ÇORAKTA ZOMBİ AVI: WYRMWOOD

Tür sinemasının asık suratına renk geldiğini iddia edebileceğimiz son 10 yıl içerisinde, parodi konseptinin suyunu çıkaran yapımlar, ağırlıklı olarak zombie filmleri içerisinden çıktı. Kısa sürede çizgi roman ve video oyun arenasına da sıçrayan bu hınzır fikirlerin kısa sürede tükeneceğine inanmış olsak da; parlak ve tıkır tıkır işler fikirler ile bezenmiş yeni zombi parodileri izleme konusunda hiç de sıkıntı yaşamadık. Bir noktadan sonra hap kıvamında birer geek yemi haline gelen zombi parodileri; anlaşılan bir süre daha yakamızı bırakmayacak gibi görünüyor. Her ne kadar başlangıç aşamasındaki orijinal fikirler tükenmeye yüz tutmuş olsalar da, bilinen metotların üzerinden geçerek “eğlendirme” işlevini başarılı bir biçimde yerine getiren filmler türemeye devam ediyor neticede! Özellikle Dead Snow 2: Red vs Dead’in “film gecesi” toplaşkalarında vadettiği mavra potansiyeli göz önüne alındığında, daha uzun bir müddet parodi suyu serpilerek ıslatılmış cesetlerin kokusunu burun direklerimizde hissedeceğimiz garanti! 

Bu yıl Dead Snow 2 gibisinden kaliteli örnekleri görünce bir kere daha anladık ki “zombi parodisi” geyikleri daha uzun bir sure körpe etlerimize diş geçirmeye devam edecekler! Aileye dahil olan son üye Wyrmwood’un iddiası ise Mad Max ile Day of the Dead filmlerini evlendirmek… Peki bu evlilikten, nur topu gibi yumurcak zombiler peyda olduğunu söylemek mümkün mü dersiniz!

Wrymwood002

O halde biz dönelim Wyrmwood’a… Öncelikle bizi açık açık “yalan bir vaad ile” cezbetmeye çalışan bir film ile karşı karşıyayız. Eğer ki zombi saldırısına karşı gelişigüzel zırhlandırılan araç geyiği ile daha önce karşılaşmadıysanız, etiketindeki Mad Max yemini gönül rahatlığı ile yutabilirsiniz fakat Wyrmwood öyle sandığınız gibi “post apokaliptik” havayı ferah ferah soluduğunuz bir zombi filmi örneği falan değil! Aslında böyle bir vaade ihtiyacı olup olmadığı da tartışılır. Yine de karşımızda beylik zombi mavralarına, tadımlık bir meze olabilecek, çok da ilginç olmayan bir atıştırmalık bir parodi çerezi duruyor! Elinizi çerez kasesine daldırdığınızda, hediye kuponu kıvamında küçük çaplı sürprizlere de yer vermiyor değil hani!

Öykümüzün esas oğlanı, oldukça katatonik bir karaktere sahip olan Barry! Kendisi katatonik olmakta haklı çünkü daha virüsün yayıldığı ilk saatler içerisinde karısı ve kızı zombiye dönüşüyor ve genç adam her ikisinin de canını kendi elleriyle almak zorunda kalıyor. Tam bu dünyaya veda etmek için kafasına doğrulttuğu silahta hiç kurşun kalmamış olması ise, Barry’i iyice zıvanadan çıkarıyor. Neyse ki alıştığımız post apokaliptik klişesi burada da bozulmuyor ve genç adam kısa sürede kendisine yeni yoldaşlar edinmekte gecikmiyor. Aborjin dostumuz Benny’nin de kadroya dahil olmasıyla birlikte, ikilinin isimlerindeki kafiye kadar nüktedan olan “kafa ütüleyen yan karakter” kontenjanı da doldurulmuş oluyor. Özetle, öykünün Barry cephesinde işler tıkırında!

Wrymwood001

Diğer yanda ise konsept fotoğraf çekimi sırasında zombi saldırısına uğradıktan sonra kafayı kırmış bir bilim adamının pençesine düşen Brooke var! Nitekim yağmurdan kaçarken doluya tutunan, Brooke’un bu makus talihini yenmesi de uzun sürmüyor ve kendisi, zombileri kontrol edebildiği ilginç bir psişik güce sahip olduğunu öğreniyor!

Çiçeği burnunda yönetmen Kiah Roache-Turner, iki koldan inşa ettiği bu zombi karnavalının ana sahnesinin perdelerini birbirine dikerken, farklı renklerde kumaşlar kullanarak öyküsünü zenginleştiriyor. Sevdiği insanlar zombiye dönüştüğü için onları öldürmek zorunda kalan bir avuç insanın içine düştüğü dazlak şaşkınlığını besleyebildiği kadar orijinal saçmalıkla besliyor. Hava ile insanlara bulaşan bir virüsün onları zombiye çevirmesi fikrine de bol bol şekerleme katıyor. Onları zombiye dönüştüren havadaki gaz, aynı zamanda kanlarına da karışıyor. Zombi nevesinin fosil yakıt olarak kullanılması, kanlarının benzin misali alev alması ya da kan grubu A pozitif olanların virüsten etkilenmemesi gibisinden hınzır fikirleri de filme ustaca sokuşturmayı ihmal etmiyor Turner! Sonuçta, topyekün değerlendirdiğimizde çok parlak görünmese de, parça tesirli orijinal fikirler ile semirdikçe semiyor film…

Özellikle filmin ikinci yarısından itibaren, parodinin vitesi de artıyor. Salgın sonrasında ilginç bir biçimde psişik güçler kazanan bir mutanta dönüşen Brooke’un süper kahramanlığı kısa sürede benimsemesi, Fikirtepe çocuğu misali zombilere tekme tokat dalan  Barry’nin “kız kardeşine” ulaşabilmek için karşısına dikilen her çürümüş bedeni pelteye çevirme çabası, ozploitation müessesesine göz kırpmayı ihmal etmemesi sayesinde film; yere yığılan ceset sayısındaki artışın aksine diri ve körpe kalmaya devam ediyor.

Wrymwood005

The Battery ya da Colin gibisinden ultra minimalist zombi parodisi örneklerini saymazsak eğer; karşımızda zombi katsayısı en az olan ve sinema tarihinin group görebileceği en safritik zombilerinin cirit attığı yapımlarından biri duruyor… Yine de öykünün ritmini adam akıllı bulması, son yarım saatine tekabul ediyor. Bu haliyle de sanki bir serinin ilk filmiymiş gibi duruyor Wyrmwood… Barry ve aklı evvel tayfasının hayatta kalma mücadelesi, Brooke’un psişik güçlerini keşfetmesi ve hatta fosil yakıt olarak işlevselliği keşfedilen zombie nefesinin farkına varılması gibi detaylar, filmin finalini şenlendiriyor! Öncesinde ise öykü evrenini süsleyen detaylar içerisinde dolandıkça dolanıyor yönetmen Turner!

Son tahlilde Wyrmwood, süregelen parodi anlayışımızı toptan değiştirecek güçte bir film olmasa da, türe oldukça keyifli bir kaç detay iliştirmeyi de başarıyor. Düşük bütçesine oranladığımızda, vadettiği eğlence bonkörlük seviyesinde bile kabul edilebilir. Muhtemel bir devam filmi için taşlarını şimdiden döşeyerek kendisini sağlama alan Turner; bu amacına ulaşıp, her halkasında seyir zevki artan bir devam filmi trafiği yaratır mı bilinmez… Aman diyelim akıbeti, emsali Skyline gibi olmasın da!

Öteki Sinema için yazan: Fatih Yürür

blank

blank

Fatih Yürür

İlk sinema deneyimi, bir Stephen King uyarlaması olan “Geri Döndüler” olmuştur. Yazmaya başladığı dönem ise aslen lise yıllarıdır. Saçma sapan korku hikayeleri kaleme almaktadır ve asıl amacı bir gün bunları görselleştirebilmektir. Çeşitli platformlarda oyun incelemeleri ve film eleştirileri yazar. Yaratmış olduğu RüyadaM adında bir animasyon ve çizgi hikaye karakteri bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Lone Ranger (2013)

The Lone Ranger, özellikle sinemada izlenmesi gereken ama iyi bir
blank

Bir Onur Ünlü Filmi: Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok (2017)

Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok insanı olmayacak hadiselere fazlasıyla güldüren,