Spontane bir şekilde bu haftayı gayri resmi ‘Zombileri araştırma ve geliştirme haftası’ ilan etmiş durumdayız. [REC] yazımın hemen arkasında Murat Kızılca’nın eklediği Pakistan Zombi-gore filmi ‘Hell’s Ground’ incelemesi, yaşayan ölüleri sevenleri mutlu etmiştir diye düşünüyorum. Gerçi  memleketteki kriz ortamında herkes birer AVM zombisine dönüştü! Şimdilik sadece vitrinlere bakıyorlar ama  ‘taze beyinnn’ diyerekten sallana sallana yürümeleri an meselesidir :)

İşte büyük ‘Öteki Sinema’ Hizmeti…  Zombilerle karşılaşmamak, karşılaşıldığı vakitte hayatta kalabilmek için seyrettiğimiz tüm filmlerin ışığında bir yaşam rehberi: Eğer bu garabetlerden birine dönüşmek istemiyorsanız bu tavsiyeleri mutlaka ciddiye alın! Böylelikle çiğ beyin yemek zorunda da kalmazsınız!

– Eğer arkadaşlarınız elinizden tutup, bunun çok iyi bir fikir olduğunu söyleyerek sizi mezarlığa götürmeye kalkarlarsa sakın gitmeyin!

– Üzerinde hükümet yada askeri uyarılar bulunan varilleri asla açmayın’

– Eğer evcil hayvanınız (köpeğiniz ya da kediniz)  koşarak karanlık bir köşeye doğru giderse, sakın o tarafa gitmeyin! zombi onu değil ama sizi mutlaka yer!

– Barlar zombilerden kurtulmak ya da saklanmak için uygun mekanlar değildir!

– Bir AVM’de saklanmanın iyi fikir olduğunu düşünebilirsiniz ama bu sadece kaçınılmaz olanı ertelemeye yarar… Eninde sonunda üstünüzde denemekten sıkıldığınız saçma sapan giysilerle öleceksiniz.

– Eğer Zombilerden kaçamayacağınızı anlarsanız, insan etinin tadını öğrenmeye bakın, çünkü yakında bol bol yiyeceksiniz!

– Zombilerin ne kadar yavaş olduklarının ya da sizin ne kadar hızlı koştuğunuzun pek önemi yoktur. Eninde sonunda sizi yakalayacaklar!

– Asla ölü olmayan bir cesedi törenle yakmayı deneme!

– Boş bir odadan gelen hırıltıları ve gürültüleri duyarsan sakın araştırmak için oraya girme!

– Eğer bir zombi tarafından ısırılırsan yapabileceğin en iyi şey kafana bir kurşun sıkmaktır. Çünkü diğer şekilde öldüğünde bir et yiyen olarak geri geleceksin.

– Eğer sıkıştığın yerde elektirikler falan kesilirse sakın gidip tamir etmeyi deneme! Seni orada bekliyor olacaklar…

– Asla bir yakıt deposunu pompalı tüfek ile vurarak açmayı deneme!

– Asla Polis ya da askeri birimlrden yardım isteme! Sadece yenilip peşine takılacak daha çok zombinin oluşmasına sebep olursun!

– Eşin ya da çocukların zombiye dönüşmüsse hemen kaç oradan! İleride tekrar evlenip çocuk sahibi olabilirsin…

– T-shirtler  ve şortlar iyi fikir değil… Kalın deri ceketler ve motosikletci botları ısırıklara karşı daha iyi koruma sağlar üstelik daha da havalı görünürsün.

– Eğer bir zombi yerde hareketsiz yatıyor olsa bile tekrar tekrar vur onu! Böylelikle bileğinden ısırılıp bir yürüyen ölüye dönüşmezsin.

– Son tavsiye: – Eğer, kaçmanın imkansız olduğu şekilde zombiler tarafından kuşatılırsan, kendini öldür.  Canlı yenmekten çok daha iyidir.

Aslı burada bulunan yazının çevirisidir.

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

10 Comments Leave a Reply

  1. aah ah nerde o eski filmler… bence en güzel zombi çürümüş zombidir. ölümünün üzerinden sadece yarım saat geçmiş taze zombileri görmek istemiyorum artık. bana ani bir şekilde mezardan eli çıkan, toprağı kazarken parmaklarının kemikleri ortaya çıkmış zombi lazım. mesela şu yukardakiler… bunlar nedir böyle. 3 yaşındaki çocuk annesinin rujunu eline alıp yüzünü boyadığında bunlardan daha iyi sonuçlar çıkıyor ortaya…

    ya da çocukken dinlediğimiz korku öykülerinde adı geçen, sırtındaki kefenle mezarlıkta gezen hortlakları ne zaman göreceğiz filmlerde yahu.

    neyse an itibariyle “house by the cemetery” filmini edinmiş bulunmaktayım, bana iyi seyirler hepinize iyi geceler

  2. Ben de bir arkadaşın zombiden kurtulmak için anlattığı bir hikayeyi paylaşayım çocuk doğuda bir köyden gelmişdir ve ordaki bir cenazeyi anlatmakta:
    “Fatma ablanın kocasını gömdük köye döndük. Aradan 1-2 saat geçti Hasan amca sevilmeyen bir insandı zaten toprak kabul etmedi çıkageldi peşimizden. Fatma teyzenin “bırakın o benim kocam” ağlamalaşmaları arasında biz de pala ile vura vura tekrar toprağa soktuk. Bizim oralarda ölü topraktan çıkarsa pala ile dövülür.” İşte anadolu insanı belki adam kill bill’deki gibi diri diri gömüldü zar zor toprağın altından çıktı ama karşısında bir köy dolusu zombi avcısı buldu ya da çocuk salladı bilemiyorum.
    Ps. isimler değiştirilmiştir:)

  3. bir ara baya kafaya takmıştım, zombie istilası olsa nasıl hayatta kalabilirim diye. nevalesi bol bir tekne ile denize açılabilirim düşüncesi geldi, “land of the dead”‘de sağolsun romero, zombielere denizden gitme yeteneği de verdi. çok çaresizim artık.

    aslında merak olayını bir tarafa bırakmak gerek. paladinler gibi kılıcı da kuşandık mı tamamdır olay.

    http://beerserk.wordpress.com/

  4. Temizkan, 80’ler zombi filmleri özellikle de Mario Bava, Lucio Fulci gibi abilerin yaptıkları senin sevdiğin ‘toprak altında özenle saklanarak yıllanmış’ zombi sınıfına giriyor. Zombi kültü artık biçim değiştirmiş bir şekilde, bir lanetten ziyade virütik bir semptom olarak karşımıza çıkıyor. Klasik zombi filmleriyle ilgili geniş bir inceleme yazısını tez zamanda hazırlayıp paylaşmayı düşünüyorum.

    Beerserk, Zeplinin varsa, henüz uçan zombiyi icat etmedikleri için erzak bitene kadar mutlu mesut yaşamak olası :)

  5. Hep istemişimdi böyle bir maceranın içinde olmak, hatta rüyalarıma girmişti büyük bir zevk ve heyecanla tekrar tekrar girsin rüyalarıma diye yatmadan önce bol bol zombi filmi seyrettim defalarca :) Hani bulsam bi tane zombi besleyecem o kadar seviyorum şu zombi türünü… Ayrıca çürümüş yada taze ölmüş diye ayırt etmemek lazım hepsini sevmek lazım..

    Yazıya gelince.. biraz klişe olmuş sanki hani zombi filmleri hakkında hatim indirdiğimden belkide beni tatmin etmedi :) pek az zombi filmini baz almış ama yinede eğlencelik ;)

  6. Yazıyı en altta link verdiğim sitede buldum Murat
    Çıtır çerez bir yazı, ‘Acemiler için Zombi’ tavsiyeleri olarak iş görür ama senin gibi müptelalar için zayıf gelir tabi :)

  7. eski filmlerde zombilerin ortaya çıkışı genelde bilinmezliklerle doluydu. insanların öldükten sonra tekrar dönmelerine bir anlam verilemiyordu. bazı filmlerde ise zombiliğin esas ortaya çıkışı ele alınıyor, haitideki ölüleri uyandırma ayinleri konu ediliyordu. return of the living dead filmi ölülerin uyanmasını yukarda da bahsi geçen eski bir askeri varilin içindeki kimyasal maddeye bağlıyordu. bu filmlerde ölülerin hep yavaş yürümesi de çok mantıklıydı. ölümden sonra hareket kabiliyetlerini yitirmiş olmaları gayet doğaldı sonuçta.

    herşey çok güzel giderken danny boyle denilen adam ortaya çıktı ve herşeyi değiştirdi. ağır aksak yürüyen zombileri 100mt. koşucusu kadar hızlı, maraton koşucusu kadar dayanıklı hale getirdi. zombi filmlerinin o karanlık, kasvetli ve kötümser havası gitti, rambo filmlerini aratmayacak bir aksiyon ve tempo geldi.

    esasen 28 gün sonra bir zombi filmi değil de kuduz olmuş insanları anlatan bir filmdi bana göre ve imdb’de benim verdiğim puan 10 üzerinden 1 oldu

  8. Dawn of the Dead remakeinin (en sevdiğim zombi filmidir) yönetmeni Zack Snyder’ın kamera arkası röpörtajında bu konuya değindiğini hatırlıyorum. “Eskiden zombiler vücut ölükten sonra kasların kaskatı olması sonucu robot gibi yavaş hareket ederlerdi. Ama zaten ölmüş ve acı çekmeyen bir zombi nasıl yorulabilirki? Yani bir arabanın peşinden koşarken kasları nasıl acıyabilir yada kalbi nasıl yorulabilir. O yüzden bence bir zombi yorulmaz ve asla durmaz” Böyle bişeyler diyordu. Bencede çok haklı. Her zaman tercih etmişimdir araba peşinden koşan zombileri, yavaş romero zombilerine :)

  9. Ya hep merak etmişitidir neden Zombi? Bunu haketmek için ne yaptılar? Yani sırf zevk için insan öldüren işkence ile kendini tatmin eden sıfatı insan olup bunu haketmeyen katiller bence Zombi lerden daha kötü varlıklar. Zavallı Zombiler de beyin yok, o yüzden sadece taze et yeme ihtiyacı hisseden varlıklar. He bu arada Zombiler de beyin olmadığı halde neden kafalarından kurşun yiyince tekrara ölürler anlamış değilim :)

  10. Aha bir zombi sever olarak bana cevap hakkı doğdu.

    Fevzi zombilerin beyni olmadığını da nerden çıkardın. Beyinleri tabiki var. Zombiye dönüşmelerine yol açan olay beyinlerini etkileyerek tekrar yürümelerine neden oluyor (Bu nedenler hakkındaki tahminler oldukça fazla şimdi burda saymaya zaman yetmez). Ayrıca dikkat edersen yaşarken beyinlerine zarar verilerek öldürülen insanlar geri dönemiyorlar.

    Üstelik neden hiç kimse kurtadamların gümüşe olan hassasiyetini veya vampirlerin haç işaretinden çekinmelerini sorgulamıyor… varsa yoksa garibim zombilere yükleniyor herkes :)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Her Erkeğin Mutlaka Görmesi Gereken 125 Film

Fatal Dose sitesi "Her Erkeğin Mutlaka Görmesi Gereken 125 Film"
blank

Sinema Tarihinin En Karizmatik 10 Vampiri!

Sinema Tarihinin En Karizmatik 10 Vampiri listesi sırasızdır, ayrıca sizlerin