Hollywood’un Afrika Şubesi: Wakaliwood

Denize kıyısı olmayan Uganda, komşuları Kenya, Güney Sudan, Kongo, Ruanda ve Tanzanya’nın arasına sıkışıp kalmış bir coğrafyada yer alıyor. İngiliz sömürgesinden 1962 yılında kurtulan ülke, sonraki yıllarda yaşadığı darbeler, askeri yönetimler ve iç savaşlar yüzünden karışık dönemler geçirmiş ama 1995 yılından sonra (en azından) rejim açısından daha stabil bir konuma kavuşmuş. Uganda halkı, dünyanın en fakir uluslarından biri; yaklaşık 35 milyonluk nüfusun yüzde 40’ı günde 1 dolar ile yaşamaya çalışıyor. Bu yüzden ülkenin sinema endüstrisi de zorlu şartların gölgesinde gelişmeye çalışıyor.

Wakaliwood The Documentary posterBollywood ve Nollywood terimlerini duymuşsunuzdur. Uganda sineması da Hindistan ve Nijerya sinemasını tarif etmek için kullanılan terimlere öykünerek Ugawood ya da Kinauganda olarak anılıyor. 2000’li yılların başından itibaren kendi filmlerini üretmeye başlayan Uganda’da Ashraf Ssemwogerere gibi bir kısım orta ve üst sınıfa mensup sinemacı, film festivallerine katılmayı hedefleyen filmler çekmeye başlamış. Başkent Kampala’nın gecekondu mahallelerinden biri olan Wakalinga’da yaşayan Nabwana I.G.G. (Isaac Geoffrey Godfrey) ise Ramon Film Productions isimli bağımsız bir yapım şirketi kurmuş ve onlarca gönüllünün katılımıyla bol dövüşlü, bol patlamalı, çılgın mı çılgın aksiyon filmleri çekmeye soyunmuş. Filmlerini çektiği (ve yaşadığı) Wakalinga’nın ileride Hollywood gibi film stüdyolarının bulunduğu bir bölge olacağını hayal eden Nabwana, hem kendi sinemasını, hem de bölgeyi Wakaliwood olarak isimlendiriyor.

Belgesel, yaşam koşullarının yerlerde süründüğü bir bölgede, hayalinin peşinden koşmayı tercih eden Nabwana’nın hiç sönmeyecekmiş gibi görünen sinema sevdasını merkezine alıp, onun günlük hayatını, zorlu film çekim koşullarını ve şimdilik kısıtlı da olsa belli bir popülariteye nasıl ulaştığını anlatıyor.

Her Şey Bir YouTube Videosu ile Başladı

Nabwana IGGNabwana, kendi yazıp yönettiği, Uganda’nın ilk aksiyon filmi Who Killed Captain Alex’in (2010) fragmanını YouTube’a yüklemiş ve fragman, iki buçuk milyon civarında bir izlenme rakamına ulaşmış. Yapımcı Alan Hofmanis fragmanı izler izlemez Uganda’ya gitmiş ve Nabwana ile tanışmış. Gördüklerinden çok etkilenen Hofmanis, Amerika’ya dönüp bağımsız sinemacı Ben Barenholtz ile görüntü yönetmeni Andreas von Scheele’yi yanına almış ve tekrar Uganda’ya giderek belgesel çekimlerine başlamış.

Kerpiç tuğla yapıp satarak geçinen Nabwana, kendi evini yapıp biraz rahatlayınca, beraber çalıştığı kardeşlerine artık bu işi yapmayacağını söylüyor. Önce bilgisayar tamir ve bakım kursuna giden Nabwana, parası yetmediği için altı aylık kursun sadece ilk bir ayına devam edebiliyor ve geri kalanı deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeye çalışıyor. 2005 yılında Ramon Music Production Studio’yu kuruyor ve müzik kayıtları yapıp video klipler çekiyor. Aynı yıl Ramon Film Productions’ı kuruyor ve sinema macerası başlıyor.

Wakaliwood, giriş bölümünde Nabwana’nın hayat hikâyesini büyük oranda kendi ağzından aktarıyor, yaşayan akrabalarından bazılarıyla yapılan görüşmelerle de destekliyor. Bu bölümde ülkenin zamanında yaşadığı karışıklıklara da hafifçe dokunup geçiyor. Uganda’nın etnik ve dini çeşitliliğini imleyen bazı detaylar da ilgi çekici. Örneğin Nabwana’nın babası Katolik, annesi Müslüman, büyükbabası ise Protestan’mış. Kalan sürede ise Uganda’nın Tarantino’su olarak adlandırılan Nabwana’nın delidolu sinema macerası, ilginç anekdotlar ve çeşitli filmlerinden çeşitli parçalar eşliğinde anlatılıyor.

Wakaliwood

Uganda’daki toplu film izleme şekli de çok ilginç. Ülkede 3.000’den fazla ‘Video Hall’ denilen film gösterme odası bulunuyor. Birçok yerde elektrik olmadığı (ya da sık sık kesildiği) için jeneratör ya da araba aküsü ile çalıştırılan baraka şeklindeki odalarda birçok film gösteriliyor. Bu odalarda genelde iki ekran bulunuyor; birinde film gösterilirken, diğerinden maç yayını yapılıyor. Yabancı filmlerin altyazı sorununu ise VJ ile çözmüşler. Elinde mikrofon bulunan bir anlatıcı olan VJ, sadece filmin diyaloglarını aktarmıyor, aynı zamanda filmde olan biteni kendi tarzıyla anlatarak olayı bir nevi stand-up gösterisine çeviriyor. Daha çok Hollywood ve Nollywood filmlerini tercih eden seyirci, önceleri Uganda yapımı filmlere pek ilgi göstermemiş. Bu ilgisizliğin nedenini ise Emmie isimli bir VJ çözmüş. Dil sorunu olmadığı için anlatıcısız gösterilen Uganda filmlerine de VJ’lik yapmaya başlamış ve problem çözülmüş.

Bu arada belgesel devam ederken yapımcı Alan Hofmanis’in, Ramon Film Productions’a ortak olduğunu ve Nabwana’nın Black (2012) isimli filminde önemli bir rol alarak ‘Uganda yapımı bir filmde oynayan ilk Batılı’ unvanını aldığını da ekleyelim.

Yaşam koşullarının hayal edilemeyecek denli kötü olduğu bir gecekondu mahallesinde, hayalinin peşinden koşmayı tercih eden bir sinema sevdalısının, Nabwana I.G.G.’nin hikâyesi, eminim ki her sinemaseveri etkileyecektir.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

[box type=”info” align=”aligncenter” class=”” width=””]

Not: Aşağıdaki linkten Nabwana I.G.G.’nin YouTube kanalına üye olabilir, yayınladığı videoları izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/user/NABWANATHE31/videos [/box]

‘Made In Wakaliwood’ Seçme Posterler

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Cesky Sen / Czech Dream (2004)

Dev bir kamera şakasının sonucunu merak ediyorsunuz, değil mi? Cesky
blank

Man Bites Dog (1992)

Man Bites Dog, vücuda getirildiği dönem için fazla orijinal sayılabilecek