Üçüncü bölümü de izledikten sonra diyebiliriz ki X-Files’ın mini sezonunda çıta giderek yükseliyor. Biri mitolojiye biri de mitoloji ve haftanın canavarı karmasına odaklı iki sert bölümden sonra X-Files komedi soslu canavar bölümü ile karşımıza çıktı.
Şimdi bazıları diyecektir ki zaten yıllar sonra 6 bölüm için dönmüşler böyle mizahla zaman geçirmeye ne gerek var? Ama doğrusu biz onları böyle sevdik. Sırf uzaylılara, canavarlara odaklanmış bir X-Files bu denli kült olabilir miydi hiç??
Mulder masa başında araştırmalara dalmışken geçen zamanda açıklanamaz denen çoğu dosyanın eşek şakaları, dikkat çekmeye çalışan insanlar olduğunu görmüş ve morali bozulmuştur. Odasına gelen Scully’e “Ben orta yaşlı bir adamım, işe geri döndüğüm için heyecanlıydım ama artık bu deli saçması şeylerle ömrümün geri kalanında uğraşmak isteyip istemediğimi bilmiyorum.” diyerek bıkkınlığını ortaya koyar. Defalarca dediği gibi inanmak istiyordur ama inanacak deliller ortaya koyamıyordur.
Scully ise Mulder’ı bu travmadan kurtarabilmek için yeni vakayı önüne sürer. Sürüngen-adam gördüğünü öne sürenler, ısırılarak öldürülmüş insanlar Mulder’ın dikkatini çekse de her zamanki gibi bir seri katil işidir diyerek işe başlar kahramanımız.
Vaka ilerledikçe Mulder gerçekten bir canavarla karşılaştıklarını söylerken Scully hem Mulder’ın eski haline dönmesine sevinip hem de ortada bir seri katil olduğu düşüncesi ile araştırmaları derinleştirir.
İlginç bir şekilde ikisinin de haklı olduğu olayda Mulder sürüngen adamın peşinden giderken beklediğinden çok farklı bir hikaye ile karşılaşır. Ormanda kimseye bir zararı olmadan yaşayan sürüngenimiz kendisini kurt adam sanan bir seri katil tarafından ısırıldıktan sonra insana dönüşme yetisi kazanmıştır.
Yeni Zelanda’nın bize kazandırmış olduğu Rhys Darby korkunç canavar rolüne kattığı komedi ile gene eğlendirmeyi biliyor. Yazarların oldukça eğlendiğini düşündüğüm bu bölüm, canavar fenomenini tamamen ters düz ederken, sürüngen olmaya devam etmek isteyen bir mahlukun insan duyguları ile ne yapacağını bilememesini eğlenceli bir dille izliyoruz. Asıl seri katil rolündeki Kumail Nanjiani ise Silicon Valley’den tanıdığımız bir isim. Kendisi de büyük bir X-Files fanı olan Nanjiani’nin X-Files ile ilgili bir podcast serisi bile var.
Özellikle mezarlıkta geçen yaratık ve Mulder diyaloğu ile tepe yapan bölüm insanlık eleştirisine doğru yelken açıyor. Daha önce de X-Files’ın “Clyde Bruckman’s Final Repose” ve “Humbug” gibi mizahi bölümlerini yazıp yöneten Darin Morgan’ın elinden çıkan ‘Mulder and Scully Meet the Were-Monster’ Mulder’ın cep telefonu kamerası ile imtihanı, sapık otel müdürünün kırmızı donlu Mulder’ı izlemesi, Mulder’ın cep telefonu zil sesinin benim gibi fanlarınki gibi X-Files tema müziği olması gibi akılda yer edecek eğlenceli sahnelere sahip.
Geçen üç bölümden anladığımız kadar X-Files bir cevap bulmak ya da yeni sorular yaratmak için değil köklerine saygıda kusur etmeyen eklemeler yapmak için döndü. Ne de iyi yaptı. Herkese iyi seyirler.