“Şeytani tehdit her zaman var olacaktır… Tetikte olduğumuz müddetçe onu zapt edebiliriz ama o asla tamamıyla yok edilemez…”
Lorraine Warren (Annabelle, 2014)
‘Trouble Doll’ olarak da bilinen ‘Worry Doll’, daha çok Guatemala ve Meksika’da üretilen, el yapımı mini oyuncak bebeklere verilen isim. Genelde turistlere satmak üzere; tel, yün ve renkli tekstil atıklarından üretilen bebeklerin boyları bir ile beş santimetre arasında değişiyor. Filme ismini veren bebeklerin tam Türkçe karşılığı bulunmuyor ama filmdeki bebekler; büyü, lanet ve vudu ile ilişkilendiriliyor.
29 Temmuz’da Şeytanın Oyuncakları ismiyle ülkemizde gösterime giren ve The Devil’s Dolls ismiyle de bilinen Worry Dolls, aslında hiç de fena olmayan bir başlangıç yapıyor. Herhangi bir ‘slasher’ın finali olarak da sırıtmayacak açılışta, terkedilmiş bir hastanedeki odalardan birinde, ellerinden bir boruya bağlı kurban, iplerini kopararak kaçmaya başlıyor. The Texas Chainsaw Massacre’ın Leatherface’inin elektrikli testeresine öykünen seri katil, elektrikli matkabını çalıştırarak kurbanın peşine düşüyor. Hastane içinde ve etrafında geçen ufak bir kovalamacadan sonra olay yerine gelen ilk polis arabasındaki memur da katilin kurbanlarından biri oluyor. Matkabın uygulamasını gördüğümüz aşırı kanlı sahne hiç fena çekilmemiş ve filmin kalanı için umutlanmamızı sağlıyor. Sonrasında katil, olay yerine gelen diğer polisler tarafından öldürülüyor ve son kurbanını elinden kaçırmış oluyor.
Hemen akabinde gelen açılış jeneriği, terkedilmiş ve paslanmaya bırakılmış bir fabrika, kapanmış işyerleri, göz alabildiğince yeşil bir ormanın içinden geçen bir nehirde terkedilmiş izlenimi veren paslı bir gemi, bakımsız mezarlık gibi görüntüleri art arda gösteriyor. Bu görüntülere tezat ışıl ışıl parlayan şehir görüntüleri ise hemen ardından geliyor. Amerika’da yaşanan son ekonomik kriz sonrası ortaya çıkan umutsuzluğu işaret eden imgeler, göz alan parlak ambalajlar içinde sunulan sistemin artık çürüyerek çökmekte olduğunu vurguluyor.
Filmin bundan sonra nereye doğru yol alacağını merak etmemek elde değil. Ancak Danny Kolker ve Christopher Wiehl’in beraber yazdığı senaryo, hiç umulmadık bir yöne sapıyor. Yönetmen Padraig Reynolds, yazıp yönettiği ilk filmi Rites of Spring’de (2011) farklı kollardan yürüyen iki ayrı öyküyü filmin ortalarında birleştirip iki ayrı türü aynı potada eritmeye çalışmış, bir dolu eksiğine rağmen çizgi üstü oyunculukların ve başarılı özel efektlerin katkısıyla ilgi çeken bir ilk filme imza atmıştı. Worry Dolls’da da buna benzer bir formül uygulanıyor. Açılış jeneriğinin hemen ardından klasik bir polisiye kimliğine bürünen film, uzunca bir süre bu kulvarda ilerliyor. Sonra işin içine büyü, lanet ve vudu ile ilişkilendirilen bebekler giriyor ve açıkçası çok da ilgi çekmeyen öykü, anlamsız ve kolaylıkla tahmin edilebilir finaline doğru can sıkıcı bir şekilde yol alıyor.
2014 yılında benzer bir denemeyi Deliver Us from Evil ile Scott Derrickson yapmış, seri katil soslu polisiye ile şeytan çıkarma filmlerinin tadında bileşiminden oluşan melez bir yapı içerisindeki filmiyle, korku türüne düşkün bünyeleri memnun etmekte sıkıntı yaşamamıştı. Ama Padraig Reynolds, henüz bir Derrickson değil maalesef.
Her ikisi de filmde oyuncu olarak yer alan (hatta Wiehl, dedektif Matt rolüyle başrolde) acemi senaristlerin yanı sıra ortalamanın çok altında kalan oyunculuklar da filmi baltalayan bir başka unsur. The Burning (1981) gibi korku klasiklerine selam duran cinayet sahneleri, evet, fena değil ama tek başına filmi kurtarmaya yetmiyor ne yazık ki.
Worry Dolls, iyi başlayan ama nefesi çabuk tükenen, polisiye ile lanetli bebek ya da büyü filmlerini bir arada harmanlamaya çalışan, melez bir yapı üzerine inşa edilmiş zayıf bir deneme. Görmeseniz de bir şey kaybetmezsiniz.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca