Wolf Creek poster

Bir yabancının başka topraklarda gezinmesi için gerekli olan resmi belgeler kadar bir de yerli halkın manevi onayını alması için hiçbir şekilde eyleme geçmemesi gerekiyor. Eylemden kasıt amaçsızca gezinmekten ziyade müdahale etmektir; ama kime ve neye karşı?… Yardım isteyen, zorda kalmış herhangi bir bireye mi yoksa yerlinin kendi içindeki bütünlüğüne mi?… Sınırlar hep genişlemek isterken, içeri’den bir unsurun bu sınırları hep daraltmak istemesi dışarı’sının varlığına bile tahammül edemediği noktada başlar. Herhangi bir sebep aramaksızın herkes genelleşmiş, geniş bir coğrafya olduğunca sınırlı bir mekana doğru küçülmüştür. Gezinmek suretiyle çıkılan ve genişleyen sınırlar içeri’den birisinin gözüyle her zaman dardır.

-*-

Bugüne kadar taşra filmlerinde tartıştığımız konunun büyük çoğunluğu şehirli ve eğitimli gençlerin taşra üzerinden bir şeyleri değiştirme çabaları ve mevcut taşra sistemini şehirlileştirme korkularıydı. Bu korkunun en yüksek yüzdelik payını müdahale çabası olmamasına rağmen meraklı bakış alıyor, meraklı bakış kendiliğinden mevcut sistemi her daim değiştirme içgüdüsünü kendinde barındırıyor ve de kendi içinde kimi zaman farkında bile olmadan küçümsüyordu.

Wolf Creek 001

Wolf Creek serileri ise (Greg McLean, 2005, 2013) dışarı’nın maruz kaldığı işkenceyi yine dışarı’ya mal etmeye çalışmaktadır. İçeri’de; kendi sınırlarında olan biten tüm kaos, dışarı’da, sınırlarının ötesinde kendini kendine karşı savunma gereksinimi duymaya sebep olur ve içeri’sinin bütünlüğünde herhangi bir engele sebep olmaz. İçeri’si halen kendi bildiğine devam edebilecektir bu şekilde. Bu sınırların daralması için dışarı’dan yabancının her daim içeri’ye adeta davetsizce girmiş olması gerekir ancak bu davetsizce giriş resmiden öte manevidir. Bu girişin bir müdahalede bulunması için önce müdahalenin ne olabileceğini düşünmek gerekir ki Wolf Creek bu müdahalenin aksan ile kendini belli eden nedensiz ve sonuçsuz bir örneğini ancak bir sapık üzerinden dillendirebilir. Müdahale nefrete karşı da değildir, ön yargıya karşı da… Müdahale, farkında olmadan dışarı’dan gelenin içeri’de olan kişi tarafından konumunun bilindiğiyle ölçülebilir ancak ve bu “turist” beklentisi bir Wolf Creek metni için tamamen yanlıştır. Artık içeri’deki her bir kişinin bir rehber, yol gösterecek bir eşlikçi olduğu varsayımıyla hareket etmek en büyük hata olacaktır. Bu sebeple içeri’si bile yardıma muhtaç kişi için arabasını durdurmaz; aksine kornalara daha da sert basarak adeta ezecekmiş gibi dışarı’dan gelen kişiyi daha da müşkül durumda bırakır.

Wolf Creek’te meraklı “turist” bakışın bir içgüdü barındırmadan, her hangi bir küçümseme içine girmeden tamamen turistik bir bakıştan ibaret olduğunu söylemekte haklıyız. Mevcut sistemin ne olduğu bile bilinmeden, Mick Taylor’un (John Jarratt) işkencelerinin vuku bulduğu mekan turistik bir mekandan yol buluyordu kendine ve buraya uğrayan gençler her hangi bir küçümseme içine girmedikleri gibi aynı zamanda doğal güzelliğin tadını çıkarmak üzere meraklarını bir müdahale sistemine dönüştürmüyorlar, böyle bir niyet bile barındırmıyorlardı. Wolf Creek 2’deki bir sahne gençlerin şehirli/taşralı ayrımı yapmadan bir kurallar çerçevesi içinde hareket ettiklerini layıkıyla dile getiriyordu: Bu sahne kuşkusuz iki gencin müşkül durumda kaldıklarından ötürü kurmak zorunda oldukları kamp sahnesidir. İçeri’si hiçbir yardımsever niyetle arabalarını durdurmamış, iki genci içeri almamıştır. Mick Taylor’un tacizle beraber kamp yapmanın yasak olduğunu bildirmesi ve de gençleri zorla kasabaya götürme isteği gayet aklı başında “her hangi bir uyarı işaretine rastlanmadığı, bu sebeple kalmalarında bir sakınca olmadığı, kasabaya ertesi gün gidecekleri” cevaplarıyla karşılık bulmuştu. Bu cevapla birlikte bir diğer işkencenin sebebi de Mick Taylor’dan kurtulmaya çalışan gencin bir başka yardımsever olan Paul (Ryan Corr) tarafından arabasına alınması ve yardım edilmek istenmesiydi. Ama içeri’den birisi için sınırlar hep darsa, bu sınırların bir kaosa dönüşmesi için “turist” kimliğin, bilmeden, iyi niyet ve yardımseverlilikle içeri alımların daha da dar sınırların içine çekilmesi gerekiyordu. Böylece dışarı’sının uçsuz bucaksız manevi ortamı (ev, sıla, yurt) tek bir mekan ve tek bir kişi (o da Mick Taylor oluyor) üzerinden bir kaos yaratabiliyordu. Bu kaos yeniden dışarı’ya mal edilmek suretiyle kendi içinde oldukça ileriye gidiyor, daha da acımasızlaşıyordu.

-*-

Wolf Creek 2 poster

Bu işkencenin dışarı’ya mal olması ancak ve ancak veriler üzerinden vuku bulmaktadır. Şayet kaybolan insan sayısının küçük bir yüzdesi bulunabiliniyorsa, içeri’si yol açılan kıyımı Mick Taylor gibilerinin üzerine yığmakta bile herhangi bir kanıta sahip değildir. Ancak bu veriler Mick Taylor’un kendi bünyesinde oldukça anlamlı olmalı ki o küçük yüzde bile Mick Taylor’un yüzdesiyle oranlandığında dışarı’ya oldukça haklı bir sebep sunsun. Mick Taylor’dan sağ kurtulmanın sonucu herkesin rehbermiş gibi varsayıldığı bir turist cennetine kıyasla, her bir sağ çıkanın suçlu potansiyeline sahip olduğu içeri’sinin dışarı’yı tavsiyesidir.

Öteki Sinema için yazan: Burak Bayülgen

blank

Burak Bayülgen

1983′te İstanbul’da doğan Burak Bayülgen yedi yaşında korku filmleriyle tanıştı. İlkokulda hayallerinde korku sinemasını meslek edinip Freddyler ve Jasonlar ile iç içe bir hayat düşleyerek bir kaçış yaşayan Burak lisansını ve yüksek lisansını Sinema-TV üzerine tamamladıktan sonra en çok yapmak istediği işe, yani yazı yazmaya koyuldu.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Celal ile Ceren Dünyanın En Kötü Filmi Olur ve Türk Sineması Kurtulur!

Celal ile Ceren, 18 Ocak’ta vizyona girdi ve o günden
blank

Uçurtmayı Vuramazlar!

Tunç Başaran: “Bir sevgi filmidir Uçurtmayı Vurmasınlar. Filmi bu duygularla