Yeşilçam… Türk Sinema tarihinin en nev-i şahsına münhasır dönemi. Onca büyük starın, onca harikulade filmin çekildiği o naif dönem. Peki, Yeşilçam denilince aklınıza ilk kimler geliyor? Kemal Sunal, Şener Şen, Tarık Akan, Türkan Şoray, Kadir İnanır, Münir Özkul, Adile Naşit ve niceleri mi? Esasen aklımıza ilk olarak onların gelmesinden doğal hiçbir şey yok. Düşünsenize, birçoğumuz çocukken onların başrol oynadığı filmleri izleyerek büyüdük. Yeri geldi güldürdürler bizi, yeri geldi hüzünlendirdiler. Ancak her defasında bunu öylesine samimi bir şekilde yaptılar ki, adeta ailemizin birer parçası oldular. Hem de her biri ayrı ayrı…
Ya onların arkasında filmi güçlendirenler, üçüncü adamlar? Hayır hayır, bu sefer o filmlerin yaratıcısı olan yönetmenlerden bahsetmiyorum sizlere. Yeşilçam’ın görünmeyen, görünse dahi ismi pek bilinmeyen emektarlarına ayrıldı bu yazı. Neredeyse izlediğimiz birçok filmde yer alan, oynadıkları film sayısı yüzleri aşmış, Yeşilçam’ın gizli starları onlar. Yeri geldiğinde mahalle eşrafı oldular, yeri geldiğinde jönün en büyük düşmanı. Ancak her defasında onlara verilen görevi layıkıyla yerine getirip, sinema izleyicisinin sevgilisi olmayı başardılar.
Aslında saymakla bitmez onlar. Çünkü Yeşilçam öylesine devasa bir sinemaydı ki, emektarları da haliyle sinemanın büyüklüğüne yaraşacak kadar fazlaydı. Onlara isterseniz figüran, isterseniz yardımcı oyuncu, isterseniz gönüllerin başrolü deyin. Ben onlara Yeşilçam’ın öteki yıldızları diyeceğim.
Yeşilçam’ın öteki yıldızlarına maalesef çoğu zaman hak ettikleri değer verilmedi. Onlar hakkında sayfalarca yazı yazsak da muhakkak eksik kalan birileri, bir yerler olacaktır. Çünkü onları anlatmaya kelimeler yetmez. Ancak istedim ki, en azından bir çırpıda aklıma gelenleri sizler için listeleyeyim. Böylelikle hem o emektarların isimlerini bir kez daha hatırlamış olalım, hem de onlar vesilesiyle Yeşilçam’ın o şaşalı günlerini tekrardan yaşayalım. Karşınızda Yeşilçam’ı Yeşilçam yapan, karakter oyunculuklarıyla gönüllerimize taht kuran, sinemamızın üçüncü adamları, öteki yıldızları…
1949 yılında çekilen Kanatlardan Türbe filmi ile sinemaya atılan Reha Yurdakul, sinemamızın babacan tavrıyla bilinen oyuncularından. O bazen köy kahvecisi oldu, bazense pamuk kalpli bir komiser. Özellikle 70’li yıllardaki çoğu filmde karşımıza çıkan oyuncu, Kemal Sunal filmlerinin vazgeçilmez oyuncularından biri olarak hâlâ hafızalardaki yerini koruyor.
Bu listenin açık ara en komplike sinemacısı Muharrem Gürses. Neden mi? 83 kez yönetmen, 89 kez senaryo yazarı, 8 kez yapımcılık, 114 kez ise kamera karşısında boy göstermiş bir isimden bahsediyoruz. Ancak gelin görün ki bunca filmin içinde yer almasına karşın, Muharrem Gürses denildiği zaman ilk akla gelen; Hababam Sınıfı’ndaki paragöz müdür rolü olacaktır. Bunda şüphesiz, Ertem Eğilmez’in çektiği bu serinin sinemamızın en destansı işlerinden biri olması geliyor. Bu yine de Muharrem Gürses’in, sinemamızın görünmez yıldızlarından biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Macit Flordun (1939-1996)
Yanıyorsun Fuat Abiiii!
Aslına bakıldığında o, basit 3 kelimeyi yan yana getirmişti yalnızca. Ancak ses tonu, duruşu ve en önemlisi elinden bırakmadığı o içki şişesiyle söylediği bu cümle Türk Sineması’nın en akılda kalıcı repliklerinden biri haline geldi. Macit Flordun denilince Sakar Şakir filmindeki Marmara Kazım’ın akıllara gelmesinden daha doğal bir şey yok elbette. Ancak o 1976’da girdiği sinema sektöründe, hayata gözlerini yumduğu 1996 yılına kadar çalışmış, bu süre zarfı içerisinde de 59 filmde oynamış başarılı bir üçüncü adamdır.
İhsan Gedik (1942- …)
Sinemamızın kötü adamlarından birinde sıra. İhsan Gedik, genellikle mafyanın sağ kolu olan ve illegal icraatları yerine getiren karakterlere can vermiştir. O, kötü adam imajıyla özdeşleşenlerden aslında. Sert bakışlarıyla ünlü İhsan Gedik şimdilerde ise, okul tiyatrolarında oynayarak ve yazdığı “Dünden Bugüne İhsan Gedik” kitabından elde ettiği gelir ile hayatını sürdürmeye çalışıyor. Kariyeri boyunca 330 filmde rol alan Yeşilçam’ın en büyük emektarlarından olan oyuncuyu yeni projelerde görmek dileğiyle.
Sami Hazinses (1925-2002)
Türk Sinema tarihinin en komik adamlarından biridir o. Kısa boyuyla, fal taşı gibi açılan gözleriyle, gözüktüğü her sahnede izleyenleri güldürebilmeyi başarmış bir isimdir Sami Hazinses. Dile kolay tam 317 filmde rol almıştır. Bu listedeki tüm oyuncuların kaderini de paylaşmıştır. Yeri gelmiş mahalle kahvesinde arkada oturan adam olmuş, yeri gelmiş hikâyenin gidişatına rol veren karakter oyuncusu. Ancak her defasında hayat verdiği karakterlerle unutulmaz arasına çoktan girmiştir.
Ahmet Turgutlu (1927-1994)
Birçokları tarafından Ahmet Kostarika olarak bilinen oyuncu, 70’lerin aranan yüzlerinin başında gelmektedir. Şöyle gözümüzü kapattığımızda mahallenin üçkâğıtçı esnafı olarak hemen hayalimizde canlanan emektar oyuncu tüm kariyeri boyunca 344 filmde rol almıştır.
Muhteşem Durukan (1926-1988)
Muhteşem Durukan’ın ismini andığımızda ilk akla gelen rolü, Korkusuz Korkak’ta canlandırdığı Sansar Selim olacaktır. Kafasından asla çıkarmadığı fötr şapkasıyla hâlâ hafızalardaki yerine koruyan oyuncu, her ne kadar genellikle kötü karakterlere hayat vermiş olsa da sempatikliğiyle her daim ilgi odağı olmuştur.
Celal Yonat (1922-1993)
Yallah cinler yallah, kış kış cinler kış kış!
Sosyete Şaban filmindeki davul çalışıyla efsaneler arasına giren Celal Yonat, daha çok lakabı olan Arap Celal ismiyle bilinmektedir. Genellikle kurnaz karakterlere hayat veren oyuncu, kariyeri boyunca 372 filmde yer almıştır. Ayrıca, Arap Celal sinemamızın en güzel gülen adamlarının da başında gelmektedir.
Ünal Gürel (1935-2002)
Marmara Kazım’ın “Yanıyorsun Fuat Abiiii” diye seslendiği meşhur Gardırop Fuat’tır Ünal Gürel. Mahallemizin agresif ama bir o kadar da pamuk kalpli sert ağabeylerine can veren Ünal Gürel, sinema oyunculuğunun dışında yaptığı seslendirmelerle de bilinir. Yaptığı tüm seslendirmeleri de işin içine kattığımızda 560 filme kendine yer bulan oyuncu, şüphesiz sinemamızın en gizli kalmış emektarlarının başında gelmektedir.
Yılmaz Kurt (1927-2009)
O da sinemamızın kötü adamlarından biridir aslında. Mafyatik rollerin aranan isimlerinden olsa da, çoğu zaman yediği dayaklarla hafızalarda yer edenlerden Yılmaz Kurt. Üzerine yapışan bu kötü adam rolü ona 456 filmde oynama şansını tanımıştır.
Hakkı Kıvanç (1931-2015)
Sinemamızın en babacan, naif starlarından biridir Hakkı Kıvanç. İyi-kötü ayrımı yapmadan oynadığı her rolün hakkını veren usta oyuncu, tam 513 filmde kendine yer bulmuştur. O yeri geldiğinde köy kahvecisi olmuş, yeri geldiğinde ise mafyanın bir numaralı adamı. Yakın zamanda kaybettiğimiz oyuncu, sinemamızın en üretken isimlerinin başında yer almaktadır.
Hikmet Taşdemir (1942-…)
Türk Sineması’nda güneş gözlüğü en çok kime yakışıyor diye sorsak, herhalde birçoğumuz Hikmet Taşdemir cevabını verecektir. Kiralık katil karizmasını sonuna kadar taşıyan, güneş gözlüklerinin yanı sıra taktığı deri eldivenlerle de dönemin kötü adamlığını sonuna kadar yaşatan oyuncu, kariyeri boyunca 127 filmde rol almıştır.
Cevat Kurtuluş (1922-1992)
Cevat Kurtuluş’un en büyük özelliği yüz hatlarını ve mimiklerini oldukça işlevsel olarak kullanabilmesidir. Onun kadar mimikleriyle güldüren bir başka oyuncuya rastlamak oldukça güç. Ancak onun bir başka özelliği de, nerede köşklü bir film olsa orada karşımıza uşak olarak çıkmasıdır. Hatta beynimizdeki uşak figürünün vücut bulmuş halidir kendisi. O güleç suratıyla hatırladığımız Cevat Kurtuluş kariyeri boyunca 177 filmde rol almıştır.
Necdet Yakın (1932-2006)
Kemal Sunal filmlerinin aranan yüzlerinden olan Necdet Yakın, komediye oldukça yatkın duruşuyla bilinmektedir. Kısa boyunun dezavantajını avantaja çevirenlerden olan usta oyuncuyu birçok filmde kahvede otururken görebilir, hunharca kahkaha atarken yakalayabiliriz. Bu neşesi ise ona 130 filmde yer alma şansını tanımıştır.
Nubar Terziyan (1909-1994)
-Nubar sen Ermeni değil misin?
+Ermeniyim.
-Namazda ne işin var?
-Ne yapayım. Cemaat o kadar az ki adama ayıp olacak!
Sinema tarihimizin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından biridir aslında Nubar Terziyan. Oynadığı son film olan; Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni’nde söylediği bu replik gibi esasen Ermeni’dir ancak, bizden bile daha fazla Türk olmayı başarmış usta bir sinemacıdır o. Naif duruşuyla, yüzündeki iyi niyeti oynadığı tüm karakterlere yansıtmasıyla bilinen Nubar Terziyan, 1949’da girdiği sinema sektöründe tam 453 filmde yer almıştır.
Süheyl Eğriboz (1927-2014)
Bu listenin en tanınmış kötüsü olabilir Süheyl Eğriboz. Hafızamı zorluyorum ancak oynadığı iyi huylu bir karakteri bir türlü hatırlayamıyorum. Çünkü kendisi tüm kariyeri boyunca kötüyü öylesine güzel oynamıştır ki üzerine yapışıp kalmıştır. Onu tarihi avantürlerde destansı bir şekilde ölürken de görebiliriz, Cüneyt Arkın’ın karşısında yerle bir olurken de Kemal Sunal’ın karşısında duran mafyanın sağ kolu olarak da. Kötünün her türlüsünü oynamıştır Süheyl Eğriboz. Ancak dayak yeme konusunda Yeşilçam’ın en büyük ekollerinden biri olduğunu söylemezsek olmaz. Belki de sinemamızın en güzel dayak yiyen adamıydı o. Yakın zamanda kaybettiğimiz emektarlardan olan oyuncu kariyeri boyunca 451 filmde rol almıştır.
İhsan Yüce (1926-1991)
Onun için ne söylesek az aslında. İhsan Yüce rol aldığı her filmde 50 dakika da gözükse 5 dakika kamera önünde de yer alsa, filmin her daim en unutulmazlarından biri olmayı başarmıştır. Büyük oyuncuydu vesselam ancak yalnız oyuncu değildi o, aynı zamanda büyük de bir entelektüeldi. 169 kez kamera önüne geçmesinin dışında 62 senaryonun altına da imzasını atmıştır. Benim onu naçizane en unutamadığım rol ise, Çöpçüler Kralı’ndaki baba rolüdür. Filmde öylesine nabza göre şerbet yoklar ki İhsan Yüce, hayran kalmamak elde değil.
Hüseyin Peyda (1920-1990)
Sinemamızın bir başka kötü adamıyla karşı karşıyayız. Etkileyici bakışlarıyla Yeşilçam’ın en korkunç adamlarından olan Hüseyin Peyda, zaman zaman iyi kalpli babacan rollerde yer alsa da onu asıl üne kavuşturan kötü adamlığı olmuştur. O da esasen komplike bir sinemacıdır. 215 filmde rol almış olsa da 20 kez yönetmenlik 19 kez ise senaristlik yapmıştır. Onun için tam bir sinema emekçisi desek her halde yanlış ifade etmiş olmayız.
Turgut Özatay (1927-2002)
Bombacı Mülayım’ın, limon yiyerek alt ettiği kötü desek hemen herkes Turgut Özatay’ı hatırlayacaktır. Genelde iyilerin arkasından çevirdiği alavere dalaverelerle hatırlanan karakter oyuncusu, bu listenin de Yeşilçam’ın da açık ara en üretken ismi konumunda. Zaten şöyle arkamıza yaslanıp düşündüğümüzde Kemal Sunal’ın, Cüneyt Arkın’ın filmlerinin çoğunda kendisiyle karşılaştığımızı görüyoruz. Bu süre zarfı içerisinde Turgut Özatay tam tamına 545 filmde rol almış ve unutulmayanlar arasına adını yazdırmıştır.
Yadigar Ejder (1947-1992)
Türk sinemasının tabiri caizse en “dev” oyuncusu. Yadigar Ejder her ne kadar 236 filmde rol almış olsa da çoğumuz onu Kemal Sunal filmlerindeki kavgacı, kötü adam rolleriyle hatırlıyoruz. Ancak kötü adam imajı, üzerine yapışmayanlardandır o. Yeri geldiğinde saf bir köylüyü de başarıyla canlandırmayı bilmiş ve Türk halkının gönlünde taht kurmuştur. Onun ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz eğer Erhan Tuncer’in kaleminden çıkan “Bir Yadigar Ejder Kitabı”nı okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Not: Oyuncularla ilgili veriler www.sinematurk.com sayfasından alınmıştır.