“Resmi tarih yalanlarla doludur” derler. Mümkündür ama ‘tarih yazma’ işinin bizi ilgilendiren kısmı sinema, özellikle de Türk sinemasının tarihidir.
Türk sinemasını başlatan eser olarak belleklendirilmeye çalışılan “Ayestefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı” filmine itirazım var örneğin. Eğer Türk sinemasını cumhuriyet ile başlatmayıp Osmanlı köklerine ineceksek Manaki Kardeşler’i görmeden edemeyiz ama ediyoruz. Üstelik bunu yapanlardan bazıları da kelli felli eleştirmenler…
Bugün daha küçük bir yanlışı düzeltmeye çalışacağız, gözden kaçacak, ihmal edilecek kadar küçük ancak Türk korku sinemasını çok önemseyen bizler için önemli…
İlk Türk korku filmi olarak hala Drakula İstanbul’da filminin dillendirilmesine alışığız ancak ilk Türk korku filmi Aydın Arakon’un yönettiği, 1949 yılı yapımı Çığlık adlı filmdir. Esrarengiz ve boş bir konakta geçen, daha çok atmosfere dayanan bir filmdir ve ne yazık ki hiçbir kopyası günümüze kadar ulaşamamıştır. Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Aydın Arakon’un, yapımcılığını Murat Köseoğlu ve Nazif Duru’nun yaptığı, başrollerinde Muzaffer Tema ve Emine Engin’in yer aldığı filmde, bir doktor fırtınalı bir gecede, bir köşke sığınmak zorunda kalır. Köşkte miras meselesi nedeniyle dayısı tarafından delirtilmiş bir kızla karşılaşır. Doktor, bu karanlık ve deli kızın çığlıkları ile inleyen köşkte birileri tarafından öldürülmeye çalışılır.
[box type=”shadow” ]Çığlık filminin gösterim tarihi, Vikipedi sayfasında 24 Nisan 1949 olarak belirtilmiş ancak yazarımız Fatih Danacı, Milli Kütüphane arşivlerine girip o tarihteki gazeteleri incelediğinde, 24 Nisan’da Çığlık filminin reklamlarının verilmeye başlandığını ve bu duyurularda ısrarla “Salı günkü ilk gösterimimize bekleriz” dendiğini işaretledi. Bu durumda Vikipedi’deki madde hatalı, filmin ilk gösterim tarihi 26 Nisan 1949…[/box]
Kopyaları bir yangında yanan depoda kaybolduğu için (belki de siyah beyaz peliküllerin içindeki gümüşü çıkarıp para kazanmak isteyen aklı evveller yüzünden) Çığlık filmini izleyemedik, bu gerçekten büyük bir kayıp ancak yine Fatih sayesinde filmin ilanıyla ilgili nefis gazete küpürlerine ulaştık. Afişi ve birkaç lobisi dışında bir materyale ulaşabilmiş olmak bile heyecan verici ve bunu da okurlarımızla paylaşmak istiyoruz.