Doğrusu Hollywood uzun süredir bu kadar açık film yapmıyordu. Açıktan kasıt, niyeti ortada yani. Su ve mağara öğelerini birleştirerek klostrofobi kombosu yapmayı deneyen filmi izlerken kendimi Das Kapital’i okuyormuş gibi hissettim. Bence James Cameron eski karısıyla yeniden evlenirse bunun bir de askerlisinin yapımcısı olabilirler. Hatta belki de kendileri çekerler. Sanctum kısaca kapitalizmin evrelerini anlatıyor dostlar. İnanmazsanız birlikte bakalım:
1. Evre
Keşfetme (bakalım orada satılacak ne var): Benimle gelin aşağıda boncuk bulacağızdır. Bulamazsak ne bulursak onu satarız.
2. Evre
İlk fiyaskoda kaba etleri kurtarma: Oksijeni paylaşır gibi yaparım, sevdiceğim olsa bile tanımam, kıçımı kurtarırım. Ayrıca soru soranı yakarım! Kader bu ne yapalım yani! Çok sıkıştırırsanız suçu da ona atarım: “Her zaman meraklıydı. Hep riski sevdi, öne atıldı. Bilmem nesini çizdirip oksijenini boşa akıttırmak da onun suçu zaten…” (riski sevdi derken bana yaranmak için mi sevdiydi… hmmm neyse boşver) Bahane bulmak kapitalizmin yaratığı en büyük algıdır (algı bozukluğu? Hmm neyse) beyler bayanlar.
3. Evre
Kriz Yönetimi: Öncelikle şunu belirteyim; kapitalizm krizlere bayılır! Gerçekten bayılır. Krizler manipülasyon içün en uygun zamanlardır. Çünkü krizler insanların emir almaya en açık oldukları zamandır. İnsanlar inanmaya açıktırlar. İnsanlar, her şeyin geçeceğine ve her şeyin güzel olacağına inanmaya açıktırlar! Kısaca kriz zamanlarında emrediyorum, böyle yap, şöyle yap, cool ol, kasma, rahatla gibi söylemlerle bir adama kendi kafasını bile kestirebilirsiniz. Yani yeterli gazı verirseniz, insan ne olduğunu anlamadan etinden et bile kopartabilir. Üstelik bunu kendi kararıyla yaptığını sanabilir.
4. Evre
Kurtarma (bknz: demokrağsi götürmek): “Bırak karışık kalsın” dedirten olaydır. Zira kurtarılmayanlar yaşarken, kurtarılanlar ölür. Kapitalizm önce krize sürükler, ardından da kurtarmak ister.
5. Evre
Kahraman yaratma: Sever kahramanları kapitalizm. En çok emir verendir kahraman. İnanmıyor musunuz? Askerler kahramandır mesela. Can alarak kahraman olurlar. Frank de kahraman. Kaç leşi var ben sayamadım.
6. Evre
Tanrıcılık: “Çıkaracağım sizi buradan!” (ekibin yarısı heder oldu ama olsun canım. Dünya nüfusu zaten kaç milyar…) Bir de bu var: “Nefes alıyorsak onun sayesinde!” Peki neden gelmiştik buraya pardon? Efendim?
7. Evre
Duygu Sömürüsü: Sebepsiz yere baba oğul yakınlaşması, ölüleri bir an olsun anılmaması (kazada ölenler. Yoksa çoktan ölmüş olan anne anılıyor), babayı öldürürken sunulan vaftiz pozisyonu gibi öğelerse kapitalizmin yani filmin coşkusunu arttırmak için her yolu denemekten başka bir şey değil. Sömürü bizler için dostlar…
8. Evre:
Kraldan çok kralcılk: Babam haklıymış evresi yani. Ölmesi gerekeni öldür yoluna devam et. Kapitalizm önce inandırır, sonra seni haklı çıkarır. Ne ala memleket. Öğretiyi verdikten sonra kararı bir de beyni yıkanana bırakmıyorlar mı çok eğlenceli dostlar çok… Ah bu sırada isyancıyı terk etmeyi de ihmal etmemek lazım. Kahramana inanmayanı kurt kapar kapitalizmde. Ya da onu harcamak racondandır. Biri Mısır mı dedi? Hmm bana öyle geldi herhalde…
9. Evre
Başarı (fiyasko): Kapitalizmin en büyük başarısı, bir fiyaskoyu başarı olarak sunmasıdır. Ve kapitalizm başarı hikayelerine bayılır.
Sonuç:
“Başka şansımız yok” Kapitalizm hakkında belki de bilmemiz gereken tek önermedir. Buna inandığınız an kapitalist olursunuz. Olmadığınızı sansanız da… Filmin sonunda herkes Frank’i sevdi mi? Sevmese de hak verdi mi? Yani filmin niyeti bunu yapmak mı? Olay bitmiştir. Bir Allahın kulu da sorsaydı be kardeşim bu mağarada ne boncuk arıyoruz, e be güzelim e be canım burada ne işimiz var diye. Soran oldu mu? Cevap veriyorum hayır…
Filmi izlemedim de yazı çok harika “olmuş”.
bu site ile nedense yeni tanıştım, ve gördüm ki yazılar bir harika, bu yazı da tıpkı diğerleri gibi üst düzey bir zeka ürünü.
ders niteliğinde bir kritik! çok keyifle okudum!