Django Unchained posterAmerikan İç Savaşı’nın iki yıl öncesinde Güney’de geçen “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”de Django’yu Jamie Foxx canlandırıyor. Köle Django’nun eski efendileri ile şiddet dolu geçmişi onu Almanya doğumlu ödül avcısı Dr. King Schultz’la (Christoph Waltz) karşı karşıya getirir. Schultz katil Brittle kardeşlerin izindedir ve sadece Django onu ödüle götürebilir. Aykırı bir adam olan Schultz, Django’ya Brittle kardeşlerin, ölü ya da diri, yakalanması durumunda onu özgür bırakma sözü verir. 

Başarı Schultz’u Django’yu serbest bırakmaya yöneltse de, iki adam yollarını ayırmamayı seçerler. Bunun yerine, Schultz Güney’in en aranan suçlularını Django’yla omuz omuza aramaya başlar. Hayati öneme sahip avlanma becerilerini geliştiren Django tek bir hedefe kilitlenmiştir: Uzun zaman önce köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı (Kerry Washington) bulmak ve kurtarmak.

 “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”in beyaz perde serüveni on yıldan uzun süre önce yazar-yönetmen Quentin Tarantino’nun filmin ana karakteri Django’yu düşünmesiyle başladı. “Tüm fikrin başlangıç noktası ödül avcısı olup, sonradan da çiftliklerde saklanan kahyaların peşine düşen bir köleydi” diyen Tarantino, şöyle devam ediyor: “Ben sadece yazmaya başladım ve Django bana kendini sundu. Başlangıçta yalnızca olduğu kişiydi –prangalı yedi kişilik grubun altıncısıydı. Fakat yazmaya devam ederken o bana kendini gitgide daha fazla gösterdi”.

Her ne kadar “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ” Amerikan İç Savaşı’nın öncesinde Güney’de geçse de, Tarantino, Django’nun hikayesinin en iyi Western olarak yansıtılabileceğini düşündüğünü ifade ediyor: “Hep bir Western yapmak istemiştim. Her tür Westerni severim, ama Spaghetti Western benim favorim olduğu için, eğer bir gün böyle bir film çekersem Sergio Corbucci evreninde geçmeli diye düşünmüştüm”.

Tarantino için Westernler iyi ile kötünün muazzam ve ustaca betimlemelerini temsil ediyor. Kendisi bu türün, kötü üne sahip bir çiftliğe sızarak karısını kurtarmak isteyen tek bir adamın hikayesine uygun bir boyuta ve yapıya sahip olduğunu öngördü. “Gerçek hayatta olduğundan daha kabusumsu olamaz. Gerçek hayatta olduğundan daha gerçeküstü olamaz. Gerçek hayatta olduğundan daha akıl almaz olamaz” diyen Tarantino, bu sözlerini şöyle açıklıyor: “Bu ülkede yaşanmış acı ve azabı hayal etmek mümkün değil ki, bu da onu böylesi bir Spaghetti Western yorumu için mükemmel kılıyor. Gerçek, bu hikaye için düşünülebilecek en büyük tuvale oturuyor”.

Django Unchained 08

Yapımcı Reginald Hudlin filmin türünün sıradışı ama uygun olduğunu belirtiyor: “Değişim gösteren ahlaki üslup, karanlık köşeler, hem “A FISTFUL OF DOLLARS”ın hem de Corbucci filmlerinin ahlaksal giriftliği Quentin’in hikaye anlatımı üzerinde çok büyük bir etki yarattı. Quentin’in tür üzerine yaptığı kapsamlı inceleme köle söylemini Spaghetti Western’le harmanlama konusunda ilham kaynağı oldu ve ortaya daha önce hiç görmediğimiz türde bir film çıktı”.

“INGLOURIOUS BASTERDS/SOYSUZLAR ÇETESİ”nin gösterime girmesinden kısa süre sonra, Tarantino hararetli bir şekilde “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”in senaryosu üzerinde çalışmaya başladı. “BASTERDS”la Oscar® kazanan Christoph Waltz’a yaratıcı sürecin büyük bir kısmı sunuldu. “Yazılma aşamasındayken senaryoyu okudum” diyor filmde Dr. King Schultz’u oynayan Waltz ve ekliyor: “Hikaye az çok gözümün önünde canlandı. Quentin’in evine gittim. Beni masasına oturttu ve sayfaları önüme koyup okumamı izledi. Müthiş bir törendi. Beni, senaryonun doğuşuna değil, kendi düşünce akışına gerçekten dahil etmesi karşısında çok duygulandım”.

Spaghetti Western türünün eskiden beri hayranı olan Waltz senaryonun türle olan bağından da etkilendiğini belirtiyor: “Spaghetti Western’in en parlak çağı benim çocukken filmlere gerçekten ilgi duymaya başladığım döneme denk geldi; 60’ların sonu, 70’lerin başından sonraki döneme”.

Django Unchained 01

“Django” adı Spaghetti Western meraklılarının aşina olduğu bir isim: DJANGO’yu ilk olarak 1966’da Franco Nero canlandırdı. Nero “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”de de konuk oyuncu olarak yer aldı. “Bizim için Avusturya’da, ‘Django’ bilindik bir isimdir. Belki Franco Nero değil ama ‘Django’” diyen Waltz, şöyle devam ediyor: “Yapılan her Spaghetti Western’in, hatta en az bilinenlerin bile, hikaye örgüsünde bir Django olmadığı halde Almanca versiyonunda ‘Django’ adı geçerdi. ‘Django’yu koyarlardı çünkü Django gerçekten de bu türü adlandırmak için en özlü anahtar sözcüktü. İçinde ‘Django’ varsa, o bir Spaghetti Western’di”.

Tarantino ise şunları söylüyor: “Spaghetti Westernler ve o mitoloji içerisindeki yerinden ötürü Django adını yeniden canlandırma fikri hoşuma gitti. Ayrıca, Spaghetti Western tarihinde ‘DJANGO’ filmi ve birbirleriyle alakasız 40 serilik sahte devam filmi var ve gururla söyleyebilirim biz de alakasız ‘DJANGO’ devam filmlerine yeni bir tane ekledik”.

Gerçekten de, orijinal “DJANGO” o kadar popülerdi ki diğer filmler pazarlama aracı olarak bu adı ödünç aldılar. Daha yaratıcı bazı film adları arasında “DJANGO, KILL”; “DJANGO THE AVENGER”; “VIVA! DJANGO” ve “BALLAD OF DJANGO” sayılabilir.

Tarantino senaryosunu 26 Nisan 2011’de tamamlayıp dostları ve meslektaşlarıyla paylaşmaya başladı. “Yayımlama günü” yaklaştığında, yapımcılar da yapım hazırlıklarına başladılar. “Quentin’in evinde klavyenin tuşlarına bastığını duyduğunuzda, birkaç ayınız var demektir ve tüm ekibi aramaya başlarsınız. [Dublör Koordinatörü] Jeff Dashnaw’ı, [Ses Teknisyeni] Mark Ulano’yu, [Makyaj Departmanı Sorumlusu] Heba Thorisdottir’i ararsınız. Herkesi arar ve Quentin’in bitirmek üzere olduğunu söylersiniz. Herkesin müsait olmasını sağlamaya çalışırsınız çünkü biz bir aileyiz. Beraberce birçok film yaptık ve birlikte çalışmayı çok seviyoruz” diyor yapımcı Pilar Savone.

Django Unchained poster 2

Senaryoya gelen tepkiler akıl almazdı. Öncelikle, Hudlin, senaryonun Amerikan İç Savaşı öncesi köleliği benzersiz ve dürüst bir şekilde betimlemesine hayran kaldı. Bu konuda şunları söylüyor: “Sadece kendimizin en iyi yanlarını değil, en kötü yanlarımızı da hatırlamalıyız. Kötülükle yüz yüze gelip onu alt etmiş insanların kahramanlığını görüp kutlayana kadar da kendimizin en iyi yanlarını takdir edemeyiz. Bu karakterler kurgusal olsa da, kötülük karşısında ayaklanıp ona ‘hayır’ demiş yüzlerce belki de daha fazla insanı, gerçek erkek ve kadınları, Siyahları, Beyazları temsil ediyorlar”.

Senaryo hazır olduktan sonra, Tarantino kadro için doğru oyuncuları seçmeye koyuldu. Jamie Foxx, Django başrolünü kazandı. Tarantino bu konuda şunları söylüyor: “Bir araya geldiğimizde Jamie muhteşemdi. Hikayeyi, bağlamı ve filmin tarihi önemini anladı. Hem de yüzde yüz. O müthiş bir aktör ve görünüşü de karakter için mükemmel; onda kovboyu andıran bir hava da var. Onunla buluştuğumuzda, 60’larda Western televizyon dizileri için siyahlara rol veriyor olsalar, Jamie’nin kendi dizisi olurdu diye düşündüm. Atın üzerinde, o kostümle çok iyi görünüyor”.

Foxx senaryonun köleliğin vahşetini dürüstçe yansıtmasından etkilendiğini belirtiyor: “Tüm hayatım boyunca okuduğum en inanılmaz senaryoydu. ‘Bunu olduğu gibi anlatacak cesaret ve bilgi kimde var?’ diye düşündüm. Onun hikayeyi böyle gerçekçi ve dürüst bir şekilde anlatması içinizi dağlıyorsa, öyle olsun. Sürecin heyecanlı yanı bu zaten”.

Foxx, Django ile Broomhilda’nın birbirlerine sadakatlerinin karakterlere kişisel ve samimi bir yön kattığını da kaydediyor. “O zamanlar, evli olmak tabuydu. Bunun için öldürülebilirdiniz. O zamanlar evlilikler –ya da cinsel ilişki– zorla yaptırılırdı. En güçlü siyah erkek en güçlü siyah kadınla eşleştirilirdi ki daha güçlü köleleriniz olsun. Siyah insanların  evlenmelerini istemezlerdi. Dolayısıyla, Django’nun evli olması benim için önemli bir şeydi. Bu bir aşk hikayesi ve Django’yu güdüleyen şey de bu. Köleliği durdurmaya çalışmıyor. Hayatının gerçek aşkını bulmaktan başka bir şey yapmaya çalışmıyor”.

Django Unchained 04

Foxx şöyle devam ediyor: “Gerilmemizin nedeni bunun kötü bir dönem oluşu. Tehlikeli zamanlardı ve bazen zincirler olmasa da o dönemin mecazi anlamda bizi esir tuttuğunu hissediyoruz.”

Broomhilda rolünü canlandıran Kerry Washington da Broomhilda ile Django arasında var olan bağın ilgisini çektiğini vurguluyor: “Beni projeye en çok çeken şey, dünyanın büyük çoğunluğunun Afrika kökenli kişilerin insan olmadığı düşüncesine saplanmış oldukları bir dönemde, iki insan arasında böylesi bir aşk hikayesinin olması. Kendilerinin sahibi olmadıkları, birilerinin malı oldukları için kendi istekleriyle yasal olarak evlenemedikleri bir dönemde birbirlerini deli gibi seviyorlar. Bu iki insan, bu tarihsel bağlamda, beraber olmak ve evlilik için verdikleri söze sadık kalmak için sevgilerinin gücü sayesinde bir yolunu bulup evleniyorlar. Çok güçlü bir hikaye”.

Washington, ayrıca, “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ” ile Tarantino’nun diğer çalışmaları arasında bir bağ gördü. “Quentin şiddetten, karanlıktan, ruhun karanlık tarafından korkmuyor” diyor Washington ve ekliyor: “O dönemde geçen bir hikaye anlatmak için bu şeylerden korkmayan biri gerekiyor bence. Temelinde bir aşk hikayesi olduğu için, aynı zamanda insanların iyiliğine de inanan, güzelliğe inanan biri olması lazım ki tüm o kötülük, karanlık ve açgözlülüğün olduğu yerde bu aşk hikayesi tutunabilsin. Quentin’in her iki alana da böyle hakim olmasını inanılmaz buluyorum”.

Django Unchained 03

“Aşk, kurtarış, dönüşüm: Güzergah bu. Quentin’in bu filmde Jamie ve Kerry için çizdiği yol bu” diyor yapımcı Stacey Sher.

“PULP FICTION” ve “JACKIE BROWN”da Tarantino’yla çalışmış olan Samuel L. Jackson kendisinin iki nedenden ötürü “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”e ilgi duyduğunu ifade ediyor: “Hikaye tarihimizin genelde allanıp pullanarak anlatılan bir parçasını işliyor ama bu film bunu yapmıyor. Ayrıca, Quentin’in hikayelerinden birinin içinde bürünecek bir karakter bulmak her zaman harikadır”.

Yapım 28 Kasım 2011’de Western türünü sevenlerin aşina olduğu bir mekanda başladı: Santa Clarita-Kaliforniya’daki Melody Çiftliği’nde. Bir zamanlar Gene Autry’ye ait olan bu batı kasabası “STAGECOACH”, “HIGH NOON” ve “GUNSMOKE” gibi sayısız klasik filmde ve televizyon dizisinde kullanıldı.

Foxx ve Waltz kameraların önünde ata binmeden önce dublör koordinatörü Jeff Dashnaw ve at bakıcısı Rusty Hendrickson’la aylarca çalıştılar. Waltz rol arkadaşı olan atla ilişkisi için, “Bir bakıma zevkliydi. Ata binmekten daha öte bir yaklaşım öğrettiler. Doğru şeyi yaptığımda atın bunu anlaması gerçekten çok hoşuma gitti. Ve at anlamadığındaysa, bunun benim doğru iletişim kurmamış olmamdan kaynaklanmış olması çok muhtemel” diyor.

Spencer Bennett’ın Schultz’un arabasına saldırmak üzere bir çete topladığı sekansın çekimleri için Simi Valley-Kaliforniya’daki Big Sky Çiftliği’ne gidildiğinde, doğru iletişim ve haftalarca hazırlık gerçekten gerekliydi. Bu kapsamlı sekansın altından kalkılabilmesi için gerekli beceri düşünülünce, Dashnaw bulabildiği en yetenekli binicileri topladı. Böylece ortaya bugün piyasadaki en becerikli dublörlerden oluşan ve birkaç nesli içine alan bir grup çıktı. Dashnaw bu konuda şunları söylüyor: “Zamanlamaları mükemmeldi. O çekimde on dokuz yaşından elli beş yaşına kadar dublörler vardı. Bu da herkese bir enerji verdi. Çok tatmin edici bir çalışmaydı çünkü büyükbabalar, babalar ve oğullardan oluşan üç nesil dublörler bir aradaydı”.

Hendrickson ise şunları söylüyor: “Sanırım o sahnede aynı anda otuz beş atımız vardı. Sonrasında ise filmin kalanı için yirmi atı dönüşümlü olarak kullandık. Bazı atlar film boyunca  üç farklı oyuncuyla çalıştılar”.

Melody ve Big Sky Çitliklerinde işlerini tamamlayan yapım ekibi, yaklaşık üç yüz kilometre kuzeye, Death Valley’nin hemen dışında kalan Lone Pine-Kaliforniya’ya doğru yola koyuldular. “HIGH SIERRA”, “BAD DAY AT BLACK ROCK” ve “THE OX-BOW INCIDENT” Lone Pine’ın Alabama Tepeleri’ni fon olarak kullanan yüzlerce filmden sadece bir kaçı. Django (Foxx) ve Schultz’un (Waltz) ilk buluşması, Lone Pine’ın hemen kuzeyindeki Independence’ın seyrek ormanında çekildi.

1983’te “THE COTTON CLUB”da rol arkadaşı olan James Russo ile James Remar ise “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”in açılış sahnesinde kısacık da olsa tekrar bir araya gelmekten mutlu oldular. “Harikaydı. İyi vakit geçirdik. Lone Pine’da sıcaklık kesinlikle sıfırın altındaydı. Sanırım rakımımız bin metre falandı. Rüzgar uğulduyordu. Çok uzun gece çekimleri yapıldı ve ben, vurulduktan sonra dondurucu zeminde yatma şerefine nail oldum” diyor Remar.

Django Unchained 05

Lone Pine tam da Tarantino’nun göstermek istediği buz gibi hava etkisini yaratacak kadar soğuktu. “Bu, Quentin için çok ama çok önemliydi çünkü efektlerin büyüsünün bilgisayarsız yaratılması gerektiğine inanıyor; ve de filmin insanlar üzerindeki sihirli etkisinin.  Bu yüzden, filmin açılış sahnesini çekmek üzere oraya gittik. Yapım asistanı ağızlardan buhar çıkıp çıkmadığını kontrol etti. Hava nefeslerin görünmesini sağlayacak şekilde hem soğuk hem de nemliydi” diyor Stacey.

Remar ise şunu belirtiyor: “Ama sonra hep birlikte Wyoming’e gittiler. Duyduğuma göre, Lone Pine’ın soğuğu solda sıfır kalmış”.

Mammoth-Kaliforniya’da kar olmamasından ötürü, yapımcılar hızlı bir şekilde Jackson- Wyoming’i yeni mekan olarak belirlediler. Buradaki Grand Teton dağları filmin kış sahnelerine fon oluşturdu. Yapım tasarımcısı Michael Riva Kaliforniya’da kar olmayışının kendileri için bir talihe dönüştüğünü söylemişti: “Tüm seti parçalarına ayırıp, tırlarla Wyoming’e gönderdik. Ve orası çok güzeldi. Çok sayıda olağanüstü güzel mekan vardı: Üzerinde buhar tüten akarsular, tonlarca kar barındıran dağlar ve geyik sürüleri. Görüntüye açılım getirdi. Çok daha büyük, gerçekten çok daha çaplı görüntüler elde ettik”.

Savone da aynı görüşü paylaşıyor: “Jackson Hole’a gitmemiz şanslı bir tesadüf oldu. Wyoming’de çekim yapmak pek çok açıdan bu filmi daha büyük yaptı. Django’nun serüvenini daha destansı kıldı”.

Leonardo DiCaprio, Samuel L. Jackson, Don Johnson, Walt Goggins, Dana Gourrier, Nichole Galicia ve Laura Cayouette “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”e yapıma daha ılıman bir mekan olan New Orleans-Louisiana’ya geçildikten sonra katıldılar.

Django Unchained 07

New Orleans’ta geçirdiği zamandan hoşnut kalan Waltz, “Ben dağlık bir bölgeden geliyorum. Bataklık ve subtropikal iklimde, buraya özgü manzaralar ve bitkiler, kaplumbağa, timsah ve yılan gibi hayvanlarla gerçek anlamda güzel bir gezi oldu”.

Don Johnson’ın Bennett Malikanesi’ne şehrin bir saat kadar dışında bulunan tarihi sit alanı Evergreen Çiftliği mekan oluşturdu.

Johnson, Evergreen’de çekilen sahnelerin gülünçlüğü için, “O dönemde oldukça ilginç bir görüntü olduğunu tahmin edebilirsiniz –Django bir Little Lord Fauntleroy takım elbise içinde; Dr. Schultz ise ağzında altın dolgulu dev bir diş, at arabasını sürerken sağa sola sallanıyor. Burası Tennessee’de sakin bir çiftlik” diyor.

Johnson oyuncu kadrosuna hoş bir katkı oldu. Michael Mann yapımı “MIAMI VICE”ta Tubbs’ı canlandırmış olan Foxx, orijinal Crocket rolünü üstlenmiş kişiyle çalışmaya saygı duyduğunu belirtiyor: “Büyülü bir şeydi, örneğin bir tek boynuzlu at görmek gibiydi. Karşımda Don Johnson vardı” diyen Foxx, şöyle devam ediyor. “O harika bir seçimdi. Kesinlikle müthişti, oysa bu karakterlerden hiçbiri bazı açılardan hoş tipler değildi. Zaten öyle de olmamaları gerekiyordu”.

Sher, “Don güneyli. Quentin için bu gerçekten önemliydi” diyor ve ekliyor: “Birbirlerini yıllardır tanıyorlar. Onun filmde olması harikaydı çünkü yapım ekibi bunun için büyük çaba harcadı. Don gitti, geri geldi. Bize her geri gelişinde çok mutlu olduk”.

Johnson’ın beyaz takım elbiselerinin aksine, bu filmde daha cesur kostüm tercihleri vardı: Django’nun “Mavi Çocuk” kostümü. Kostüm tasarımcısı Sharen Davis, “Jamie mavi çocuk kıyafetine bayıldı. Birinci provamızda, onun ilk değişimi hakkında konuşuyorduk – kahraman kostümü, ama kendisi mavi çocuk kıyafeti için çok heyecanlıydı. Karaktere bürünmüştü. Django olmuştu ve, ‘Aman Tanrım, hayatımda ilk kez yeni kıyafetlerim var’ diye düşünüyordu. Sahiden de ona o kıyafetleri zar zor çıkarttırabiliyordunuz. Tek kelimeyle bayıldı onlara”.

“DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”deki köle koğuşları da Evergreen’in bir parçasıydı. Foxx, çiftlikte çekim yapma deneyimine ilişkin olarak, “Buralarda gezinip gözyaşı dökmemeniz ya da bir şeyler hissetmemeniz mümkün değil” diyor ve ekliyor: “Üç buçuk ve on sekiz yaşlarındaki çocuklarımı oraya götürüp, etrafı gezmelerini istedim. Onlara şunu söyledim: ‘İşte buradan geldiniz’. Hikayenin derinine inebilmek için olmamız gereken yer orasıydı”.

Django’nun Brittle kardeşlerle hesaplaşmasını takiben, yapım ekibi Evergreen çiftliğinin şeker kamışı tarlalarına tepeden bakan Candyland’in dış mekanına taşındılar. Riva burası için şunları söylemişti: “Biraz Wyeth’i, biraz ‘DAYS OF HEAVEN’ı anımsatan, büyük ve düz bir alanda karar kıldık. Son derece sade, ele veren hiçbir yanı yok. Bence bunu çiftliği tam ortaya yerleştirerek başardık. Ve kötü şeylerin içeride olmasına izin verdik”.

Candyland’in iç kısmı New Orleans’taki Second Line Stüdyo’nun platolarından birinde hazırlandı. Riva çiftliğin tasarımı için, “Leo’nun canlandırdığı karakteri tam bir şeytan olarak gördüğüm için onu olabildiğince çok kırmızıyla kuşatmaya çalıştım” demiş ve eklemişti: “Django ve Schultz bana göre Batılı kahramanlardı, dolayısıyla onlara yumuşak tütün ve kehribar renklerini uygun gördüm. Her sette bu renkleri korumaya çalıştım. Filmin sonunda, her şey koyu renklere, daha kırmızıya ve daha ciddiye dönüyor. Çok karmaşık değil ama çarpışan iki dünyayı birbirinden ayırmama yardımcı oldu”.

Michael Riva “DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ”in yapımı sırasında vefat etti. “Michael Riva’yla çalışma ve onu yakından tanıma imkanı bulduğum için kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. Büyülü, hınzır, yaratıcı, çok zeki ve sıcak bir insan ve sanatçıydı” diyor Sher.

Candyland, Calvin Candie tarafından işletilen düşmanca, işlevsel olmayan, güçlü bir operasyonun çekirdeğidir. Tarantino’ya göre, “Amerikan İç Savaşı öncesinde Güney’in ilginç yanlarından biri şu ki o zamanlar kölelerinizin olması bugünkü büyük şirketlere denk olmanız demekti. O zaman da büyük şirketler vardı ama ailelerden oluşuyordu”.

 Leonardo DiCaprio Candyland’in kendi adını taşıyan sahibi Calvin Candie’yle ilk kez gerçek bir kötü adamı canlandırdı. Sher’in DiCaprio’yla ilgili yorumları şöyle: “İşine gösterdiği bağlılık ve ciddiyeti insanların fark ettiğini sanmıyorum çünkü o çok sessiz, alçakgönüllü ve içine kapanık biri. Genç bir adamken, “THIS BOY’S LIFE”ta Robert DeNiro’nun öğrencisi oldu. O, çalıştığı sinemacıları önemseyen, zekasını, özverisini, gerçeğe gitgide daha yakın olma arzusunu ortaya koyan bir aktör”.

Django Unchained 06

Tarantino ise aktör için şunları söylüyor: “Bana projeyle ilgilendiğini söyledi. Senaryodaki karakter için çok spesifik olmamaya, onu fazla anlatmamaya çalıştım ki yoruma açık olsun. Ama, düşündüğüm şey, muhtemelen, yaşça daha büyük bir aktördü. Sonra Leo senaryoyu okudu ve bir araya gelip konuşmaya başladık”.

DiCaprio bir etki yarattı ve Tarantino’nun karaktere ilişkin konsepti değişim gösterdi. “Birden bire bu adamı bir Caligula, bir çocuk imparator olarak yeniden yaratmanın çok daha kolay olacağını hayal ettim” diyor Tarantino ve ekliyor: “Babasının babasının babası pamuk işine girmiş, babasının babası bunu devam ettirip kârlı bir iş hâline getirmiş, babası da daha da kârlı bir hâle getirmiş. Şimdi, pamuk işini devralma sırası dördüncü nesil Candie’de ve bu onu sıkıyor. Pamuk onun umurunda değil: Bu yüzden Mandinka dövüşçülerine meraklı. Hırçın bir çocuk prens. O, Versailles’daki XIV. Louis. Dolayısıyla, bu fikirle, Güney’de bir Kral XIV Louis’yle oynama fikri gerçekten hoşuma gitti. Candyland yaklaşık 105 km. uzunluğunda, tamamen içine kapalı bir topluluk. Burası bir derebeylik. Candie bir kralın yetkilerine sahip; insanları idam edebiliyor, ya da ne isterse onu yapabiliyor”.

Remar, Candie’nin mantığı için, “Karakterin en alçakça yönlerinden biri şu ki kendine özgü bir cazibesi var. Ayrıca, yanlış bir şey yaptığını pek düşünmüyor” diyor ve devam ediyor. “Çok fazla parası, çok fazla gücü, çok fazla vakti var ve insanların hayatlarına hükmedebiliyor. O bir Caligula. Oldukça deli ama her şeyi haklı gösteriyor. İnsanlar Leo’dan hoşlanmayacak, ama çalışmasına saygı duyacaklar. İzlediğimde beni kendine fazlasıyla çekiyor. Leonardo çok titiz. Ayrıntılara oldukça önem veriyor”.

Billy Crash’i canlandıran Walt Goggins, Candyland’in girift hiyerarşisine dikkat çekiyor: “Billy Crash bu çiftlik düzeninin bir parçası çünkü durumu fazlasıyla iyi. Billy Crash ve Stephen bu kârlı değirmenin suyunun akması gerektiğini çünkü paralarının oradan geldiğini çok iyi anlamışlar; ve Candyland’de hayat onlar için son derece güzel”.

 Samuel L. Jackson’ın canlandırdığı Stephen belki de Candie’yle en karmaşık ilişkiye sahip kişi. Aktör bu konuda şunları söylüyor: “Los Angeles’te masa etrafında okumalara başladığımızda karakterle nereye gitmek istediğimi, onu kim olduğunu ve ne olmasını istediğimi anladım. “Leo ile aramızda iyi yürüyen ilginç bir ilişki var, tıpkı Django’nun Dr. Schultz’la arasındaki gibi. Öte yandan, onların ilişkisi neredeyse bizimkinin gölgesinde kalıyor”.

Jackson şöyle devam ediyor: “Babasının zamanından beri buradayım, ve muhtemelen çocukken onunla çok zaman geçirdim, onu bir bakıma ben büyüttüm. Adeta bir baba gibiyim. Kendi başımızayken toplum içindekinden farklı bir ilişkiye sahibiz. Leo’nun çizdiği portre olağanüstü; benimle baş başayken eskiden baktığım, bir şeyler öğrettiğim ve konuştuğum çocuk oluyor; onu hizaya getirmek, neler olup bittiğini sağlamak konusunda ona karşı sertim”.

Jackson, Stephen’ın yaşlı ve yıpranmış görüntüsünün tasarlanması için makyaj sanatçıları Allan Apone ve Jake Garber’la çalıştı. “Tanrı’ya şükür, Quentin orada bizimleydi ve makyaj tam istediği gibi olana kadar bekledi. Bu noktaya gelene kadar sekiz dokuz deneme makyajı yaptık” diyor aktör.

Waltz ve Cayouette daha önce Tarantino’yla çalışmış olsa da, Tarantino’nun Jackson’la olan bağı tüm ilişkileri gölgede bıraktı. Foxx esprili bir dille, “Quentin ile Sam’in ilişkisi insanı kıskandırıyor, ‘Vay canına. Bu adamlar birbirini tanıyor’ diyorsunuz. Bundan böyle Quentin ile bu tip bir ilişkim olması için sabırsızlanıyorum” dedikten sonra, ekliyor: “Birbirlerini tanıyorlar, kolluyorlar, birlikte fikir üretiyorlar. Sanırım senaryoda bile olmayan müthiş şeylerle geldiler ama bu her şeyi daha da güçlendirdi. Samuel Jackson engel tanımıyor”.

Django Unchained 02“DJANGO UNCHAINED/ZİNCİRSİZ” Jackson’a daha önce “MOTHER AND CHILD” ve “LAKEVIEW TERRACE”ta birlikte rol aldığı Kerry Washington’la yeniden kamera karşısına geçme şansı da verdi. “Kerry’yle aynı yaratıcı ortamda olmaktan her zaman memnuniyet duyarım. O çok yumuşak, nazik ve güzel bir kişiliğe sahiptir; içindeki o güçlü şeyi örten bir kırılganlığı da vardır. Onunla etkileşim içinde olmak gerçekten hoşuma gidiyor. Ne zaman bir araya gelsek özel bir şeyler oluyor” diyor Jackson.

Foxx da şunları ekliyor: “Hepimizin en çok önemsediği kişi oydu. Quentin, Leo ve diğer herkesle konuşursanız, cehennem azabı yaşamak zorunda kalan kişi Kerry olduğu için hepimizin onun iyi olması için çabaladığımızı söyleyeceklerdir. Onun her gün bu azabı yaşadığını görmek çok zordu”.

Broomhilda’nın yabancı dili Washington için hoş bir değişiklik oldu. “Almanca öğrenmek bana gerçekten çok yardımcı oldu” diyen Washington, şöyle devam ediyor: “Rol bana teklif edildiğinde korkudan felce uğradım çünkü duygusal açıdan ne kadar zor olacağını hissettim. Role nasıl gireceğimi bilemedim. O süreç içinde kendim için endişelendim çünkü Broomhilda’nın dünyasının ne kadar acımasız olduğunu sezebiliyordum. Almanca dersleri ve kafamı Almanca’ya vermek Broomhilda’yla ilk başta duygusal açıdan bezdirici olmayacak şekillerde bağ kurmama katkı sağladı. Onun o yanını geliştirmek karaktere kederden soluksuz kalacakmışım gibi hissetmeden yaklaşmama yardım etti”.

Laura Cayouette, Candie’nin kız kardeşi Lara Lee’yi canlandırdı. “Bence Lara’nın Candyland’de ve filmdeki rolü bu çok ama çok acımasız dünyaya bir parça güzellik katmak” diyor Cayouette ve ekliyor: “Daha geniş anlamda, bana kalırsa o, Güney’i temsil ediyor. Erkeklerin çarpışmak için savaşa gittiği bir dönemde, öyle süslü giyinmenin ve o şekilde saçlarını yaptırmanın gülünçlüğünü ve güzelliğini temsil ediyor”.

Kostüm tasarımcısı Sharen Davis, “Onu ilk gördüğümüzde, biraz Blanche DuBois havası var. Bunu başarıyor. Bir sonraki değişiminde, başında tacı ve kraliyet renkleriyle Kraliçe Elizabeth gibi oluyor. Onun tüm hayatı giyinip kuşanmak. Artık evli değil, ev halkının başı. Aile zengin olduğu için, her zaman havalı” diyor.

Moguy’i canlandıran Dennis Christopher bu yapımın kendisine köleliğin gerçeklerini incelemek için beklenmedik bir fırsat verdiğini düşünüyor: “Kölelik tarihteki küçük bir çentik değil. Bu ülkeyi kuran şeylerden biri; ve içerdiği temsil ettiği acımasızlık gerçekten dönüp bakmamız gereken bir şey. Yapıma başlamadan önce bol miktarda araştırma yaptım ve gördüm ki okulda bu konuda gerçekten çok az şey öğrenmişiz. İnsanın kötülüğün ne kadar dibine inebileceğini bilebilmek için bu konuyu konuşmamız, konuşmayı başlatmamız ve örneklendirmemiz şart”.

James Remar yapıma bir kez daha, bu sefer Candie’nin koruması Butch Pooch’u canlandırmak için döndü. “Ben Güneyli değilim, çok profesyonel bir korumayım ve Candyland’daki tüm o yaşantıyla pek ilgili değilim. Bir tek görevim var, o da Calvin Candie’yi korumak” diyor Remar.

Yapım ekibi Los Angeles bölgesine son bir kez giderek 24 Temmuz 2012’e çekimleri tamamladı. “Tam bir maceraydı” diyen Washington, son olarak şunları söylüyor: “Bir hafta Wyoming’de, sonraki hafta Louisiana’da ve sonra da Los Angeles’teydik. Nasıl ki filmdeki ana karakter karısını bulmak için Amerika’yı baştan başa geziyorsa, biz de aynı şeyi yaptık. Bana göre, bu filmi yapma macerası ve Django’nun yaşadığı macera aşk adına yapılan destansı yolculuklar ki ben bunu gerçekten muhteşem buluyorum”.

Django Unchained poster 3

blank

Öteki Sinema

Öteki Sinema editörleri Prometheus'un David'i gibi... Siz uyurken bile, hoşunuza gidecek yazıları buluyor, itinayla hazırlıyor ve yayına sunuyor. Öteki Sinema çalışıyor!

1 Comment Leave a Reply

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Total Recall / Gerçeğe Çağrı Yapım Notları

Philip K. Dick’in ünlü kısa hikayesinden esinlenilen “Total Recall/Gerçeğe Çağrı”
blank

Arzuladığın ve Korktuğun Her Şey: Hayal Adası

Hayal Adası filminde gizemli Bay Roarke tropik bir adaya gelen