z31987 yılı mahsulü Zombie 5: Killing Birds, Claudio Lattanzi (bendeki kopyada ismi Claude Milliken olarak geçiyor) tarafından yönetilmiş olan İtalya yapımı bir film. Aslında filmin yönetimine bir yerde Joe D’Amato da müdahil olmuş ama D’Amato’nun ismi herhangi bir yerde geçmiyor. Seksenli yıllardaki nerdeyse bütün İtalyan korku filmlerinde olduğu gibi bu filmin de birden çok ismi var. Bazılarını sayacak olursak; Killing birds-Uccelli Assassini, Dark Eyes of the Zombie, Raptors, L’Attaque Des Morts Vivants, Killing Birds-Raptors. Mesela benim izlediğim kopyanın ismi Killing Birds idi.

Vietnam’dan evine dönen bir asker evde karısını başka bir adamla yakalar. Her ikisini de boğazlarını kesmek suretiyle öldüren asker, o sırada ziyarete gelen kayınvalide ile kayınpederi de affetmez. Henüz küçücük bir bebek olan oğlunu ise öldürmeye kıyamaz. Tam bir kuş hastası olan asker kanlı cinayetleri sonrası evi temizlerken evindeki vahşi kuşlardan biri iki gözünü birden çıkarır. Daha sonra cesetleri saklayarak bir şekilde kanunun elinden kurtulmayı başaran kör asker, oğlunu yetimhaneye verir. Aradan yaklaşık 20 yıl geçer. Genç bir üniversite öğrencisi olan Steve, kuşlarla ilgili bir araştırma için üniversiteye başvurmuş, başvurusu kabul edilmiş ve gerekli ekipmanlar ile ödenek kendisine sağlanmıştır. Yedi kişilik grubunu toplayan Steve araştırmasını gerçekleştirmek üzere Louisiana kırsalına gider. Yolda Dr. Fred Brown (Robert Vaughn) isminde kuşlar konusunda uzman, kör bir adamın evine uğrarlar. Onun yönlendirmesi ile filmin başındaki cinayetlerin işlendiği yere giderler. Eski defterlerin açılma vakti gelmiştir.

Filmin ilk yarım saati boyunca durmaksızın çalan porno film müziği tadındaki müzik, insanın sinirlerini bozabilecek cinsten. (Uyarmadı demeyin.) Şaşırtıcı bir durum çünkü çok kötü diyebileceğimiz İtalyan filmlerinde bile müziklerin, filmden birkaç gömlek iyi olduğuna defalarca şahit olduk.

Bu arada komik olan bir ayrıntıya değinmek istiyorum: Filmin başında Vietnam’dan dönen askerin yüzünü hiçbir sahnede göremiyoruz. Ne evine gelirken, ne de cinayetler esnasında. En başta bunun adamın kimliği ile ilgili bir gizem yaratmak için yapılmış olabileceği akla geliyor. Ama konuda belirtildiği üzere adam filmin hemen başında kör oluyor. Sonrasında evine uğradıkları Dr. Brown’ın da kör olduğunu görünce onun Vietnam Gazisi katilimiz olduğunu anlamak için sanırım müneccim olmaya gerek yok. O zaman en başta yaratılan onca gizem niye diye sormadan edemiyor insan. Akla sadece bir oyuncudan daha kar edebilmek için olabileceği geliyor. Başka roldeki birini yüzünü göstermeden çekerek ekstra bir rolde daha kullanmış olabilirler.

cats1

Lattanzi’nin yönettiği tek film olan Killing Birds, Zombie serisine biraz zorlanarak dahil edilmiş. Bilindiği üzere Dawn of the Dead (1978, George A.Romero) İtalya’da Zombi ismi ile vizyona girmişti. Akabinde büyük usta Lucio Fulci’nin yönettiği kült zombie filmi Romero’nun filminin başarısından gişe açısından nemalanmak için bir devam filmi olmamasına rağmen Zombi 2 (1979) ismini aldı. Daha sonra Zombi 3 (1988, Lucio Fulci’nin çekmeye başladığı filmi Bruno Mattei tamamladı) ve Zombie 4: After Death (1988, Claudio Fragasso) filmleri çekildi. Dikkat ederseniz Zombie 5: Killing Birds 1987 senesine ait. Yani serinin 5 numaralı filmi 3 ve 4’ten önce çekilmiş gibi duruyor. Aslında serideki 4 ve 5 numaralı filmler seriye çok daha sonra isimleri değiştirilerek dahil edildiler. Filmlerin video piyasasında satılabilirliğini artırmak amacıyla bu yola giden yapımcılar, insanların kafasını karıştırmaktan ekstra bir zevk alıyorlar sanki.

Film için söylenecek çok fazla şey yok.z15 Kötü bir senaryo, kötü makyaj ve efektler, gore açısından doyurucu ve yaratıcı olmaktan uzak cinayet sahneleri, çok az zombi, zayıf oyunculuklar gibi listeleyebileceğim birçok negatif unsur mevcut. Ama bir şekilde zombi serisine dahil edildiğinden dolayı seyretmezsen olmaz durumu var. Hadi itiraf edeyim ne kadar kötü olursa olsun içinde zombi olan her filmi izlemeyi seviyorum.

Ekstra bir not olarak filmin başında görülen evin usta yönetmen Lucio Fulci’nin en sevdiğim filmlerinden biri olan E tu vivrai nel terrore-L’aldila (The Beyond, 1981) filmindeki ev olduğunu belirtmek isterim. Zaten ismi geçen filme gönderme olarak benzer bir iki cinayet sahnesi var.

Son söz olarak sadece benim gibi iflah olmaz zombiseverlere tavsiye edebileceğim bir film Zombie 5: Killing Birds. Türe uzak olanlar, buna da (bana da) uzak olsunlar. Ya da türle yakınlaşmak için Romero’nun Dead üçlemesi ve Fulci’nin Zombi 2 filmi ile işe başlayabilirler. Bu filme sıra gelene kadar izleyecek çok zombi filmi var.

Öteki Sinema için yazan Murat Kızılca

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

2 Comments Bir yanıt yazın

  1. 1) hahah bu filmi Öteki Sinema arşivine eklemiş olduğun teşekkürler Murat! Yıllardır gördüğüm ama izlemeye tenezzül etmediğim, yine de hep uzun uzun kapağına baktığım, ve elimin altında olsa hemen izleyeceğim bir film.

    2) Öteki Sinema’da Romero’nun Dead filmlerinin hiçbirinin yer almaması, artı Fulci’nin Zombi’sinin de yer almaması hepimizin omuzlarına bir sorumluluk yüklemiyor mu?

    3) Murat Kızılca’nın, istisnasız, her yazısının ilk cümlesinde ”mahsül” kelimesini kullanması bir ekol müdür?

  2. Can 2. madde belirttiğin şey aslında birçok klasik film için geçerli. Hepimiz aynı hataya düşüyoruz sanırım. Bazı filmlerin herkes tarafından bilindiğini sanıp daha ücra köşeleri yazıyoruz. Oysa ki bizim kült kategorisine soktuğumuz birçok filmden yeni neslin haberi yok. Bu konuya eğilmek lazım.

    3. madde dediğin mahsül olayı da Murat’ın emekçiye toprağa olan saygısını gösteriyor bence:)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Zombie Lake (1981)

Zombie Lake filmini kimseye tavsiye etmiyoruz. Ama filme karşı sevgimiz
blank

Curse of the Crimson Altar (1968)

H.P. Lovecraft’ın “The Dreams in the Witch House” isimli kısa