Wishman’in afişine bakınca, Muppet Show’daki Miss Piggy’nin akraba evliliğinden olma kuzenine benzeyen tipsiz bir yaratık görecek ve herhalde bu düşük bütçeli kötü bir korku filmi olsa gerek diyeceksiniz. Ya da bu yaratığın Müjdat Gezen’in değeri bilinmeyen eşsiz filmindeki ağlak sesli muşmula suratlı Homoti’yi anımsattığını düşünüp acaba onun gibi olabilir mi diye heyecanlanacaksınız. Tahminleriniz tutmasa da bu acayip film sizi eliniz boş çevirmeyecek.
Wishman, gizli bir projenin aşamalarının gösterilmesiyle başlıyor. Akvaryumda ürettikleri bir yapay bebeği büyütüp testlere sokuyorlar ama Wishman verilen komutları anlamayınca ya da uymayınca denemenin başarısız olduğuna karar veriliyor. Bu arada yaratığın hiç beklemedikleri bir özelliği var. Kafasındaki anteni çağrıştıran küçük çıkıntılarla elektrik kıvılcımları üretip araçları uzaktan çalıştırabiliyor. Ama film boyunca bu süper gücü, finaldeki saçma sapan sahne dışında sadece birkaç kez ve onlarda da hep basit sorunlar çıkarmak için kullanıyor. Böylece filmin en ilginç olabilecek ayrıntısı harcanıp gidiyor.
Şirket sahibi, duygusuz ve cani kapitalist patronların klişe temsilcisi olarak yeni bir deneme yapılmasını ve Wishman’in bu versiyonunun yok edilmesini istiyor. Kalbi kapkara hale gelmiş yetkililer içinde pırıl pırıl parıldayan iyi aile çocuğu biyolojist Alex, onun öldürülmesine göz yummayıp işini ve tüm geleceğini çöpe atarak yaratığı tesisten kaçırıyor.
Tehlikeli ortamlarda bile etkilenmeden çalışabilecek bir yapay işçi üretme projesi olan Wishman, başarılı bulunsa karın tokluğuna çalıştırılacak bir köle işçi ordusunun üyesi olacak. Ama zaten en başta, boyu bir metre olan bir yaratığın nasıl bir işçi olacağı belli. Filmde yapay çocuk işçiler üretme projesine Alex dahil hiç kimse karşı çıkmıyor ya da kötülemiyor, hatta Alex bir parçası olduğu proje övülünce gururlanıyor bile.
Alex, karısı Mattie’yi de yanına alıp şehir dışına çıkıyor. Onu yaratıkla da tanıştırıyor. Mattie reklamcılık kariyerine önem veren, yaşamında olağanüstülük istemeyen bir kadın ve kocasının onu da bu şekilde durduk yere sürüklemesine kızıyor. Kocasını Wishman ile bırakıp gidecekken yaratığın duyguları olan bir çocuktan farksız olduğunu görünce ona kıyamayıp fikrini değiştiriveriyor. Ertesi gün yasal bir çözüm bulma amacıyla bir avukat arkadaşlarının evine gidiyorlar.
Wishman bu süreçte pek öne çıkarılmıyor ve sahnelerin orasında burasında sevimli gösterilmeye çalışılan bir ucube olarak bulunuyor. Zaten bir ET çakması olarak ne ET ne de pek çok kopyası gibi çıplak gösterilmeyip kapalı giysiler içine sokularak kostümün eksikleri ve defoları kapatılmaya çalışılmış. En büyük defo yaratığın suratıyken gereksiz bir çaba doğrusu.
Wishman, ET’nin başarısından sonra ona benzer bir yapım olarak sipariş edilmiş bir dizi film pilotu. Kötü bir kukla şovundan fırlamış gibi duran tuhaf yaratığın Howard The Duck gibi bir komedi değil de kendini ciddiye alan bir hikaye içinde gösterilmesinin filmin en önemli sorunu olduğu söylenebilir. Örneğin Susam Sokağı’ndaki Hakan Abi, Zeynep ve Minik Kuş’un bir çocuk programında değil de yetişkinler için yapılmış bir macerada yer aldığını düşünün. Hakan Abi ve Zeynep, aslında birer CIA ajanı olan Tahsin Usta ve Manav Zehra Teyze’den Minik Kuş’u kaçırıyorlar. Onları Susam Sokağı’nda tanımadan önce ilk kez Wishman gibi bir filmde izleseydik herhalde yeni bir Badi vakası olarak görülürdü. Hadi belki en fazla peluş canavarlı Dünyayı Kurtaran Adam gibi kült olurdu ama Wishman’in hiç şansı yok.
Filmde şirket olayı gizli tutmak istediği için soğukkanlı bir özel iz sürücüyü Wishman’i bulup geri getirmesi için görevlendiriyor. Bu görevli de bilgisayara Alex’in yaptığı harcamaları söylemesini istiyor böylece kredi kartı kayıtlarından yerini bulabilecek. Bilgisayar bu bilgileri vermenin yasak olduğunu söyleyince “Yasağı del” diye komut giriyor ve bilgisayar bu kez istediklerini hemen söylüyor. Böyle salakça bir sahneye bakınca bile belki filmin çocuklar için olduğu, nasıl olsa anlamazlar denilerek yazıldığı sanılabilir ama öyle değil.
Wishman çocuk gibi gösterilmesine karşın adındaki gibi adam olmuş biri. Eline peçete alıp Mattie’yi duş alırken güzelce izliyor. Alex ve Mattie gece odalarında sevişirken yine onları dikizlerken görüyoruz. Bu niye var olduğu anlaşılamayan sahnelerde Wishman’in bir röntgenci olmayıp bunları bir çocuk merakıyla yaptığı gibi bir hava yaratılıyor. Mattie gerçekte duştan çıplak çıkıp onu izleyen bu korkunç yaratığı görünce filmdeki gibi güler ve sevimli mi bulurdu yoksa çığlığı bastıktan sonra eline geleni fırlatır mıydı takdir size kalmış.
Wishman bari en azından Homoti gibi konuşkan biri olsaydı ama o da yok, sadece haaa hııı diye sesler çıkarabiliyor. Wishman’i Star Wars ve Gremlins gibi filmlerde yaratık seslendirmeleri yapan ve ayrıca zombi filmlerinin aranan sesi olan Mark Dodson seslendiriyor ama yeteneğini gösterebileceği hiçbir sahne yok. Aslında Wishman tasarımıyla en baştan lanetlenmiş olan yapım, ET gibi olmaya çalışmayıp cıvık duygusallıklara batmasa ya da hiç olmazsa hikayedeki potansiyeli kullanabilse belki başka türlü değerlendirilebilirdi.
Filmde Mattie karakterini bir yıl sonra bir katil robotla mücadeleye girişecek olan Linda Hamilton canlandırıyor. IMDb’deki bilgiye göre, verdiği bir röportajda eğer bu film beğenilip dizi haline gelseydi Terminatör’de oynayamayacağını belirtmiş. Öyleyse berbat bir film olduğun için teşekkürler Wishman.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kirisci