Vedat Özdemiroğlu, Uykusuz’daki köşesinde böyle bahsediyordu Zerrin Egeliler’den; Öteki Sultan…
Gerçekten de öyledir… Zerrin Egeliler, tartışmasız olarak Türk Sinemasının Öteki Sultanıdır çünkü tüm referansları ile “Sultan” olarak bilinen Türkan Şoray‘ın karanlık, kirli ve şehvetli bir aynadaki aksi gibidir.
Onu Arzu Okay dahil tüm diğer erotik oyunculardan ayıran temel nokta tıpkı Türkan Şoray gibi müthiş bir ifadeye sahip gözleridir. Hipnotize edici bakışları, sevişme sahnelerinde bile ilgiyi gözlerine kaydırır. Gözleriyle hiç konuşmadan oynayabilecek kadar jest yapabilen bir oyuncu olarak sadece “Erotik furyanın” ilgisini çekmiş olması Türk sineması adına gerçek bir kayıptır. Ben hep kendisinin 80’lerde başka bir oyunculuk kariyerine başlayabileceğini ve epey başarılı olabileceğini düşünürüm fakat o iyice dejenere olmuş bir ortamı 12 Eylül’ün bahanesiyle hepten terketmiş ve söylenene göre Köşk gazinosu’nun sahibi, Fahri Balcı ile evlenip Bursa’ya yerleşmiştir.
Zerrin Egeliler o günden bu yana hep karanlıkta kalmayı tercih eden, toplumumuzun sahtekar muhafazakarlığının şimşeklerini üzerine çekmek istemeyen bir oyuncu ve onun bu kararına kendi yaşadığı ülkenin gerçeklerinin farkında olarak hak verebiliyorum. 1975-1980 arasını kapsayan “Erotik Türk Sineması” oyuncularının bu suskunluğu filmlerinden parçaların hala çeşitli internet sitelerinde mastürbasyon objesi olarak sunuluyor olmasından kaynaklıdır elbette…
Öteki Sultan Zerrin Egeliler, şu an 58 yaşında… 1981’de Kibariye ile çevirdiği son filmi olan Kimbilir’den sonra bir daha perdede görünmedi ve bir Fellini ikonu gibi bir dönemin aklında hep genç, anaç, dişi, baştan çıkaran, felaket getiren sonsuz bir şehvet kaynağı olarak yer etti. 2002 yılında çekilmiş “Maraşlı Yelpaze” filminde adı geçmesine rağmen henüz bu filmi görebilmiş değilim.
Onun için yazdığım “bir Fellini ikonu…” kelamı bazıları için yazarın bir hezeyanı gibi gözükse de gerçekten de öyledir. Bu sinema duayeninin tüm filmlerinde büyük göğüslü, doğurgan, etine butuna dolgun kusurlu ama sonsuz bir şehvete sahip kadınların eşşiz bir buluşmasıdır Zerrin Egeliler bedeni ve bu beden Türkan Şoray’ın gözleriyle buluştuğunda Türk sinemasının en ıskalanmış oyuncularından birini vücuda getirir: Zerrin Egeliler…
Türkan Şoray tüm sinema hayatı boyunca Rüçhan Adlı mamülü, “Sultan kanunları” ile kadınlığını saklayıp neredeyse aseksüel bir imaja dönüşmesine ramak kala dişiliğini tekrar hatırlayıp ölçülü bir cinselliği perdede sunmaya başlamıştı. Can Gürzap’la oynadığı Metres (1983) bu yeni anlayışın ilk filmidir ama 70’ler filmlerine aşina ve tutkun bazı sinemaseverler bu filmleri izlerken Zerrin egeliler’in her zaman Türkan Şoray ve daha fazlası olduğunu ama Şoray’ın işin içine cinsellik girince asla bir Egeliler cazibesine sahip olmadığını farkettiler.
Onlardan biri de bu satırların yazarı idi ve belki de sizin asla kabul etmeyeceğiniz bir şeyleri yazıp sinemasal bir anarşi içinde sizlere hatırlatmak istedi… Sizden tek ricam Zerrin Egeliler filmlerini izlerken ki mutlaka izleyin (utanmadan, sıkılmadan) bir de bu gözle bakın…
Zerrin Egeliler 2009 yılında yaptığınız bir Google aramasında göreceğiniz üzere hala çok seksi… Ama ben bu yazıda onun insan ve sinemacı yanını gösterebilecek iki fotoğrafını yayınlamayı seçtim. Kadınları soyduktan sonra asla giyinmelerine izin vermeyen bir topluluğun bireyi olarak geldiyseniz seksi bir Türkan Şoray videosu ve içinde sadece “insan” olan 2 Zerrin Egeliler fotoğrafı içeren bu yazıdan umduğunuzu bulamayacağınız kesin! (Yazarın istediği de bu zaten…) Şunu da kör gözüne parmağım hatırlatmış olayım; Bu iki kadından birine saygı duymakla ilgili çok büyük bir özür borcumuz var. (ve tabii tüm Öteki Yeşilçam kadınlarına…)
Ayrıca bu yazıyı okuyup sevdiyseniz ve birazcık olsun hak verdiyseniz, Sinematik yazarı kıymetli Gökay Gelgeç’in kaleminden, Zerrin Egeliler’i tanımlamak adına üretilmiş açıkara en iyi yerli içerik olan, “Zerrin Egeliler ve Kimlik “ yazısını da mutlaka okumalısınız.
(Bu yazı ile Öteki Sinema’yı tatil rehavetinden çıkartmış olalım. Çok yakında müthiş ve yerli içerik adına çok faydalı yazı ve röportajlarla döneceğiz.)
Ellerine sağlık Murat Tolga!
Murat beklediğim yazıyı yazmışsın sonunda:)
Bu sitenin başından beri en önemli misyonlarından biri belki de birincisi sanırım bu yazı
Kesinlikle Can…
“Öteki Sinema”nın önemli bir varoluş sebebi “Yeşilçam’ın lanetli filmleri ve oyuncuları” ile ilgili önyargıları ve yanlış anlamaları gidermek bir yandan da anarşist bir söylemle muhafazakar ve sahtekar ahlak anlayışını yerle bir etmektir.
(Manifesto gibi oldu :) )
Sinemanın gerçek sultanına çoktandır hakettiği gerçek saygı ve sevgiyi vermeye yönelik bu tür yazıları takdir ediyorum.Zerrin Egeliler gelmiş geçmiş en “kadın” sinema oyuncusuydu. Bizim kuşakta yeri hiç bir zaman doldurulamayan bir gönül yarası olarak kaldı. Onunla ilgili güzel bir yazı olarak Psikeart’ın 2010 yılı 9.sayısındaki,Yavuz Erten’in “Civcivler ve Kuşlar” yazısını tavsiye ederim.
Sevgili Zerrin Egeliler seni çok seviyoruz…Hiç unutmadık…
Malum dönemin sansür kurulu hep eleştirilir ama bugün daha da beter bir sansür anlayışıyla karşı karşıyayız. Tosun Paşa filmindeki hamam sahnesinde Adile Naşit’in hamamdaki haliyle azacak bir sansür kurulu ve anlayışı var karşımızda. “Siz anlamazsınız, her şeyin en iyisini, neyin zararlı/yararlı olduğunu biz biliriz” anlayışının şu andaki zirve noktasıdır bu ve malum zihniyet internete de çeşitli bahanelerle göz dikmiş durumda. Bunun üstüne artık bir şey demek mümkün değil.
Zerrin Egeliler’e gelince… Belirtildiği gibi kendi türünün özel bir kadını, sultanı o. Değişik bir güzelliği vardı ve keşke sinemaya -tür değişikliğiyle- devam etseydi. Eminim ki Müjde Ar, Ahu Tuğba, Oya Aydoğan gibi adı güzel ve seksiye çıkan birçok isimden daha etkili ve daha iyi bir oyunculuk sergiler ve etki bırakırdı. Ama olmadı, inşallah yaşı çok fazla ilerlemeden sinemada tekrar görürüz kendisini…
Bir de Zerrin hanımın resimlerine bakınca kendisini nedense Serpil Nur’a benzettim. (http://www.sinematurk.com/kisi/2582/Serpil-Nur) Bilmiyorum, belki bana öyle gelmiştir…
Çok teşekür ediyorum, inanın ki şu anda gördüm bu yazıyı, benden böyle bahsetmenize çok mutlu oldum, tarif imkansızzzzzzz. hoşçakalın.
Zerrin hanım Türkan Şoray’dan sonra gerçekten çok güzel gözlere sahip olan bir oyuncudur, talihsizliği ise sinemaya onu bu filimlerde oynamaya iten sebeblerdir kendisini suçlamıyorum sadece aç gözlü sömürücü para göz yapımcıların kandırıp kullandığı bir oyuncudur.
Filmlerindeki yüz ifadelerinde aslında tiksinerek oynadığı göze çarpıyor mutsuz ve üzgün bir yüz ifadesi var aslında çok da haklı bu değerli oyuncuyu o yıllardaki açgözlü yapımcılar bu hale getirdiler sırf para kazanmak,insanları sömürmek uğruna bir çok oyuncuyu mahvettiler bana göre Zerrin hanım çok başarılı bir oyuncu olabilecekken talihsizliğin kurbanı oldu fakat yine de toplum onu sevdi mutlu olmak huzurlu olmak en büyük hakkı ve ben ona bu değeri veren objektif bakabilen iyi ve mert bir insanla evlenerek yaşamını sürüdrmesini takdir ve saygıyla karşılıyorum iyi ki Fahri bey gibi adam gibi adam biriyle evlendi her ikisine de saygı ve selamlarımı iletiyorum.