1984 yılında ABD’de yayınlanmaya başlayan “Voltron: Defender of the Universe”, bir anda en çok sevilen çizgi filmlerden biri olmuştu. Ardından nerdeyse tüm dünya televizyonlarında yayınlanan Voltron (ülkemizde “Voltran” diye de anılır), başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de bir fenomen çizgi film haline geldi. “Voltran’ı oluşturmak” günümüzde bile kullanılan bir deyim olarak dilimize yerleşmiş durumdadır. Aslan şeklindeki beş robotik aracın, havada değişerek birleşmesi ve insansı dev bir robot haline gelmesini izlemek inanılmaz coşku vericiydi. Bu değişim ve birleşme sekansı hep aynı olmasına rağmen, Voltron’un oluşma anı her seferinde zevkle izleniyordu. Voltron’un düşman yaratıklarla çarpışması, en sonda da kılıcını oluşturup yaratıkları ikiye bölmesi yine her bölümde yalnızca yaratıklar değişmesine rağmen ilgiyi asla azaltmıyordu. Robotik aslanları kullanan beş pilotu da çok sevmiştik. Şato şeklindeki üslerinde alarmlar çaldığında beşinin de kendi kabinlerine koşmaları, tutundukları asansörle yeraltındaki koltuklarına yerleşmeleri, platformların türlü çeşit hareketleriyle aslanlara ulaşan jetlerine binmeleri, hepsinin ayrı ayrı tünellerden geçerek aslanlarına ulaşıp bulundukları yerlerden fırlayarak savaşa girişmeleri o yıllarda Voltron’u izlemiş olanların hiç unutmayacağı ayrıntılardır.
Voltron ABD’de 1984’te yayınlanmaya başladı ama aslında 1981’de Japonya’da GoLion (Japoncadaki tam adı “Yüz Canavarın Kralı Golion”) adıyla çoktan yayınlanıp bitmiş bir çizgi filmdi. Üstelik reytingleri çok da iyi sayılmazdı ve ilk sezonu sonunda yayından kaldırılmıştı… Bizler birleşen araçların dev bir robot oluşturup türlü çeşit uzaylı yaratıklarla savaştığını ilk kez görüyorduk ama Japonya’da bu tür çizgi filmler artık doygunluğa ulaşmış durumdaydı. Voltron’un Japonya dışında neden çok sevildiğini daha iyi görebilmek için, Birleşen Araç çizgi filmlerinin kökenlerine göz atmak gerekir.
Birleşen araçların insansı bir robot oluşturması konsepti aslında ilk kez bir çizgi filmde değil, bir TV dizisinde kullanılmıştı. Ultra 7 (1968) adlı bu Japon dizisinin 14 ve 15. bölümlerinde, farklı araçların birleşmesiyle oluşan dev robot motifine rastlanır. Uzaydan gelen bu robot araçlar denizaltında ve havada ilerleyerek dizinin kahramanları olan Ultra Gücü’ne saldırırlar. Daha sonra hepsi birleşerek dev bir robot oluşturur. Bu robotun tasarımı ve kullanılan maketler o zaman için oldukça başarılı sayılırdı.
Birleşen araçlar fikri bu şekilde ilk kez ortaya çıktıktan sonra bir çizgi filmde ilk kullanılışı ise 1974 yılında oldu. Kendinden sonra gelen tüm Birleşen Araç ve Süper Robot çizgi filmlerini etkileyecek olan ve Birleşen Araç animelerinin temel kurallarını belirleyen bu çizgi film “Getta Robo”ydu.
Getta Robo (1974)
Ken Ishikawa’nın yarattığı mangadan uyarlanan Getta Robo (Getter Robo olarak da bilinir), birleşen araçlardan oluşan robot animelerinin hem ilki hem de pek çok “kanununu” koymuş yapımdır.
Dinozorların yeryüzünden silindiği devirlerde, bir kısım dinozor yeraltında yaşamaya devam etmiş ve maymunlarla birleşerek insansı sürüngen bir tür haline gelmişlerdir. Yeraltında yaşarken teknolojilerini de geliştirmişler ve dev dinozor robotlar meydana getirmişlerdir. Amaçları da dünyayı insanların elinden alıp yeniden kendilerine ait yapmaktır. (Dizinin 18. bölümünde Dinozor İmparatorluğunda dev robotların nasıl yapıldığı gösterilir. Bu robotlar aslında tam bir robot olmayıp stoktaki dinozor yumurtalarından çıkan yavru dinozorların devleştirilip mekanik aksamlarla “cyborg”laştırıldığı araçlardır. Dev dinozorlara yerleştirilen pilot kabinlerindeki bir pilot onları kullanır.)
Böyle fantastik bir çıkış noktasına sahip olan Getta Robo’da, Profesör Saotome üç jetten oluşan bir uzay araştırma aracı yapmıştır. Bu üç jet, havada birleşerek tek bir robot haline gelirler. Bununla da yetinmeyip üçünün farklı birleşme kombinasyonlarıyla üç farklı robot oluşur. Bunlar Getta 1,2,3 diye adlandırılır. Getta 1 havadaki, Getta 2 karadaki, Getta 3 de sudaki savaşlarda daha başarılıdır. Jetler renkleri dışında birbirlerinin aynısıdır.
Getta Robo uzay araştırmaları için yapılmıştır ama Saotome ne olur ne olmaz diyerek (?) dünyanın herhangi bir saldırıya uğraması durumunda kullanılmak üzere bu robotun savaşçı versiyonunu da yapıp bir kenara koymuştur. İlk bölümde Getta Robo, bir dinozor mecha (bir pilot tarafından yönetilen dev robotik araç) tarafından yok edilince savaşçı asıl Getta Robo ileri sürülür. Fakat bu robotu oluşturan üç jeti kim kullanacaktır? İlk robotun pilotları görevleri sırasında ölmüşlerdir. Bu sıkışık anlarda Japonya’da hiç başka pilot kalmamış olmalı ki, üç lise öğrencisi pilotluk görevini devralırlar. Bu saçmalık bize fazla kurcalamamıza izin verilmeden yedirilmeye çalışılır. Hiçbir pilotluk eğitimi almamış bu genç insanlara araçların zaten otomatik olduğu, onların refleksleri ve “kazanma isteklerine” ihtiyaç duyulduğu söylenir. Yani Getta Robo’ya asıl gücü veren, üç gencin “ruhsal” gücüdür.
Araçlar birleşeceği zaman hep birlikte “Haydi birleşelim!” diye bağırırlar. Getta Robo’nun en sık kullandığı silahları, belinden çıkardığı lazer ışını, baltası ve dövüş teknikleridir. Getta 2’nin öne çıkan silahı delici kolu, Getto 3’ün ise roketleridir. Bu silahlar kullanılmadan önce pilotları tarafından yüksek sesle isimleri söylenir. (“Lazer ışını!”, “Getta baltası!”, “Getta delici!” vs. gibi)
Getta Robo’da daha sonraki benzer dizilerde tekrar edilecek olan kalıplar yanında pilot tipleri de bir örnek oluşturmuştur. Üç araçlı dizideki lider pilot tipi, kırmızı renkte giyinen en yakışıklıları ve lider özelliklerini en çok üzerinde taşıyandır. İkinci pilot, ince uzun yapılı, diğerlerinden ayrı duran, sessiz ama kendine has üstün özellikleriyle öne çıkan mavi giysili pilottur. Üçüncü pilot ise hem komedi hem sevimlilik unsurunu üzerinde taşıyan şişman sarı/turuncu giysili pilottur. Daha sonraki Voltron gibi beş pilotlu dizilere ilham veren diğer iki karakter de yine Getta Robo’da bulunurlar. Bunlardan biri genç bir kız olan Michiru ve küçük kardeşi Genki karakterleridir. Michiru, robotu oluşturan olmasa da onlara kumanda eden ve yönlendiren ayrı bir jet kullanır. Dizinin 6. bölümünde Genki’nin de jet kullandığı bir öykü anlatılır. Bu beş karakter tüm birleşen araç çizgi dizilerinde isim ve küçük tip değişiklikleriyle aynen kullanılıp durmuştur.
Getto Robo, takım olarak çalışmanın önemini ve kişisel sıkıntıların takım ruhunu bozacak raddeye gelmemesi gerektiğini vurgulayan, liseli gençlere özgü sorunları işleyen bir çocuk ve ilk gençlik çizgi filmiydi. Aralarındaki çekişmeler, kıskançlıklar, aşklar, zaman zaman otoriteye karşı çıkan asilikler öne çıkan temalardır. Ama sonda her zaman birlik beraberlik ve dayanışma galip gelir. Birleşen Araç konsepti, o araçları kullanan pilotların da birleşmesi, aynı amaç için dayanışması anlatımının sembolü olur.
Dev dinozor robotlar yapabilen Dinozor İmparatorluğu yüzyıllarca kendini belli etmeden yeraltında yaşamıştır. Bu müthiş teknolojiyle neden dinozor robotlar üretmeye yoğunlaştıklarına anlam verilmez ama bu anlamı zaten öykünün mantıksallığında değil, Japonya’daki Godzilla sevgisinde aramak gerekir. Dinozor İmparatorluğunun her bölüm yeni bir mecha üretme çalışkanlığının övülmesi gerekir. Sürekli yaşadıkları başarısızlıklardan hiç yılmayıp Getto Robo’yu alt edecek daha güçlü, daha farklı özellikte robot araçlar yapıp durmaya devam ederler. Bu çalışkanlık, sonraki tüm Birleşen Araç animelerindeki düşmanların da ortak özelliği olmuştur.
Getta Robo’nun son bölümde imparatorluk Getta Robo’ya birden fazla robotla ve tüm savaş gücüyle saldırmayı akıl eder (ki bunu akıl etmeleri 50. bölümü bulmuştur.) Üstelik başarılı da olurlar ve Getta Robo’yu oluşturan üç araç da yok edilir. Bunun üzerine takımdan Musashi, Michiru’nun kullandığı Komander (kumanda) jetini alıp tek başına imparatorluğun dev gemisine intihar saldırısı yapar. İmparator ve tüm generalleri bu saldırıda Musashi ile birlikte yok olur. Böylece Getta Robo ana karakterlerinden birinin ölümüyle hüzünlü bir şekilde sonlanır.
Getta Robo G (1975)
Getta Robo’nun son bölümünde Musashi’nin ölümü ve Getta Robo’nun yok olmasının ardından dizi yeni bir robot ve yenilenen çizim ve renkleriyle Getta Robo G adıyla devam etti. Musashi’nin yerine onun kadar eğlenceli ve renkli bir karakter olmayan ama benzer tipte bir karakter 3. pilot olur. Getta Robo G’yi oluşturan jetler de yenilenmiş ve bu kez birbirlerinden biraz farklı tasarlanmıştır. Yine üç jetin üç farklı kombinasyonla robot oluşturması teması korunur.
Dünyayı ele geçirmeye çalışanlar ise bu kez Hyakki İmparatorluğu adı verilen ve İmparator Bukai tarafından yönetilen bir ırktır. Bunlar Nazilerden esinlenerek oluşturulmuştu hatta imparatorluğun generali Hitler’i andırır ve adı da “Hidler”dir. Selamlaşmalarını Nazi selamını andıran şekilde “Hail Bukai!” diye yaparlar. Şekil değiştirip insan kılığına bürünebilen bu varlıklar orijinal hallerinde çift boynuzlu yaratıklardır. Getta Robo G ile çarpışacak robot araçların da boynuzları bulunur.
Getta Robo’nun bölümleri çoğunlukla zayıf ve kendini tekrarlayan senaryolardan oluşuyordu. Getta Robo G de farklı değildi. Gruba yeni katılan Benkei’nin Tokyo yerle bir olurken saçma sapan nedenlerle görevinin başına geçmemesi gibi sinir bozucu pek çok ayrıntı barındırır. Dizinin ilk bölümlerinde dünyanın başına bela olan Hyakki İmparatorluğunun nerden ve nasıl peydah olduğuyla ilgili bilgi de verilmez. Bir anda ortaya çıkan düşmanlardır bunlar. Tüm bölümlerde yine Tokyo sürekli yerle bir olur. Büyük ve çok gürültülü patlamalarla binlerce insan ve diğer canlılar yok olurlar. Bölümler boyunca pek çok masumun, yaşlı ve çocuğun ölümleri gösterilir ve bunlardan dramlar çıkarılır.
Dizinin son bölümünde, pilotlardan Hayato’nun öldüğü düşünülürken onun yerini Michiru alır ve böylece Birleşen Robot konseptinde robotu kullanan ilk kadın karakter olmuş olur. Bunun olabilmesi için ilk sezonla birlikte 88 bölüm geçmesi gerekmiştir. Fakat Hayato geri dönünce pilot koltuğunu Michiru’dan devralır. Son bölümde yer alan bir ayrıntı da düşman robotların beş tanesinin birleşerek tek bir savaş makinesine dönüşme özelliğidir. Daha sonraları “beş”, birleşen araç dizilerinin temel sayısı olacaktı.
Getta Robo G, pek çok bölümün sonunda olduğu gibi, ayakta durmuş batan güneşi izleyen karakterlerin ve Getta Robo’nun görüntüsüyle sona erer. (Getta Robo’nun 1991 yılında Getta Robo Go adıyla yapılmış ve 50 bölüm süren bir yeniden çevrimi, 1998, 1999 ve 2004’te yapılmış üç ayrı OVA serisi de bulunuyor.) Süper Robot çizgi filmleri oyuncak sektörüyle sıkı sıkıya bağlantılıdır. Getta Robo’nun oyuncakları o dönemde satış rekorları kırınca diğer Birleşen Araç çizgi filmlerine de önayak olmuştu.
Combattler V (1976)
Combattler V, Profesör Nanbara’nın, yüzyıllar önce dünyaya gelmiş ve şimdi onu ele geçirmeye çalışan uzaylı bir ırkın saldırılarına karşı koymak üzere ürettiği bir robottur. Biri yalnızca karada ilerleyebilen 5 savaş aracının birleşmesiyle oluşan Combattler V, Nanbara’nın seçtiği beş genç tarafından kullanılır. Bu gençler, başbakanın imzaladığı bir davetiye almışlardır ve görevlerinin ne olduğunu bilmeden toplanırlar. (Neden onların seçildiği tam olarak belirtilmez) Tipler Getta Robo’dakilerle nerdeyse aynıdır. Baş pilot kırmızı, uzun saçlı ince yapılı pilot mavi, yapılı vücutlu pilot turuncu giysi giyer. Combattler V’nin en önemli özelliği araç ve pilotların üçten beşe çıkmasıdır. Diğer iki pilot da bir kızdan ve dahi bir çocuktan oluşur. Combattler V pilotları böylece Voltron’da devam edecek olan ve bundan sonraki tüm Birleşen Araç çizgi filmlerindeki pilot tiplerinin prototipini eksiksiz oluşturmuş olur. Dizi bir süper robot üçlemesinin ilk ayağıydı. Bölümlerin yapısı ve işlenen konular Getta Robo’yla hemen hemen aynıdır. Uzaylı mecha’lar Combattler üssüne saldırır ve her bölüm Combattler V tarafından yok edilirler.
Combattler V’in son bölümünde, tüm dünyayı yok edecek bombayı engelleyemeyen Combattler pilotları, dünyadaki son dakikalarını yaşamakta olduklarını düşündükleri çaresiz anlarında “Bir dahaki hayatımızda yine dünyayı korumak için birlikte çalışalım.” derler. Bölüm sonunda dünya kurtulur ama bu dilekleri yine de gerçek olacaktır. Combattler V bittikten hemen sonra başlayan ve yine aynı yapımevi (Voltron’u da yapacak olan) Toei ve Sunrise stüdyosunun ürünü olan Voltes V’te nerdeyse birebir benzerlikte pilot karakterler görev başındadır.
Voltes V (1977)
Uzaylı yıkıcı bir ırk olan Boazani’ler (bunlar da boynuzlu yaratıklardır) evreni fethetme amaçları doğrultusunda gözlerini Dünya’ya dikerler. Onları çok önceden gözlemlemiş ve bir gün Dünya’ya saldıracaklarını öngörmüş olan Profesör Go, devletleri uyarır ama onu kimse dinlemez. Bunun üzerine Go, beş farklı savaşçı uçağın birleşmesiyle oluşan bir robot tasarlar ve bu robotun yapılmasını eşine ve çalışma ortağına vasiyet ederek Boazani’leri engellemek üzere onlardan ayrılır.
Bu kez seçilen pilotlar hemen araçları kullanmaya başlamazlar. Uçakları kullanmak üzere bir yıl boyunca eğitilirler ama bu sırada uçakları kullanacaklarından habersizdirler. Boazani’lerin saldırısı gerçekleşince acil olarak bilgilendirilip uçaklara atlarlar ve onların dev robotuyla çarpışıp yok ederler. (Pilotlardan üçü Go’nun öz oğullarıdır) Böylece Dünya’yı yıkıcı uzaylı saldırılarından koruyacak olan Voltes V göreve başlamış olur. Voltes V, Japon aksiyon çizgi filmlerinin vazgeçilmezi olan yıkımlar, gürültülü patlamalar, ölümler, bağrış çağrışlarla doludur. Aynı zamanda aslan şeklindeki robot araçların ilk göründüğü çizgi filmdir. Birkaç bölümde Voltes V’e karşı savaşırlar. (Daha önceki düşman mecha’lar arasında kaplan, jaguar vs gibi kedigilleri örnek alan araçlar da bulunuyordu.)
Voltes V karakterlerin gücü yerine hikayesinde daha derinlemesine işlenmiş konular bulunduran bir çizgi filmdi. Birleşen Araç çizgi filmleri içinde bu anlamda en güçlü yapıttır. Öncelleri gibi her bölümde çatışması sonlanmayan, bir sonraki bölümde devam edecek olan merak unsurlarını koruyan bir senaryosu vardır. 28. bölümde Prof. Go’nun aslında bir Boazanili olduğu ortaya çıkar. Boazani’de boynuzsuz doğanlar aşağı görülerek doğrudan köle yapılmaktadır. Boynuzlular ise elit tabakayı oluşturur. Go da boynuzsuz doğmuştur ama kraliyet ailesinden olduğu için bu durum saklanmış ve alnına sahte boynuzlar takılarak yaşamını sürdürmüştür. Go, Boazani’de boynuzsuz doğdukları için köle haline getirilen insanlara yapılan işkenceleri görüp bu durumu sorguladıktan sonra, rakibi olan diğer kral adayı Zambajil tarafından sırrı ortaya çıkarılmış ve o da köle yapılmıştır. Go, Boazani’den kaçıp Dünya’ya gelmiş ve Voltes V’i planlayarak dünyalıları uzaylı saldırılarına karşı uyarıp tekrar gezegenine, köleleri serbest bırakmak için savaşmaya dönmüştür. Böylece aslında Voltes V pilotlarından üçünün Boazani kanı taşıdığı da ortaya çıkmış olur.
Voltron’dan önce yapılmış Birleşen Araç çizgi filmlerinin en önemlileri işte bunlardı ama fırtınaya katılan pek çok başka örnek de vardı.
Voltron’dan Önceki Diğer Birleşen Araç Animeleri
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Blocker Gundan 4 Machine Blaster (1976)
Bu dizideki pilotların karakteristiği de yine aynıdır. Her pilot bir robotu yönetir. Robotların başları yoktur. Pilotların bindikleri jetler robotların üstüne kenetlenerek başlarını oluştururlar. Bu robotlar birleşip daha büyük bir robot haline gelmez, yalnızca bazen birbirlerine tutunarak alev topundan oluşan hortum gibi bir silaha dönüşmüş olurlar o kadar. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Magne Robo Gakeen (1976)
İki robotun parçalara ayrılıp tek bir robot haline geldiği bir çizgi filmdi. Bir kız bir erkek iki pilot ve robotları ayrı ayrı, içinde bulundukları yüzer platformdan fırlatılıyor, jetler robotlarla bütünleşince pilotlar robotlarını yönetmeye başlıyordu. İki robot birleşeceği zaman ise pilotlar robotlardan fırlıyorlar, havada kollarını birbirine değdirip birlikte o sırada birleşip tek bir robot haline gelen Magne Robo’ya geçiyorlar ve düşmanlarıyla bu şekilde savaşmaya başlıyorlardı. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
UFO Warrior Dai Apolon (1976)
Üç robotun birleşip tek bir robot olduğu bir başka anime, UFO Warrior Dai Apolon’dur. Denizaltındaki üslerinden fırlatılan bu robotlar, jetleriyle uçan pilotları alır ve modifiye olup tek bir robot haline gelirler. Bu dizinin öne çıkan özelliği, pilotların Amerikan futbolcusu kostümlerine sahip olmaları, robotların da Amerikan futbolcusu dizaynına sahip olmasıydı. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Mechander Robo (1977)
Mechander Robo, birleşen araç konseptini zorlayan bir çizgi filmdi. Yine üç pilot farklı jetler kullanırlar. Bu yeterli gelmediğinde üç jet birleşip tek bir jet haline gelir ve pilotlar aynı kabine geçerler. Bu da yeterli olmadığında Mechander Robo devreye girer. Birleşmiş olan jetler Mechander Robo’nun göğsündeki bölmeye yerleşir ve bu birleşmeyle tamamlanan robot düşman mecha’yla dövüşmeye hazırdır. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Ginguiser (1977)
Ginguiser, birleşme olayını abartan çizgi filmlerden bir başkasıydı. Bu kez kahraman sayısı dörttür. Yine aynı fiziksel yapılarda ve karakteristiklerde olan pilotlardır bunlar. Çocuk, yapılı şişman, lider ve genç kız pilot… Hepsi de farklı tasarımlarda uçan araçlar kullanır. Bu araçlar bir jet ve bir robot olacak şekilde ayrıştıktan sonra 8 ayrı araca dönüşürler. Jetler kendi aralarında birleşip tek bir büyük jete dönüşür. En sonda ise tüm robotlar ve birleşmiş jet tekrar birleşerek Ginguiser’i oluştururlar. Bu çizgi filmde pilotların hep birlikte jetlerine ulaşmak için kullandıkları asansör, ardından koltuklarına oturmaları, koltukların araçlarına yerleşmesi, araçların üsten fırlamadan önceki platform değişimleri bitmek bilmeyen detaylar ve uzunlukta verilir. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Barattack (1977)
Beş farklı aracın birleşmesiyle oluşan Barattack da önce jetlerin birleşmesi ve bu jetin Barattack’ı aktifleştirmesiyle savaşır. Pilotların tipleri ve giysi renkleri de şablona uygun şekilde kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve pembedir. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Zambot 3 (1977)
Zambot 3, üç aracın birleşmesiyle oluşur. Yine çok uzun süren değişim ve birleşme bölümleri içerir. Tam adı “Invincible Super Man Zambot 3” olan bu çizgi filmin özelliği, pilotlarının çocuk yaşta olmalarına gerçekçi nedenler sunmaya çalışması ve genel olarak hikayesini oldukça gerçeğe yakın trajik bir senaryoyla işlemesiydi. Bu anlamda Gerçekçi Robot animelerini başlatarak devrim yapan “Metal Suit Gundam“ı önceleyen bir yapımdı. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Daikengo (1978)
Daikengo, oluştuktan sonra ağzını açıp kükreyen bir süper-robottur. Bir kız bir erkek ve iki robottan oluşan pilotları, birlikte kullandıkları jetin ayrışmasıyla ayrı araçlara geçerler, bu parçalar sonra birleşerek Daikengo’yu oluştururlar. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Toshi Gordian (1979)
Gordian tek bir pilot tarafından yönetilir. Ama burdaki farklılık robotun oluşma biçimidir. Pilot önce Iron Man benzeri bir robot zırhın içine girer. Bu robot daha sonra daha büyük bir robotun içine girer ve pilot onu yönetmeye başlar. En sonda ise daha daha büyük bir robotun içine girerek en büyük halini alır. Gordian bu haliyle matruşka bebeklerini andırıyordu. [/box]
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]
Mirai Robo Daltanius (1979)
Daltanius özellikle anılması gereken bir örnektir. Bu animede bir robotik araç, bir jet ve bir de aslan şeklinde robot bulunur. Robotik araç ve jet iki pilot tarafından yönetilirken aslan gerçek bir robottur. Voltron’a ilham verecek olan bu aslan robotun yeleleri de vardı ve birleşme sırasında gövdenin ve bacakların bir kısmını oluşturacak şekilde bir dönüşüm geçiriyordu. Göğse yerleşen aslan kafasından çıkan alevlerden de Daltanius bir alev kılıcı oluşturup düşmanını dörde bölüyordu. Rivayete göre Voltron’u (Golion) satın alan World Events yapımevi, kendilerine gönderilen katalogdan aslında Daltanius’u seçmişler ve bunu “Aslanlı olan” diye belirtmişlerdi. Japon yapımevi Toei ise “aslanlı olan” lafından Voltron’u anlamışlar ve bu yapımı göndermişlerdi. World Events, yanlış çizgi film gönderilmiş olsa da onu da sevmiş ve satın almışlardır, sonrası ise malum. [/box]
Birleşen Araç Çizgi Filmlerinin Ortak Özellikleri
Birleşen Araç çizgi filmlerinde tipler hep aynıdır. En yakışıklıları olan lider kırmızı giysili pilot, daha sert ve asi duran mavi giysili pilot, küçük dahi yeşil giysili çocuk pilot, yapılı şişman vücutlu turuncu giysili pilot, pembe giysili genç kız pilot… Genel olarak takımın önemi ve onlardan birinin sorumsuzluğunun diğerlerinin başına açacağı ölümcül sonuçlar ana temalardan biridir. Birlik ve beraberlik mesajı verilir. Buna aykırı davrananlar kötülenir. Ekibin başı olan lider çoğu zaman bu konuda oldukça sert ve acımasızdır. Voltes V’ta lider pilot, kendi öz kardeşinin hayatını bile bu uğurda hiçe sayabilecek kadar ilkelerine bağlı biridir ve Japonların bireysellik yerine toplumcu bakış açısını temsil eder. Pilotların çocuk ya da ilk gençliklerini yaşayan kimseler olması, çizgi filmlerin hedef kitlesinin onları daha çok sevebilmesi içindi. Ama bunun mantıklı bir açıklaması pek yapılmaz. Pilotlar arasında ergenliğe özgü gerilimler de yaşanır ama bunlar bölüm sonunda çözüme kavuşan çatışmalardır. Takımlarda bulunan genç kız pilotla, kırmızı ve mavi pilotlar arasındaki aşk sadece hissettirilerek geçiştirilir ama alttan alttan verilen bir cinsel gerginlik de fark edilir. Ekipteki güzel kız pilotun, çocuk pilot dışındaki erkek pilotlar tarafından bazen açık bazen platonik bazen bizden de gizli şekilde arzulandığı iması yakalanabilir.
Kötüler de tip şablonu dışına çıkmazlar. Dünyayı ele geçirmeye çalışanlar uzaylı veya Getta Robo’daki gibi dünyalı başka yaratıklardır. Başlarında zalim bir imparator ve onların altında görev yapan prensler, onların generalleri, yaşlı, çirkin ve sinsi akıl danışanları bulunur. Sivri kulaklar, yılan gözler, mavi, yeşil, kırmızı deriler onları daha da şeytani göstermeye yarar. Giysileri Orta ve Yeni Çağ Avrupasını yansıtır. Her haftaki yayına yetiştirdikleri bir “yaratık mecha” yapabilecek üstün teknolojileri vardır. Bu yaratıkların/robotların bölüm sayılarıyla eş sayıda çeşitleri bulunur. Getta Robo veya Voltes V’te belli konseptte üretilen düşman mechalar (Getta Robo’da türlü çeşit dinozorlar, Voltes V’te yarasa, ayı, yılan, çekirge, yusufçuk, goril, yengeç, ahtapot gibi hayvanlar) olabildiği gibi, belli bir bütünlükte olmayan birbirinden garip yaratık tasarımları da yapılır. Her bölümün nerdeyse aynı olması (Düşmanların kahramanımız olan robotu yok etmek üzere yeni plan oluşturmaları, bu plan doğrultusunda yeni bir mecha yapmaları, mecha’nın saldırısı, önce başarılı gibi olmuşken sonra bir şekilde yenilmesi ve yok edilmesi, kapanış) bir süre kötülerle ilgili değişiklikler yapma yoluna gidilmesine neden olmuştur. Bunun için kötüler arasında bazı anlaşmazlıklar yaratılır, yeni düşman mecha’ların daha üstün özellikleri sayılarak her bölümde aynı şeylerin yaşandığı dizilere yeni bir soluk getirilmeye çalışılır. Çoğu zaman üretilen mecha’ların organik canlılar mı, robot veya cyborg mu olduklarını anlamak çok güçtür. Herhalde et ve kan parçalarına ayrılmaları fazla dehşet verici olacağından bu canavarlar bölüm sonlarında genellikle alevler saçarak gürültüyle patlarlar.
Birleşen araçlar, çizgi filmlerin yapısı gereği önce ayrı ayrı saldırılar gerçekleştirip en son olarak robotu oluşturma seçeneğini kullanırlar. O zaman bile en ölümcül silahları olan kılıcı hemen kullanmayıp başka ne marifetleri varsa önce onları kullanır, kılıcı en sona bırakırlar. Bu tutum çocuklar için bile saçmadır ama yine de her bölümde kılıcın oluşturulmasının sona bırakılması, adım adım yükselen bir heyecan duygusu yaratmayı başarır. Sürekli yıkım yaşayan şehirler, her bölüm yeniden tekrar tekrar yıkılır, binlerce insan ölür.
Araçlar Voltron’a gelene kadar hep uçan jetler veya benzeri araçlar olmuştur. Oluşturulan robotlar ise genel olarak bir samuraya benzerler. Aynı zamanda bir Ortaçağ şovalyesini veya Mısır firavununu andıran özellikleri de fiziksel yapılarında görünürdür. Bir imkansızlık olan birleşen araçlar, çizgi film olanaklarını kullandıklarından elastik biçimler alıp akrobasik hareketler yapar, zırhlı bir gerçek insan savaşçı gibi hareket ederler. Bu robotlara yapılan saldırılarda robot nasıl etkilenmişse sanki aynı darbe pilota da yapılmış gibi o da etkilenir.
Lider pilot her zaman robotun başını oluşturur. Robotun savaşabilmesi için tüm parçaların birleşimine ihtiyaç vardır ama bazı bölümlerde bunun istisnaları görülebilir. Getta Robo’nun 2. bölümünde Musashi’nin korkması ve robottan ayrılması üzerine yalnızca bacakların koşarak kaçtığı garip bir sahne yaşanır. Voltes V’te de robotun belden aşağısı olmadan savaştığı bir bölüm bulunur. Füzeler, lazer ışınları, alev fışkırtan silahlar, bumerang ve dev bıçaklar, kırbaçlar ve tabi ki en güçlü silah olan kılıç başlıca silahlardır. Pilotlar onları kullanmadan önce ne silahı kullandıklarını bağırarak söylerler. Birleşme gerçekleştikten sonra pilot kabinleri arasında geçişler de mümkün olabilir. Getta Robo’da pilotlar kabinlerinden çıkıp robotun içindeki merdivenle diğer araçların pilot kabinlerine ulaşabilirler. Robot oluştuktan sonra nasıl bir yapı aldığı, bazı çekimlerde ayrıntılı planlar şeklinde gösterilir. Bu planlar düşmanlar tarafından ele geçirilip zaman zaman zayıf noktaları belirlemeye veya benzerini yapmak için kullanılmaya çalışılır.
Birleşen Araç çizgi filmleri, animeler içinde “Super Robot” kategorisi içinde değerlendirilir, Birleşen Araç adı altında bir ayrıştırma yapılmamıştır, oysa Voltron’a gelene kadar pek çok sayıda bu tür çizgi filmin yapıldığı ve kendi karakteristik özelliklerini belirlemiş olduğu dikkate alındığında Birleşen Araç animeleri kendi alt türüyle isimlendirilmeyi hak ediyor.
80’li yıllara gelindiğinde Japonya’daki devasa anime sektörü son hızla üretim yapmaya devam ediyordu ama Birleşen Araç çizgi filmleri artık birkaç yıl önceki kadar rağbet görmüyordu. 1981’de yayınlanmaya başlayan Beast King Golion ise türe taze bir soluk getirmek amacıyla bazı yenilikler sunuyordu. Yine de şimdiye kadar anılan çizgi filmler Golion’la karşılaştırıldığında, Golion’un pek çok temel karakteristiğini bu örneklerden almış olduğu kolayca görülür. Ama hiçbiri sonradan Voltron diye anılacak olan bu çizgi filmin yarattığı etkiyi yaratmayı başaramamışlardı.
Golion (1981)
Golion, kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen kibirli bir robottur. Yüzyıllar önce bazı “canavar adamları” yendikten sonra (bu dövüşler uzay boşluğunda gerçekleşir, canavar adamların nasıl varlıklar olduğu belirtilmez) Golion bu kez evrenin yaratıcısıyla düelloya kalkışmış ama yenilmiştir. Yaratıcı, onun kibrini kırıp uysallaştırmak için aslan formundaki beş parçaya bölmüş ve Altea gezegenine göndermiştir. Golion, burada onu şeytani güçlerle savaşmak üzere uyandıracak kişileri beklemeye başlamıştır.
Golion’un geçmişi böyleyken, dizideki öykü 1999 yılında geçer. Altea, Galra İmparatorluğu tarafından ele geçirilmiş ve halkı köleleştirilmiştir. Dünyalı beş uzay pilotu ise dünyaya döndüklerinde nükleer savaşla dünyanın yerle bir olduğunu görürler ve İmparator Daibazaal’ın hükmettiği topraklarda yakalanıp gladyatör olmak üzere hapsedilirler. Kaçmayı başaran kahramanlarımızın yolu Altea gezegenine düşer.
Altea’da Daibazaal’ın yıkımından kurtulan halk mağaralarda saklanmaktadır ve yıkılmış şatolarında Prenses Fala ve yardımcısı Raibal yaşar. Burası aynı zamanda Fala’nın babası Raimon’un inşa ettiği, Golion’un yönetim üssüdür. Golion’un beş aslan aracı; biri lav çukurunda, biri yeryüzündeki bir mağarada, biri deniz altında, biri ormandaki bir ağaç kavuğunda, biri de şatonun kapısındaki bir Griffon heykelinin (kanatlı aslan şeklinde bir mitolojik yaratık) içinde bulunmaktadır. Hepsi de şatodan kendilerine ulaşan, pilotların transferinin yapıldığı yapay tünellere bağlıdırlar. Neden bu noktalarda ayrı ayrı durdukları, nasıl olup da Raimon’un onları kontrol edebilen bir sistem geliştirebildiği belirsizdir. Kahramanlarımız Altea’ya gelip bu aslanların pilotları olurlar ve peşlerinden gelen Galra güçlerine karşı aslanlarla savaşmaya başlarlar.
Golion da önceki Birleşen Araç çizgi filmlerindeki ritüelleri sürdüren bir yapıya sahiptir. İlk başta tüm pilotlar erkektir 6. bölümde içlerinden biri öldürülünce yerine Prenses Fala geçer ve karakter şablonu tamamlanır. Araçlar birleşirken yine hep birlikte “Golion!” diye coşkuyla bağırılır. Silahlarını kullanmadan önce isimleri kullananlar tarafından haykırılır. Aslanlar her bölümde yine önce ayrı ayrı düşmana saldırır, başarısız olunca Golion oluşturulur ve en sonda kılıç oluşturularak düşman canavar yok edilir.
Bu kez birleşen araçlar, uçak veya diğer insansı robotlar değil tümüyle aslan şeklinde olan robotik araçlardı. Bu özgün bir seçimdi ama Japonya’da en azından bir Getta Robo’nun yarattığı etkiyi elde edememiş ve diğer benzerleri gibi bir sezon sonunda yayından kaldırılmıştı. Ama yurt dışında gösterilmeye başlandığında sansasyonu dünya çapında olacaktı.
Voltron (1984)
Golion ABD’ye satılıp Voltron’a dönüştürülürken, Altea gezegenin adı Arus, Prenses Fala’nın adı Allura olduğu gibi diğer pilotların adları da Keith, Lance, Pidge, Hunk olarak değiştirilmişti. Fakat asıl değişim ana konuda yapılanlar ve bölümlerdeki tema ve diyalog değişimleriydi. Bu değişikliklerin çoğunlukla başarılı olduğunu söylemek gerekir. Örneğin Voltron evrenin yaratıcısıyla düelloya kalkışmak yerine Haggar’ın güçleriyle dövüşür ve onun tarafından beş aslana ayrıştırılır. Voltron’u yapan da belirsiz değil, Kral Alfur’dur. Böylece Arus’taki Voltron yönetim üssünün yapılışı da mantıklı bir zemine oturtulmuştur. Özgün yapımın içerdiği aşırı şiddet öğeleri de çıkarılmıştı. Golion’da önceki Birleşen Araç çizgi filmlerinde pek bulunmayan, düşman yaratıklardan kan fışkırması gibi ayrıntılar vardı. Bir bölümde Dabezaal’ın ölümcül komandoları, Altea’da kaos yaratmak üzere terör estirirken kadın, çocuk, yaşlı demeden insanları parçalar ve kanlarla kaplanmış cesetler gösterilir. Ama Voltron’da bu tür sahnelere rastlanmaz. Düşman uzaylı askerler bile robot askerler diye anılır ve ölümleri daha normal gösterilmeye çalışılır.
İlk kez karşılaşanlar için Birleşen Araç konseptinin etkileyiciliği yanında Voltron’un parlak çizimleri ve renkleri de oldukça kaliteliydi. Fakat onu asıl öne çıkaran özelliği karakterlerinden aslan araçlara, oluşturulan robottan, kullanılan silahlara kadar yayılmış olan karizmasıdır.
Aslan araçların ateş, toprak, su, ağaç ve havayı temsil eden yerleşimleri, aktif hale gelince kükreyişleri ve ileri atılışları önceki çizgi filmlerde aynı görevi gören jetlere göre çok daha estetik ve etkileyiciydi. Aslan şeklindeki yapıları gereği düşmana saldırışları da uçaklar gibi salvolar yaparak değil, üzerine atlayıp parçalamaya çalışmak şeklindeydi, üstelik aslanlar yine jetler gibi uçabiliyor, türlü çeşit roketler, bıçaklar, ışınlar fırlatabiliyorlardı. Korkutucu aslan yüzlere sahip olan araçların duruşları bile asaletlerine hizmet ediyordu. Voltron’un birleşmeden sonraki robot hali de Birleşen Araç çizgi filmleri içinde en güzel ve görkemli olanıdır. El ve ayakların aslan başlarından oluşması ve kafayı oluşturan aslanın ağzının içinden çıkan Yunan heykellerini andıran yüz de bu etkileyicilikte önemli bir ayrıntıdır. Ortaya çıkan yüz ve aslan çeneleri, başlığının önü açılmış bir Ortaçağ şövalyesini andırır. Voltron’un kılıcı ve üzerinde taşıdığı haç şeklindeki amblem de bunu destekler.
Voltron’un dünya genelinde çok sevilmesi üzerine hazırdaki 52 bölüme ek olarak 20 bölüm daha yapıldı. Ardından Voltron’un devamı gibi gösterilen ama aslında 1982 tarihli bir çizgi film olan Vehicle Force Voltron (Armored Fleet Dairugger XV) gösterildi. Hava, kara ve deniz takımlarındaki 15 farklı araçtan oluşan Dairugger’in maceraları Voltron kadar çok sevilmedi. (1986 tarihli, Voltron’la birlikte göründükleri “Voltron: Fleet of Doom” adlı, Türkiye’de o dönem yalnızca bayramlarda gösterilen özel bir bölümü de bulunmaktadır.)
İki yıl boyunca en çok izlenen çizgi film olarak zirvede kalan Voltron’un ünü asla yok olmadı. 1998’de bilgisayar animasyonu kullanılarak yapılan Voltron: The Third Dimension ve 2011 yılında Voltron Force adıyla bir başka seri yayınlandı. Haziran 2016’da ise Dreamworks tarafından yapılan yeni bir Voltron çizgi filmi daha gösterilmeye başlanacak.
Voltron; kükreyen aslan robotlarıyla düşmanlarına korku salarak, gerçekte gerçekleşmesi imkansız mekanik değişimler yaşayıp bir sihir gibi karizmatik bir robot haline gelerek, dev yaratıkları ikiye yarıp kısa bir sessizlikten sonra gürültülü şekilde patlatarak, beraberliği ve dayanışmayı övüp yücelterek yayınlandığı dönem her pazar saat 10’da ekran başına geçen çocukları coşturmuş, kendine hayran bırakmıştır. Voltron, oyunlara “Voltrancılık” da eklenmesine, Voltron oyuncakları edinenlere gıptayla bakılmasına, satın alınamıyorsa başka başka cisimlerden özgün Voltron oyuncakları üretilmesine yol açmış, çocukluğumuzun asla unutulmayacak bir parçası olmayı başarmıştır.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kirisci