Fatih Danacı İmzalı Dolunay Öyküleri Raflarda

Öteki Sinema yazarlarından Fatih Danacı yeni kitabı Dolunay Öyküleri ile yeni yılın ilk ayında raflardaki yerini aldı. Araştırma ve inceleme türündeki kitapları ve makaleleriyle bilinen Danacı’nın son kitabı ise korku ve gerilim öykülerinden oluşuyor. Kitabın bir de sürpriz konuğu var: Giovanni Scognamillo.

Fatih Danacı, iki yılın ardından yeni kitabıyla raflardaki yerini aldı. Bilge Karınca etiketiyle geçtiğimiz günlerde satışa sunulan kitap yayınevinin Kara Dizi kitaplığına ait. Yayınevi korku türüne özel ilgi gösteriyor, daha önce çıkardığı kitaplara bakıldığında klasik korku edebiyatının bilindik eserleri göze çarpıyor. Dolunay Öyküleri, Danacı’nın yıllar içinde kaleme aldığı 12 öyküden oluşuyor. Her dolunay için bir öykü! Ancak içindekiler bölümünde 13 öykü var. Bu, 13 rakamının uğursuz olmasıyla ya da korku anlatılarında işgal ettiği yer ile alakalı değil, çok daha farklı bir anlama sahip. 13. öykünün hikâyesini Danacı kitabın önsözünde şu şekilde anlatıyor.

[box type=”note” align=”” class=”” width=””]

“Kitabın adı dolunay ile alakalıysa ve bir yılda on iki dolunay yaşanıyorsa kitapta da ederince öykü olmalı. Her dolunayda okunması için güzel bir vesile kanımca. Ancak aynı ay içerisinde iki kez dolunayın gerçekleştiği de olur, böyle durumlarda “Mavi Ay” denilen on üçüncü dolunay gözükür. Ender bir durumdur, tıpkı bazı hayatlar, bazı insanlar gibi…

Kitaptaki öykü sayısını bir arttırmak istediğimde Alessandra Scognamillo’yı aradım. On üçüncü öykü olarak Gio’nun eski öykülerinden birine yer vermek istiyordum. Teklifimi ilettiğimde tereddütsüz kabul etti. “Açlık” adlı öykümde, Gio’nun “Dehşet Öyküleri” kitabındaki “Cinayet Var” isimli öyküsüne atıfta bulunuyordum ve öykümün tamamlayanı olması ümidiyle seçimimi bu yönde yaptım.”

[/box]

Kitaptaki öyküler, dâhil edildiği Kara Dizi isminden de anlaşılacağı üzere korku ve gerilim öyküleri. Ancak öykülerin temelinde korku, gizem ve fantastik unsurlar iç içe geçmiş durumda. Toplumdan ayrıksı karakterlerin (ötekileştirilenlerin) içinde bulundukları durum aynı zamanda trajik ve melankolik bir atmosfer de yaratıyor. Pek çok öyküde hissedilir olan bu husus, öykülerin dramatik yönünü de arttırıyor. Bazen bir an anlatılıyor (durum öyküsü), bazen de bir süreç (olay örgüsü) işleniyor.

Öykülerin anlatısı, doğal olarak bu topraklar üzerine kurulu. Ancak Anadolu öyküleri ya da halk söylenceleri olarak kesinlikle değerlendirilemez. Mekânlar, kişiler ve anlatılar bu yönüyle evrensel denilebilir. Bazı öyküler doğrudan İstanbul’u anlatsa da, bazı öykülerde İstanbul’u bulmak mümkün. Bazen ince bir mizah eklentisi de göze çarpıyor, özellikle “Perili Ev” hikâyesine atıfta bulunan “Kedili Ev” öyküsü buna örnek gösterilebilir. Kitabın en etkili anlatısı olarak Siyah Kanat gösterilebilir, tabii bu durum okurdan okura değişkenlik gösterecektir. Danacı’nın yıllar içinde kaleme aldığı öykülerden oluşan Dolunay Öyküleri türün meraklıları için ilgi çekici bir içeriğe sahip.

Kapanışı ise kitabın arka kapak yazısı ile yapalım.

[box type=”note” align=”” class=”” width=””]

“Korkmak, muhakkak bir ihtiyaçtır; aksi takdirde eğlence parklarında bulunan korku tünellerine neden ihtiyaç duyulsun ki? Edebiyatın da korku tüneli korku ve gerilim öyküleridir. Bu türde açılan labirentlerden biri de elinizde tuttuğunuz bu kitap. Dolunay Öyküleri’nde karanlık zihinleri, gerilim yüklü olayları ve fantastik hadiseleri bulacaksınız. Kimi zaman hastalıklı bir zihnin içinde dolaşacak, kimi zaman yaşam ve ölüm kavramını sorgulayacaksınız. Her bir dolunay için bir öykü diyen Fatih Danacı’nın hayal dünyasından çıkmış 12 öykü ile tanışacaksınız. Ama unutmamak gerek, bazen 12 dolunaydan fazlası gerçekleşir ve Mavi Ay olarak adlandırılan on üçüncü bir dolunay daha gözükür. Böylesine nadir doğa olayı için kitabın özel konuğu olmalıdır ve bu isim de korku türünün üstadı Giovanni Scognamillo’dan başkası olamaz. Türün meraklılarına keyifli okumalar.”

[/box]