Y Kromozomu Öldü mü? Issız Acun Kaldı mı?
İlk akla geldiğinde hemen hemen her erkeğin en büyük rüyasını, katıksız bir kâbusa çevirmeyi başaran yaratıcı kalem Brian K. Vaughan’ı, bu son derece yıkıcı ve yorucu hayal gücünden dolayı tebrik etmemek elde değil! Y kromozomunun gezegenimizdeki tüm erkek neslini silip süpürürken, amatör kaçış sanatçısı Yorick Brown’ı es geçmesinin, ona yeryüzündeki cenneti bahşettiğine inanmamak için birkaç dakika durup düşünmek yeterli belki. Diğer taraftan Yorick’in tek trajedisi ne yazık ki kadın dırdırından ibaret değil!
Öteki Sinema için inceleyen ve yazan: Fatih Yürür
Ülkemizde eksikliği fazlaca hissedilen uzun soluklu seriler birer birer arşivlerimizde yerlerini almaya başladılar. Vertigo’nun sürükleyici mahsulleri arasında yerine çoktan kurulan Y: Son Erkek, ülkemizdeki takipçiler tarafından uzun süre önce keşfedilmiş ve afiyetle tüketilmişti. Geçtiğimiz aylarda öykünün ilk 5 bölümünün yer aldığı ilk cilt olan Erkeksiz, Çizgi Düşler tarafından biz okuyucuların kütüphanesine ittirildi. Çizgi Düşler, arayı fazla soğutmadan serinin çözülme noktalarından biri olan ikinci cildi Döngüler ile öykünün ülkemizdeki basım ve takip gidişatına hareket kattı!
Malumunuz Y: Son Erkek, 2002 yılında perdah olan ve sebebi bilinmeyen bir salgının, kısa sürede gezegendeki her spermi, her fetüsü, kısacası Y kromozomu taşıyan hemen hemen her memeliyi yok ettikten sonra; zavallı yeryüzünün uğradığı talanı, talihsiz ve yürekli aşık Yorick’in bolluk içinde yokluk ve yoksunluk çektiği dramı anlatıyor! 2.9 milyar erkeğin bir anda toza karışmasının ardından Yorick, dünyanın geldiği noktadan dert yanmak yerine, Avustralya’daki kız arkadaşının peşinden koştuğu zevzek bir yolculuğun kucağında bulur kendisini.
Tabi başına iş açma konusunda, icra ettiği kaçış sanatından daha usta olan Yorick’in arkasını toparlamak için Ajan 355’e de görev verilir. Yorick ve Ajan 355, bu tehlikeli yolculuk sırasında, çığırından çıkmış dünyanın kıyıya köşeye gizlenmiş tehlikeleriyle, aklını kaçırmış radikallerle, kafa derisine hasret yeni nesil amazon özentileriyle başa çıkmak zorunda kalacaklardır.
Yorick ve evcil maymunu Ampersand’ın maceralarının bu devam kısmında ise insanlığın kaderini ellerinde tutmasına rağmen, durumun vahametini kabul etmemekte direnen, en sinir bozucusundan ‘aşk adamı’ pozları kesen esas oğlanımız; ırkların sürekliliğini garanti altına alabilmek için Ajan 355 ve Y kromozomunu kontrol etmek için ona yardım sözü veren Dr. Mann ile birlikte takım olmak zorunda kalır. Dünyanın en tehlikeli ajanı ve en önde gelen biyomühendisiyle birlikte yolculuk eden Yorick, 2002 yılında patlak vermiş olan bu gizemli salgının üzerine çöreklenmiş esrar perdesini kazıyarak, gezegende yaşayan tüm kadınlardan gizlenmiş olan büyük bir gizemi de açığa çıkartmaya adım adım yaklaşmaktadır.
Lost dizisinin de senaristlerinden biri olan Brian K. Vaughan ve Pia Guerra tarafından yaratılan bu incelikli post-apokaliptik evrende, kabaca ‘yeryüzünde kalan son erkeğin başına neler gelir’ sorusunu sordurmayı hedefleyen ikili, ilk etapta aklımızın ucuna bile gelmeyecek bir ‘hayatta kalma’ öyküsü çıkardılar ortaya! Elbette ki ikilinin en önemli referansı, Mary Shelley’in alametifarikaları arasında yer alan, bir salgın sonrası dünyada yaşayan tüm insanların yok olduğu bir gelecekte yaşam mücadelesi veren The Last Man öyküsü! Vaughan ve Guerra, Shelley’in mirasında saygıda kusur etmemekle birlikte, kendi kıyamet sonrası öykülerini çok daha girift bir unsur ekleyerek, sadece erkek nüfusunun gizemli bir kıyıma maruz kaldığı bir seriye evirmişler.
Seri 60. Sayısında son bulduğu için, ülkemizdeki sıkı takipçilerinin zaten abecesini ezberlediği malumunuz. Bununla birlikte Y: Son Erkek, son dönemin popüler kültür mahsulleriyle de bol bol selamlaşan bir seri. Preacher ve Vaughan faktörü sebebiyle kaçınılmaz olarak halkaya eklemlenen Lost dizisi akla gelen en önemli örnekler (derginin bir fasikülü, Hurley’in elinde görülmüştü…). Seriye getirilen en önemli eleştiriyse, ultra yaratıcı bir fikrin, zamanla kademeli olarak törpülenmesi ve nihayetinde Hollywood blockbusterlarına taş çıkartacak şekilde sığlaşmaya başlamasıydı! Diğer taraftan, dünyanın canına okunmuş vaziyetteyken, ev cicisi modundan çıkmayan ve sevdiği kızın peşinden koşan Yorick’in plastik sadakati de bir süre sonra insanın ruhunu sıkmaya başlıyor ister istemez!
2007 yılında film hakları alınmasına rağmen, yapım süreci yılan hikayesine dönen seri için ilk adımı, Lost, Captain America, Black Swan gibi filmlerin özel efekt departmanında pişmiş olan Christian Cardona attı! Cardona’nın kısa filmi özellikle salgının baş gösterme sürecinin başarılı bir biçimde perdeye taşınabileceğinin sinyallerini vermekle birlikte, çizgi romanın belli başlı kilit noktalarını da seriye aşina olmayan kitleye başarılı bir biçimde aktarıyordu.
Son tahlilde Y: Son Erkek, bir miktar rötarlı da olsa ülkemiz okuyucusuyla buluştu. Elbette seriyi yalayıp yutmuş olanlar adına bu gecikme biraz biraz handikap sayılabilir ama hali hazırda keşif değeri yüksek bir seri olduğunu da unutmamak gerekir! Artılarıyla, eksileriyle son yılların en keyifli post apokaliptik hadiselerinden birini kaçırmak istemeyenler için işte fırsat!
