Dönüşmek İstemiyorum!

Sonbaharın sarısının hüküm sürdüğü Rusya kırsalında, Mikhail isminde bir adam, köpeği ile birlikte avlanmaktadır. Bir şey vuramayıp vazgeçen orta yaşlı adam, arabasına binip evine dönmek üzereyken ormanın içinden kendisine doğru koşan birini görür. Ardından da patlayan silah sesleri duyar. Bir oldubittiyle arabaya atlayıp kaçmaya başlarlar. Yabancının peşinde kendisini öldürmek isteyen üç kişi vardır.

Daha önce Mayor (2013) ile sitemize konuk ettiğimiz Yuriy Bykov’un ilk uzun metrajlı filmi Zhit (Live/Hayatta Kalmak), dinamik bir başlangıç ile seyirciyi ilk dakikadan itibaren avucunun içine almayı başarıyor. Etliye sütlüye karışmayan, sıradan bir tip olarak tarif edebileceğimiz Mikhail ile bulaştığı suç dünyasında bir şeylerin ters gitmesi sonucu ipin ağzına gelen yabancıyı talihsiz bir tesadüf sonucu bir araya getiren film, birbirine zıt iki karakterin bir günlük macerasına odaklanıyor.

Zhit orta

Stanley Kramer şahikası, 2 Oscar’lı The Defiant Ones’takine (1958) benzer bir yapı üzerine inşa edilen Zhit, iki adamın zoraki yolculukları boyunca birbirlerini etkileme, kimi zaman da dönüştürme alanlarını incelerken, bir yandan da günümüz Rusya’sının dar açılı bir fotoğrafını çekmeye soyunuyor. Yabancı önceleri suskun kalmayı tercih ediyor, kendisiyle ilgili bilgi vermekten kaçınıyor. Mikhail ise daha sıcakkanlı ve gevezelik etmekten hoşlanıyor. İlk başlarda ortak bir nokta bulmakta zorlanan iki adam, kendi dünyalarına ait doğrulardan oluşan tuğlalarla ördükleri duvarlar ile savunma hatlarını güçlendiriyorlar. Örneğin ikili arasında geçen şu diyalog, din ile birey arasındaki ilişkinin fazlasıyla bilindik halini bir kez daha gözler önüne seriyor:

[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]

Mikhail: Tanrı’dan korkmuyor musun?

Yabancı: Tanrı var mı ki?

Mikhail: Tabii ki var.

Yabancı: İnsanların yaptığı ikonlarda mı? Acı vardır, ölüm de vardır ama Tanrı’yı hiç görmedim. Tanrı’yı koyunlar icat etmiştir, belki kurtlar utanır da biraz daha az ısırır diye. [/box]

Fakat zaman geçtikçe her ikisinin duvarında da delikler açılmaya başlıyor. Bu deliklerden sızan ışık sayesinde birbirlerini anlamaya çalışan iki adam, hiç umulmadık dönüşümler yaşayacaklarının ilk işaretlerini de veriyor. Av hayvanlarına karşı rahatça ateş edebilen Mikhail, daha önce hiç insan kaynaklı bir tehdide karşı hayatta kalma mücadelesi vermediği için sevgi beslediği canlıları (köpeği) ya da hiç tanımadığı insanları (nehir kenarındaki balıkçı) kurban ederek hayatta kalmaya çalışmak fikrine doğal olarak tepki gösteriyor. Henüz olgunlaşmamış fikirlerin hâkim olduğu dünyasında, çelişkileriyle beraber yaşamına devam ediyor. Başkalarını ezerek (belki de gerektiğinde öldürerek) güç ve para kazanmaya alışmış yabancının dünyası ise kendi inandıklarına sıkı sıkıya bağlı temeller üzerine kurulu olduğu için tereddütsüz hareket ediyor. Yani bir yerde duygudan yoksun, sırf hayatta kalma mantığına entegre olmuş bir robot gibi davranıyor.

Bir Yabancıyla Karşılaştım ve Bütün Hayatım Değişti!

Oldukça düşük bir bütçe ile çekilen Zhit, yaklaşık 70 dakikalık ekonomik süresi boyunca karanlığa gömülmüş, çürümekte olan bir ülke/dünya tasvir ediyor. Senaryoyu yazıp yönetmen koltuğuna kurulan Yuriy Bykov, bağımsız film yapmanın simgesi olarak gösterdiği John Carpenter gibi filmin müziklerini de kendi hazırlamış. Yabancı rolündeki Denis Shvedov (ki kendisi Mayor’de de Sobolev’i canlandırıyor) ve Mikhail rolündeki Vladislav Toldykov, etkili performanslar sergiliyor.

Güçlü olanın kazandığı, zayıf olanın her şeyini kaybettiği bir dünya çizen Zhit, iki adamın karşılıklı etkileşimlerinden umut pırıltısı yaratıyormuş gibi yapsa da karanlık dünya tasvirinden asla taviz vermiyor. Hele final sekansıyla son darbeyi çok ağır vuruyor ve umut namına ufacık bir kırıntının bile ortada kalmasına müsaade etmiyor. Hayatta kalan karakterler, geniş açı üst çekimle verilen son sahnede, yuvadan çıkan karıncalar gibi kendi yollarına gidiyorlar. Ufukta günlük rutinine devam eden yerleşim biriminin ışıkları görünüyor. Evet, hayat devam ediyor. Zayıfın ezildiği, yok edildiği, öldürüldüğü, güçlünün ezerek, yok ederek, öldürerek kazandığı hayat devam ediyor.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Lamberto Bava Sunar: Brivido giallo

Brivido giallo serisi, Lamberto Bava'nın elindeki eksik malzemeyle “izlenebilir”in ötesinde
blank

5150 Rue des Ormes (2009)

5150 Rue des Ormes, Patrick Senecal’in aynı adlı romanından uyarlama