Sevda Aktolga… Kendisinin de büyük bir heyecanla yaptığım E-röportaj da bahsettiği üzere kendi hem çok bilinen hem de çok sevilen ama ismi bir türlü akla düşmeyen bir sinema kadını… 70’ler deyince aklımıza gelen iyi filmlerin çoğunda o var; Aşk Dediğin Laf değildir, Şabanoğlu Şaban, Hababam Sınıfı Tatilde, Gülen Gözler, Cennetin Çocukları, Erkek Güzeli Sefil Bilo, Yol… Nostaljik Türk Sineması blogunun editörü ve yazarı Dilek Gürses Güven’in ekşi Sözlükte sanatçının maddesine yazdığı üzere Daha çok Arzu film yapımlarından bildiğimiz Sevda Aktolga’nın oynadığı 30’a yakın filmi var. Oyunculuğunun yanı sıra sinema sektörüne senarist, yapımcı, yönetmen ve kamera arkasında aldığı çeşitli görevleriyle hizmet vermiştir. Küçük Besleme ve Üvey Baba’nın senaryoları onun tarafından kaleme alınmış, Ak Saçlı Delikanlılar filmini o yönetmiş, Savcı ve Abuzer Kadayıf dizisinin yapımcılığını yapmış ve Savunma filmlerinde genel koordinasyonu sağlamıştır. (www.cilekindunyasi.blogspot.com) Pek kimselerin bilmediği bir şekilde sinemaya ve Yeşilçam’a sevdalı bir yürek ve aynı zamanda çocukluk aşkım….
Onu ilk kez Samsun Konak sinemasında izlediğim Gülen Gözler‘de gördüm. Müthiş bir kadronun hayat verdiği inanılmaz bir yönetmenlik becerisi olan bu Türk sinemasının en iyi aile komedisinde Hikmet karakterini oynayan Sevda Aktolga perdede gözüktükçe benim de çocuk yüreğime bir ateş düşüyordu. Sonra oynadığı her filmde ayırt ederek, farkında olarak izledim onu… Ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu, oynadığı sahnelere hayat verdiğini ve rol arkadaşlarına nasıl yardımcı olduğunu gördüm. Tüm o anlarda gördüğüm başka bir şey de bu kadının kendi yaşam gücünü ve neşesini perdeden ne kadar kolay ve aşkla aktarabildiğiydi… Sevdim ama sevdiğim çoğu kadın gibi de terkettim… Tam da nerede olduğunu, ne yaptığını merak ettiğim bir anda Yüzyılın sosyalleşme hareketi Facebook’ta muhteşem bir Mesut Kara videosunun altındaki yorumuyla çıktı karşıma ve benim ateşim yine ziyadesiyle yükseldi. Yaptığım e-röportaj isteğini çok büyük bir kibarlık ve samimiyetle kabul eden bu muhteşem Yeşilçam’lıyı “Öteki Sinema” okurlarıyla da tanıştırmak ve zaten tanıyanlarla da hasret gidermek istiyoruz. Sevda Aktolga… O hala Yeşilçam’ın en güzel gülen gözlerine sahip…
Bildiğimiz kadarıyla Marmara Üni. Diş hekimliği fakültesi mezunusunuz. Nasıl oldu da sinemaya başladınız…?
Ben oyunculuğa 1971 yılında TRT İstanbul Radyosu Çocuk Saatinde başladım.. Hemen arkasından Bakırköy Alibaba Çocuk Tiyatrosunda sahneye ilk adımımı attım.. Okul piyeslerini saymazsak, Lisedeyken Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu deneme sahnesine katıldım ve ertesi yıl profesyonel olarak Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda çalışmaya başladım, Hemen arkasından da En Büyük Patron filmiyle sinemaya.. Fikret Hakan’ın yönetip oynadığı film… Yani hekim olmak zorunda kalmadan önce oyuncu olmuştum zaten… Niye Dişhekimi oldun? diye sorarsanız, o da annemin oyunculuk yapabilmemin önüne koyduğu şarttı… :)
Oyunculuğunuzla ve ekibin kalanıyla çok uyumlu performansınızla akıllarda yer ettiniz fakat 80’lerden itibaren sizi daha az görmeye ve özlemeye başladık. Bunun sebebi nedir acaba…?
Üniversitede okuyordum, diş hekimliği fakültesi biraz zor bir son 2 sene yaşatıyor insana… :) 1981 yılında mezun oldum ve evlendim.. Benim ustam, yönetmenim, sinemada oyuncu olabilmemin sebebi Ertem Eğilmez’dir. Dehasına yakın bir deha ile henüz karşılaşmadım dersem yalan olmaz… Çok özeldir benim için… Ancak oyuncularının evlenmesinden hoşlanmaz… Sanırım izleyicinin hayranlığına ket vuracağını düşündüğü için… “Evlenirsen oyunculuğun biter!” demişti… Ben biraz asi bir yapıya sahibim.. Benim birşey yapmamı isteyen biri bana “yapma!” demeli ki o bende tutku olsun.. Evlilik de öyle bir durma girdi.. Evlenme deyince ben evlendim… :) Gerçekten oyunculuğum bitti ama muteşem iki çocuğum oldu… Hiçbirşeyin bana veremeyeceği iki hazine… :)
Dizilerde de oynamış bir oyuncu olarak Yeşilçam setleriyle dizi setlerini karşılaştırırmısınız…?
Ertem Eğilmez’in oyuncusuydum… Yeşilçam için bile özel bir durum.. Ertem bey oyuncularını mümkün olan her saatte sette isterdi.. Onn seti benim ikinci evimdi, o kadar doğaldı ki orda olmak… Daha sonra uzun süre hiçbir sete uyum sağlayamadım oyuncu olarak… :)
Gülen Gözler gibi kült bir yapımın oyuncusu olarak o film ve ekip hakkında birkaç söz söylemek ister misiniz?
Hayatımın en güzel, en neşeli, en mutlu deneyimi idi.. Muhteşem bir ekipti başka ne denebilir bilmiyorum.. Ailem gibiydiler, çok değerliydiler.. Onlar olmadan bir sette olamam gibi geliyordu..
Siz sadece bir oyuncu değil aynı zamanda teknik anlamda da bir sinema insanısınız. Yönetmenlik tecrübeniz olduğunu da biliyoruz. Bununla ilgili düşüncelerinizi ve heveslerinizi bizimle paylaşırmısınız…?
Oyunculuk sinema deneyiminin çok önemli bir parçası, ancak kameranın gerisinde öylesine büyük ve dolu bir dünya var ki.. Oraya girmeden sinemayı tam anladım demek çok zor.. Benim bir şeyin bütünün kavrama tutkusu diyebileceğimiz bir tutkum var.. Hazır oyuncu olma şansımı da yitirmişken bu dünyayı tanımak ve bir sinema insanı olmak istedim, Kamera hariç her alanda çalıştım kamera arkasında.. İşte sinemaya o zaman gerçekten aşık oldum.. Oyuncuyken algıladığımın çok ötesinde birşeydi sinema.. Ve aşk olması gerekiyordu yaşanabilmesi için..
Türk Sinemasının en verimli ve özgün dönemi olan 70’ler filmlerinin en bilinen örneklerine baktığımızda o kadronun içinde Sevda Aktolga’yı mutlaka görüyoruz. Bu bir şans mı yoksa bir emeğin sonucu mu?
Hiçbirşey emeksiz olmaz ama büyük bir şanstı…
Biraz da Yol filmi tecrübenizden bahseder misiniz…?
Basın açıklaması yapılıyordu.. Firmanın ofisinde bütün oyuncular toplanmış, gazeteciler de oradaydı.. Şimdi ismini hatırlamıyorum ama yapım sorumlusu arkadaşımız oyuncuları tek tek gazetecilere tanıtıyordu.. Sırayla bana kadar herkesin adını söyledi ve tanıttı gazetecilere.. Sıra bana geldiğinde yüzüme baktı, tekrar baktı, durdu, sonra beni atladı ve yanımdaki arkaaşın adını söyledi… :) Allahtan Tarık arkadaşımız beni atladığını farketmiş, hemen Sevda Aktolga dedi gazetecilere.. Yapım sorumlusu arkadaş bana baktı.. Aaa Sevda Aktolga siz misiniz dedi… :) Bir gülüşme oldu geçti.. Benim hiç unutamadığı anı budur..:) Öyle garip bir durumum vardı, İnsanlar ya ismimi bilir beni tanımaz, ya beni tanır ismimi bilmez… :)
70’ler Yeşilçam’ının asıl keyfini veren ve o muhteşem kadroların oluşmasını sağlayan neydi sizce…?
Kesinlikle tek bir isim..Ertem Eğilmez.. İnanılmaz bir zekası vardı ve sinema dehasıydı.
Sevda Aktolga Türk sinemasının bugünü için umutlu mu? Şu an çekilen filmleri izlediğinde bir oyuncu ve teknik insan olarak izlediklerinden tatmin oluyor mu?
Pas.. :) Şaka! Çok iyi filmler yapılıyor, elbette sinema saymakta zorlanacağımız filmler de.. Ama bu hep böyledir.
Sevda Aktolga sinema ile ilgili olarak en çok neyi özlüyor…?
Ertem Eğilmez’i, senaryo çalışmalarını ve setlerini..
Son olarak size hangi soruyu soru sorulsun isterdiniz ve buna vereceğiniz cevap ne olurdu?
Ben acaip utangaç bir insanımdır aslında ve mümkün olsa kimse bana soru sormasa ve ben de cevap vermek zorunda kalmasam diye düşünürüm hep… :)
Not: Elbette Sevda Aktolga’nın o muzip gülüşü ve delici bakışları ile yaraladığı tek Türk çocuğu/genci ben değilim… Sözlüklerde biraz aradığınızda onun okları tarafından vurulmuş nicelerini daha bulacaksınız… :)
“küçükken aşık olduğum Türk sineması oyuncularından birisi… En akılda kalan rolü, Hababam sınıfının 4 kız öğrenciden birisi sanırım Sevda karakteri olmustur. Kumral, çıkık elmacık kemikleri ile tatar güzellerini andıran bu oyuncuyu bir çok Kemal Sunal filminde ve Şener Şen’in Vecihi karakterini canlandırdığı Gülen Gözler filminden hatırlayabiliriz.“
“Katma Değer Şaban’da da tavuk vicdanlı güzel kız rolündeydi. O filmi izledikten sonra gerçekten aşık olmuştum. Gülüşü gerçekten de çok hoştu…”
“Şabanoğlu Şaban filminde şaban ve ramazan’ın aşık olduğu Selma karakterini canlandıran gerçekten aşık olunası kadın…”
“Hababam sınıfı serilerinde sınıfa gelen dört kız içinde en güzeli . Adı burada da Sevda. lacivert jilesi içinde gerçekten de çok tatlı.”**
Galiba o yıllarda pek çok delikanlının dikkatini çeken bir yüze sahipti Sevda Aktolga. Karikatürize edilemeyecek kadar ciddi, batılı ve en önemlisi etkileyici bir yüze sahipti. Sanki diğer tüm kadınlar mahallemizdeki teyzeler veya onların kızları gibiydi de, o buralara çok uzaktan, geçici olarak gelmişti… Murat Tolga Şen gözün facebook’da olsun, bu röportajların devamı gelsin :)
gerçekten çok güzel bir röportaj olmuş sevda Aktolganın o kadar seveni varki anlatamam erken evlilik belki mesleki kariyerini negatif etkilemiş olabilir ama kendisininde belirtiği gibi hiçbir şeye değişemeyeceği tanrını iki güzel hediyesi var ona bir video yapmıştım videonun sonunda bir dk lik görüntüsü karartılmıştı.isteseydim resmi uzatabilirdim ikinci parçaya tamamlayabilirdim.yapmamamın nedeni şu yeni versiyon hababam sınıfı filmleri rahmetli ERTEM EĞİLMEZ’İN ADİLE NAŞİT’İN KEMAL SUNAL’IN mezarda kemiklerini sızlatan hababam yeni versiyonları biz o filmleri o kadrolarla sevdik sevda aktolga ayşen gruda’ larla sevdik.ne ne MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN doğum tarihini dahi bilmekten aciz hülya avşarlarla sevildi nede kalın r r kullanan seda sayanla yazıklar olsun filmi mehmet ali erbil show çevirenlere. ama biliyoruzki bizler yüreğimizle seviyoruz. ruhsuz bedenlerle değil.SEVDA AKTOLGA şunu bilmelidirki bizim kalbimize girmek çok zor girildimi çıkmasıda vfe o bizlere şans verdikçe hep onun yanında olacak çalışmalarımızı sürdüreceğiz.MURAT TOLGA ŞEN arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum. düşündüğümü uygulamış. ilerisi için bende randevu talep edicem.
Böyle bir röportaj yaptığınız ve bizlerle paylaştığınız için teşekkürlerimi sunarım.
Ben de bir ara hayran olmuştum kendisinin yüzüne!
Saygılar…
Güzel bir röportaj olmuş. O zamanın çocuklarından biri değilim ama Gülen Gözler filminde ilgi çeken kadınlardan biri olduğunu söyleyebilirim :) Gerçi filmin kadrosunu günümüzde hiç bir filmde göremeyiz. İşin aslı günümüzde böyle bir yıldız ve jön anlayışı bile yok. Ne yazık…
Gerçekten çok güzel bir kadındı, yazı için teşekkür ederim; geçmişi hatırlamak için birebir.
Gerçekten güzel bi röpörtaj olmuş.Sevda AKTOLGA gerçektende damgasını vurmuş yeşilçam a şimdiki en kral film bile o filmlerin tadını vermiyor maleseff
Yanılmıyorsam kendisinin Münir Ramazan Aktolgayla bir akrabalığı vardı.Kız kardeşi olabilir.Ayrıca bende her filminde ne kadar güzel olduğunu düşünmekten kendimi alamam.
Dünyanın En Centilmen, En mütevazi insanı ve sinemaya çok büyük emeği geçen gerçek sinemacımız.
sayın severus lakaplı kardeşim Sevda Hanımın Böyle bir isimde erkek kardeşi yoktur
daha doğrusu kız kardeşi yoktur tek erkek kardeşi var onunda adı ramazan münir değil