmin yönetmeni Carlos Enrique Taboada, Meksika’da Hasta el Viento Tiene Miedo (Rüzgar Bile Korkana Kadar/1968), El Libro de Piedra (Taş Kitap/1968), Más Negro que la Noche (Geceden Bile Karanlık/1975) gibi filmleriyle bilinen ve sevilen bir yönetmen. Ancak en beğenilen filmi, çok başarılı bir atmosfer yarattığı ve hikayeyi sade ama yetkin bir şekilde anlattığı filmi Veneno para las Hadas. Toboada, bu filmde mekanları başkent Mexico City’nin koloni dönemi semtlerinden seçmiş. Çekimleri Colonia Condesa, Colonia Villa, Lomas de Chapultepec gibi semtlerde ve bu semtlerde yer alan kocaman barok malikanelerde yapmış. Böylece filme kasvet katmayı ve ağır bir atmosfer kurmayı başarmış. Zira 1984’te çekilmiş olmasına rağmen geçtiği iddia edilen 60’lı yılların havasını çok başarılı bir şekilde sunuyor. Öte yandan görselliği de son derece iyi. Örneğin herkesin siyahlar içinde olduğu bir cenazede merkeze yerleştirilmiş Flavia’nın beyazlar içinde olduğu sahne, açılış sahnesi, salıncak sahnesi, sonlara doğru samanlıkta büyü karıştırırken Veronica’nın gölgesinin duvara yansıdığı sahne en beğendiğim sahneler oldular.
Veneno para las Hadas, Meksika sinema dergisi Revista CineFagia tarafından Meksika korku sinemasının en iyi örneklerinden olarak kabul ediliyor. Bence de Periler için Zehir, her yerden kolların bacakların fırladığı 80’li yıllarda ortaya konulmuş, sakin, eski filmler ve hikayeler tadında önemli bir film.
hepimiz bir zamanlar chucky’dik. :) niha niha nihaaaa :)
Bana kalırsa kesinlikle bir korku filmi klasiği. Tüm korku filmi sevenlerin izlemesi gereken bir yapıt. Bu güzel incelemesi için Ezgi Aksoy’a teşekkür ediyorum.
Hem Ispanyolca tercüman hem de sinema yazarı olarak bu filmi çok merak ettim. Bu filmi nereden bulabileceğime dair fikri olan var mı? Hatta başka Ispanyolca film önerisine de açığım…
Eline sağlık. Yazı çok akıcı olmuş.
Hiç bilmediğim bir filmden daha sizin sayenizde haberdar oldum. İzlemek için not alıyorum hemen. Öteki Sinema ve özellikle sizin yazılarınız çok değerli bir kaynak benim için. İyi bir yorumcu değilim ama sürekli takip ediyorum. Bu arada ne zamandır yazmadığınız da gözümden kaçmadı. Umarım bir soğukluk yoktur. Teşekkürler bu güzel yazı için tekrar.
teşekkürler. hayır bir soğukluk elbette yok. sadece yoğunum çok. ama yakında yazmayı düşünüyorum.