Vikaren 2007 yılı mahsulü Ole Bornedal tarafından yönetilmiş olan Danimarka yapımı bir film. The Substitute olarak da bilinir.
1959 doğumlu Danimarkalı yönetmen, televizyon için çektiği bir iki filmden sonra ilk sinema filmi olan Nattevagten (Nightwatch, 1994) ile dikkatleri üzerine çekti. Bir morgda gece bekçisi olarak işe başlayan hukuk öğrencisi Martin’in gerilim dolu hikayesi Avrupa ve Amerika’da yankı buldu. Kısa bir süre sonra Hollywood’a transfer olan Bornedal başarılı filminin yeniden çevrimi için kollarını sıvadı ve ortaya Nightwatch (1997) çıktı. Ewan McGregor, Patricia Arquette, Josh Brolin, Nick Nolte, Brad Dourif gibi birbirinden ünlü oyuncular ile çalışma imkanı bulmasına rağmen Nightwatch selefi kadar başarılı olamadı ve Bornedal’ın Hollywood macerası kısa sürdü. 2002 yılına kadar yönetmenlik yapmayan Bornedal, I Am Dina ile koltuğuna geri döndü. İsveç, Norveç, Danimarka, Fransa, Almanya ortak yapımı I Am Dina, değişik çevrelerden farklı eleştiriler aldı. Gérard Depardieu, Christopher Eccleston, Mads Mikkelsen gibi güçlü oyuncuları barındıran filmi ben de pek beğenmedim. Bundan sonra ikinci bir beş yıllık ara daha veren Bornedal, 2007 senesinde Vikaren ile tekrar geri dönüş yaptı.
Vikaren, dünya ile ismi verilmeyen başka bir gezegenin tanıtımları ile başlar. Dünyadaki yaklaşık 6 milyar insanın bir kısmı birbirleriyle kıyasıya savaşırken, diğer bir kısmı birbirlerini severek birlikte yaşamaktadır. Diğer gezegenin nüfusu dünyanınkinden az olmamasına rağmen bu gezegende sadece savaş vardır. Kendi gezegenlerinde eksik olanı almak için dünyaya gelirler: sevgi.
Hemen akabinde, arka planda Danimarka kırsalındaki büyük bir tavuk çiftliği görüntüleri olan büyük bir fırtına başlangıcına tanık oluruz. Çiftlik sahibi tavukların bulunduğu ahırın kapısının açık olduğunu görünce hırsız bir tilkiden şüphelenir. Tüfeğini alarak açık kapıdan içeri girer. Bazı tavukların kümeslerinden çıkarak parlak bir objenin etrafında toplandığını görür. Merakla o tarafa doğru ilerler. Ateş böceği büyüklüğünde ama ondan çok daha ışıltılı olan “şey”, meraklı çiftçimizin yanına gelir. Tabii ki bu durum çiftçi için hiç de hayırlı olmaz. Çiftlik evine doğru yönelen “şey” koltukta ağzı bir karış açık olarak uyuyan çiftçinin karısına doğru ilerler ve açık olan ağzından içeri girer. (Çiftlikte geçen bu açılış sahnesinin hastası oldum.)
Carl 6. sınıfa giden bir öğrencidir. Hastalanan öğretmenlerinin yerine vekalet etmek üzere yeni bir öğretmen gelecektir. Ulla Harms (Paprika Steen) isimli bu öğretmen, çiftlik evinden hatırladığımız çiftçinin karısından başkası değildir. Garip tavırları ile bir anda öğrencilerin nefretini kazanan Harms, uzaylı numaraları ile velileri ve müdürü etkiler. Ama öğretmenlerinin bir uzaylı olduğundan emin olan öğrenciler, aralarındaki husumetleri unutarak dünyayı kurtarmak için birleşirler.
Başrollerdeki Paprika Steen ve Ulrich Thomsen (Carl’ın babası rolünde) için bir iki kelam etmek gerekirse, son yıllarda biraz fazlasıyla kafayı taktığım Danimarka Sineması’nda ışıl ışıl parlayan oyunculardan ikisi. Zaten Thomsen artık Amerika ve Avrupa yapımı filmlerde sıkça rol aldığı için yeterince tanınıyor. Danimarka Sineması’na dikkat diyerek Vikaren için söyleyeceklerime devam edeyim.
Öteki Sinema için yazdıklarıma pek benzemeyen bu filmi buluşmalarımızda sık sık ismini zikrettiğimiz The Goonies‘e (1985) çok benzettiğim için burada tanıtmaya karar verdim. Filmden aldığım müthiş keyif, bana çocukken uzun pazar kahvaltıları esnasında TRT ekranından izlediğimiz pazar sabahı filmlerini anımsattı. Genelde çocukların başrolde olduğu The Goonies gibi, Stand by Me (1986) gibi filmleri uzun zamandır izleyemiyorduk. Gerçi son yıllarda Hollywood kökenli City of Ember (2008) gibi uyduruk bir iki örnek yapılmış olsa da eskilerin samimiyetinden uzak, seyirciye mesafeli duran, yapay işlerdi. Bu yüzden (işte bu yüzden) Vikaren bu sabah bana ilaç gibi geldi.
Özellikle öğretmenlerinin evini araştırmak için gizlice içeri girdikleri sahneler, The Goonies‘deki mağara sahnelerine koca bir selam çakıyor. Carl, Ulla ve Carl’ın babasının beraber yedikleri akşam yemeği sahnesi ise tek kelimeyle harika. Konu itibarıyla daha çok Class of 1999‘a (1990) ve devamı Class of 1999 II: The Substitute‘e (1994) benziyor gözükmesine rağmen havası tamamen farklı. Bittiğinde geriye sevgi nefreti döver gibisinden oldukça klişe bir mesaj kalıyor ama mesajlar kimin umurunda.
Benim gibi ara ara eskilere özlem duyanlardansanız, Vikaren sızınızı geçici bir süreliğine iyi edecek pansuman etkisinde.
Öteki Sinema için yazan Murat Kızılca
the goonies! XD nasıl hatırladın o filmi, nasıl kurdun o bağlantıyı bravo. ne güzel bir arayış fimiydi gerçekten.
son olarak, the faculty.
Doğru! Robert Rodriguez’in The Faculty’si de eklenebilir. Ama benim o filmi bir Anadolu şehrinin sinemasında izleme hikayem var ki o da ayrı bir yazı konusu. Aklıma gelmeme sebebi o olabilir…