“Hayalet, bir insanın özü gibidir. Bir kişiyi tümüyle güneşte kurumaya bırakırsanız geriye kalan bir duygunun cesedidir.” -Guillermo del Toro
Oscar adayı GUILLERMO DEL TORO annelerinin öldürüldüğü gün ormanda kaybolan iki küçük kızın akıllardan çıkmayan hikayesini anlatan doğaüstü gerilim filmi MAMA’yı sunar.
Babalarının annelerini öldürdüğü gün, iki kız kardeş Victoria ile Lilly evlerinin yakınlarındaki ormanda kaybolur. O zamandan beri amcaları Lucas ve kız arkadaşı Annabel kızları aramaya devam eder. Ama çocuklar yıkık dökük bir kulübede inanılmaz bir biçimde bulunduklarında çift, evlerine aldıkları tek misafirlerin kızlar olup olmadığından şüphelenmeye başlarlar.
Yönetmen ANDY MUSCHIETTI, ilk sinema filmini, NEIL CROSS, kendisi ve BARBARA MUSCHIETTI tarafından yazılan Mama ile yapıyor. Film, Muschiettilerin övgüler alan kısa filmi Mamá’ya dayanmaktadır.
Del Toro, filmin sorumlu yapımcısı olarak görev yapmıştır.
Bir Annenin Sevgisi: Kara Masal Başlar
2008 yılında film sektörünü bir anda fetheden ünlü kısa filmlerine dayanan Mama uluslararası reklam yönetmeni Andy Muschietti ile kız kardeşi, yapımcı Barbara Muschietti’nin yaptığı ilk sinema filmidir.
İspanyol kardeşler, kısa filmi bu tarzda bir alıştırma yapmak ve Andy’nin mizahi reklam filmlerinin yanı sıra karanlık eserler de yaratabileceğini göstermek için 2006 yılında sadece bir gün içinde tamamlamışlar. Filmde iki küçük kız, Victoria ve Lilly’yle evlerinde ele geçirildiklerinde ve bir şeyden ya da birinden korktuklarında karşılaşıyoruz. Onları, sadece “Mamá” olarak bilinen hayali bir yaratıktan kaçmaya çalışırlarken ve evlerinin bir ucundan diğerine koşarken, sonunda da bir koridorun ucunda saklanacak bir yer bulamadan sıkışıp kaldıklarını izliyoruz.
Rağbet gören genç yönetmen ve yapımcısı tarafından görüntülerin montajlanması ve görsel efektlerin eklenmesi için 2 yıl daha geçecekti. Kısa film tamamlanıp dağıtıldığında uluslararası festivallerin ve sonunda da sektörün dikkatini çekmişti. Muschiettiler kısa filmlerinin başarısını ilkel bir arketipin üzerindeki oyunla kışkırtılan derin korkuya ve özlüğüne bağlıyor.
Barbara Muschietti, projeden söz ederken şöyle anlatıyor: “Biz korku janrının tutkunlarıyız. Bunlar da kendi filmlerimizi yapma hayallerimizi devam ettiren filmlerdir.” Barbara, erkek kardeşiyle birlikte çalışma konusunda da eşit derecede isteklidir. “Yaptığımız işte bu kadar güçlüyüz çünkü birbirimizin arkasında duruyoruz.”
Andy Muschietti, ikisinin de ilk işbirliklerinde bir sinema filmi yapabileceklerini fark etmeye iten şeyin bu ilişkileri olduğunu söylüyor: “Barbara, büyük bir film yapmayı isteyeceğim iyi bir dost. Aynı zamanda benim kardeşim ve beni korumak istiyor.”
Kısa film, çoğu yönetmenlerinin ilk denemesi olan 20’ye yakın film yapan üretken yazar/yönetmen/yapımcı Guillermo del Toro’nun dikkatini çekmiş. Kendisi her yıl yüzlerce kısa film izler ve gelişmekte olan film yapımcıları daha büyük projelere geçiş yaparken onlara cesaret vermeye çalışır. Zaman zaman gerçekten özel bir proje bulur. Del Toro’nun asistanı kendisine Muschiettilerin çalışmasını gösterdiğinde de böyle olmuş.
Del Toro, Mamá’yı sinema filmine dönüştürme konusundaki ilgisini şöyle anlatıyor; “Kısa filmin ilk 10 saniyesinde Andy Muschietti’nin dramdan çok iyi anladığı anlaşılıyordu. Ben de çok etkilenmiştim. Andy gerçekten çok özgün biri.”
Del Toro’yu asıl etkileyen Muschiettilerin böyle güçlü bir korku hikayesinin merkezine iki küçük kızı koymaları olmuş. Meksika doğumlu film yapımcısı uzun süredir korku hikayelerinde çocukların zorunlu olduğunu düşünmekteymiş. Çünkü “korku hikayesinin kökleri masallardadır – Grimm’lerin masallarıyla Doğu Avrupa, Rusya ve Appalachia’daki halk masalları şiddet ve korkuyla doludur.”
Çocukların korku hikayesi, deli bir anne figürü olmadan neye yarayacaktı? Del Toro şöyle ekliyor; “Bence paylaşmayı sevmeyen bir anne, canavar olarak çok iyi bir fikirdir. Çünkü herkesin ister kendi annesi olsun ister bir arkadaşın ister hayali olsun tanıdığı böyle bir anne vardır.”
İzleyiciler bu masalları kucaklayarak, hayalet hikayelerini aktararak şüphe dolu hikaye anlatma tarzına uzun zamandır kucak açmıştır. Muschiettiler sinema izleyicilerini ilkel, ailevi seviyede dehşete düşüren doğaüstü bir gerilim yaratmak ve sadece bir canavarın değil, aynı zamanda abartılı bir şekilde canavarca bükülmüş derin bir insan duygusunun hikayesini anlatmak istemiş.
Muschiettiler, akıl hocalarının yardımıyla onurlandırılmış. Barbara şöyle söylüyor “Guillermo muhteşem bir öğretmendir. Bilgisini paylaşmayı sever. Teknik ve yaratıcılık açısından ve ticari anlamda çok şey öğrendik.” Del Toro bu rolden keyif alıyor ve Muschiettilere hiçbir zaman ilk filmlerinden daha iyi olmayacağını ve her zaman içgüdülerine güvenmeleri gerektiğini söylemiş. Barbara şöyle ekliyor;” Bize verdiği anlayış paha biçilmez. Hayatımızda olduğu için çok şanslı hissediyoruz.”
Gişe rekortmeni The Vow, janr yaratan Scott Pilgrim vs. The World’den Hollywoodland ve Talk to Me gibi daha ciddi daha başarılara sahip çeşitli projeler gerçekleştirdiği deneyim dolu yıllarını hatırlayan yapımcı J. Miles Dale, janra meydan okuyan filmin yapımı için Barbara Mushietti’ye katılmış. Del Toro gibi Dale’e de Mamá’nın yapımı cazip gelmiş. Çünkü kısa film için “heyecanlandırıcı ve sizi daha fazlasını isteyerek bırakıyor. Bir çocuğa neyin etki ettiği, ebeveyn olmanın anlamı ve destek ile sevginin nasıl farklı yollardan geldiği gibi evrensel temaları araştırıyor” diye düşünmüş.
Dale, uzun metraj filmle ilgili fikirleri konusunda filmin yönetmeniyle konuşmaya başladığında yapımcı karar vermiş. Dale şöyle anlatıyor; “Andy’nin en güzel yanı vizyonunu çok yaratıcı bir biçimde taşıyabilmesi. Çok iyi bir mizah anlayışına sahip. Heyecanlanmıyor. Her şeyi biliyormuş gibi yapmıyor. Fikir sorduğunda mutlu oluyor.”
Del Toro, kısa filmi atmosfer olarak kullanmak ve karakterlerini genişleterek senaryoyu sıfırdan yaratmak için Muschiettilerle bir araya gelmiş. Muschiettiler ilk taslağı yazmışlar Ardından del Toro “işe koyulmuş. Birkaç korku unsuru eklemiş.” Ama hepsi de senaryoyu biraz daha parlatmaları gerektiğine karar vermişler.
O iş de del Toro’nun “Hayran olduğum, saygı duyduğum ve bugün yaptığımız filmde taslağıyla her şeyi bir araya getiren senaryo yazarı” olarak tanımladığı Neil Cross’tan gelmiş. Senaryo ortaya çıkarken del Toro, Mama yaratığının bu iki umutsuz kızın üzerindeki kontrolünü ve annelerin çocuklarını korumak zorunda olduğu ilkel ihtiyacı takdir etmeye başlamış. Gerçekten de kızlara kendi bildiği tek yolla annelik yapmaktadır ve yeni kızlarını korumak için öldürecektir.
Hayaletlere açıkça inanan yapımcı, hayaletlerin çok insani özellikler taşıdığı hikayeleri aradığını itiraf ediyor. Şöyle anlatıyor; “Ormanda kaybolan iki kızın yıllarca sahiplenici, boğucu anne sevgisiyle yok olmuş, deli bir hayalet tarafından benimsenmiş ve bakılmış olması fikrini çok sevdim. Asıl sorunlar kızların kurtarılıp şehre getirilmesiyle başlıyor.”
Doğal olarak Mama filminin uzun versiyonu kısa filmin teknik, görsel ve hikaye açısından genişletilmiş bir versiyonudur. Projeyi genişletmek hiç de küçük bir marifet olmayacaktı. Del Toroi Dale ve Muschiettiler geliştirme, kast seçimi ve çekimlerin her aşamasında işbirliği yapmışlar. Del Toro, kendi korku saçan filmleriyle ünlü olsa da bir konuda çok net; “Mama, Andy’nin filmi. Kendine özgü bir tarzla yapıyor. Bence oldukça muhteşem bir eser ve yaptığım hiçbir şeye benzemesi gerekmiyor.”
Muschietti, 30 saniye gibi kısa sürede hikaye anlatımı sanatında ustalaşmış, tecrübeli bir reklam yönetmeni olmasına rağmen filminin sorumlu yapımcısının güvenini ve desteğini takdir ediyor. “Guillermo bu filmde bizim için bir baba gibiydi. Başından itibaren en iyi işimizi yapmamızı istedi. Vaktini ve inanılmaz bilgisini cömertçe paylaştı, hep doğru yollara ilgi çekti, istekliydi ve hepsinden önemlisi içgüdülere güvenmeye inandığını bize gösterdi.”
Yönetmen şöyle anlatıyor; “Hikayeyi geliştirirken bazı konularda farklı fikirlere sahip olduğumuz birkaç küçük an vardı. Çoğunlukla bize bunun bizim filmimiz, bizim içgüdülerimiz olduğunu ve onu izlememiz gerektiğini hatırlattı. Guillermo’nun bize davrandığından daha iyi bir rehber isteyemezdiniz.”
Del Toro ise şöyle anlatıyor; “Bence Andy’nin önünde büyük bir kariyer var. İnanılmaz sakin, kendinden çok emin ve fikirleri için benimle bile savaşıyor olmasına hayranım.”
Kayıp Çocuklar ve Yeni Ebeveynler
Mama’da başrolleri canlandıracak oyuncuları seçerken, o dönemdeki yıldız güçlerine bakmaksızın doğru oyuncuları seçmek önemliydi. Film yapımcılarının doldurması gereken önemli bölümler Victoria ile Lilly’nin ormanda bulunmasından ve medeniyete dönmesinden sonra yeni ailenin bir araya gelmesiydi. Olasılık dışı kurtarıcıları Lucas amcaları ile onun yabani çocuklara annelik yapmaya hazır olmadığını itiraf eden yabani çocuk kız arkadaşı Annabel’dir.
Özgür ruhlu Annabel, kayıp yeğenlerini aradığı yıllar boyunca erkek arkadaşını desteklemiştir. Kızların bulunmalarından sonra başta kızların bakımına karışmaya direnmiş ama sonunda onlarla birlik olmuştur.
Rol için oyuncu seçimi başladığında oyuncu Jessica Chastain, Terrence Malick, John Madden ve Al Pacino gibi yapımcılarla önceden çalışmıştı. Ama filmlerinden çok azı çıkmıştı. Bu yüzden hala büyük oranda tanınmıyordu. Bu durum, kariyerinin stratosfere yükseldiği 2011 yılında tümüyle değişecekti.
Del Toro, Chastain’e dikkatini çektiği için yapım sorumlusu RUSSELL ACKERMAN’ı takdir ediyor. Sorumlu yapımcısının Jessica’nın çalışmalarından etkilendiğini söylemeye de hiç gerek yok.
Zamanı geldiğinde, aralarında kendisini tüm dünyadaki izleyicilere tanıtan, Oscar adayı olan performansıyla The Help’in de olduğu 2011 yılındaki çalışmaları vizyona girdikçe Chastain’le ilgili konuşmalar da başlamış. Del Toro şöyle anlatıyor; “Mama’daki en büyük zaferimiz Jessica Chastain’e rol vermek oldu. Büyük gücünü ve aynı zamanda büyük hassasiyetini göstermek konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip. Hemen onunla ilgilenmenize yol açan gözle görünmez bir yeteneği var.”
Yönetmen, ayrıca yapımdaki Annabel karakterine övgüler sunuyor; “Jessica güzel bir insan ve inanılmaz yetenekli bir oyuncu. Annabel’e hiç hayal etmediğim bir acı ve hayat boyutu katmak için kendi içine dönüşüne sonsuza dek minnettar kalacağım. Beyaz perdede hissettiğiniz çok büyük duygusal yatırımlar yaptığı yoğun anlar vardı. Onunla çalıştığımız için çok şanslıyız.”
Chastain, rahat olduğu alanlara meydan okuyan projeler aradığını kabul ediyor. Mama’yı okuduğunda da hemen etkilenmiş. Şöyle anlatıyor; “Korku filmlerinin büyük bir hayranıyım. Mama çok korkunç ve daha önce yaptığım hiçbir işe benzemiyor.” Ayrıca karakterinin büyük değişimine de yanıt veriyor; “Annabel’in kızların vasisi olmakta tereddüt ederken onlara zarar gelmesine izin vermektense ölmeyi tercih ettiği bir noktaya gelmesine bayılıyorum.”
Oyuncu, Muschiettilerin filmlerinden ucuz korku öğelerini hedeflememelerini takdir ediyor. Daha doğrusu, doğa üstü olduğu kadar psikolojik de olan bir gerilim inşa ettiklerini biliyormuş. Chastain şöyle anlatıyor; “Mama, Annabel’i öldürmeye çalışıyor. Çünkü Annabel, kızların sevgisine takip. Mama, kızlar en çok Mama’yı sevdiği sürece onların Annabel ve Lucas’ın evinde yaşamasını sorun etmiyor. Ama kızlar Annabel’in sıcaklığını keşfettikleri anda Annabel’den Mama’dan asla alamayacakları bir şeyi alabileceklerini görüyorlar. İttifaklarının değiştiğini görmeye başlıyorsunuz. Evdeki olayların cehenneme dönüşmesinin nedeni de budur.”
Kıyafet, saç ve makyaj bölümlerinin işbirliği ile Andy Muschietti, Chastain’le birlikte çalışarak Annabel’in gönülsüz kahraman ve kuzgun saçlı, 30 yaşındaki ergen görünümünü yaratmış. Del Toro, karakterin hayata geçişini ilk gördüğünde şaşırdığını itiraf ediyor. Gülerek şöyle anlatıyor; “Annabel’in görüntüsü beni çok şaşırttı. Dövmeler, siyah saçlar. Ben tamamen farklı bir yol izlerdim. Ama onu gördüğüm anda kim olduğunu hemen anladım.”
Hem Lucas Desanges’ın rolünü hem de ikiz kardeşi, Wall Street’teki yatırımcı Jeffrey’nin rolünü canlandıracak olan oyuncunun, kızlarını ormana götürmeden önce kırılma noktasına sürüklenen bir babayı resmedecek biri olması gerekiyordu. Dale, Lucas karakterinin iç yüzünü anlatıyor; “Kızların amcası büyük bir sorumluluk hissediyor. Çünkü ortadan kayboldukları gün neler olduğunu kimse bilmiyor. Bu sırrı ortaya çıkarmak istiyor. Ama sonuçta babalık tam olarak hazır olduğu bir rol değil. Bildiği çok fazla şey var. Bu yüzden bu yolculuğa körü körüne sadece sevgisinden dolayı çıkıyor.”
Yönetmen ve yapımcılar Lucas/Jeffrey rolü için Hollywood’da ve Avrupa’da çok sayıda başrol oyuncusunu denemişler. Ama oyuncularında aradıkları konusunda hepsinin çok farklı fikirleri varmış. Del Toro şöyle anlatıyor; “Andy bir yönle ilgileniyordu, stüdyo başka bir yönle ilgileniyordu. Sonra birden Nikolaj Coster-Waldau’nun okumasını izledik ve bir araya geldik. İşi kotarabilecek kişiydi.” Del Toro, Game of Thrones yıldızının “dengeli ve güvenli olma anlayışı saçtığını” söyleyerek, Annabel’e bu çılgınlığa girmeyi düşündürmeyi başarabilecek biri olarak inanılır olmasını sağladığını vurguluyor.
Coster-Waldau, projenin beklediğinden çok uzak olmadığını söylüyor. “Hikayenin janrını biliyordum. Ama o şeklide gelişmesini beklemiyordum. Sanki gazetede okuduğunuz aklını kaybedip buhran geçiren, kendisini ve tüm ailesini öldüren korkunç haberleri okumaya benziyordu. Hikaye böyle başlıyor. Sonra bir anda çok farklı bir yöne gidiyor. Ama Andy ile Barbara’nun kısa filmini izlediğimde Andy’nin kamerada benzersiz olduğunu açıkça gördüm. Kısa filmin çocuklar ve Mama hakkında olmasını çok sevdim. Onları adeta hissediyorsunuz.”
Chastain’ın belirttiğine göre, Coster-Waldau Mama yaratığının dehşet saçan kıskançlığından etkilenmiş. Coster-Waldau şöyle anlatıyor; “Çocuklarla karşılaştıkları insanlar arasında duygusal bir bağ olmadığı sürece Mama için sorun yok. Ama duygusal bir tehdit olduğu anda devreye giriyor ve öfkeleniyor. Başlangıçta kızlarla bağlantı kuran Lucas’tı. Bu yüzden tehdit altında ve onu çok özel bir biçimde merdivenden aşağı itiyor.”
Beş yıl boyunca ormanda bırakılan yabani kızların önemli rolleri için Victoria rolü 10 yaşındaki Megan Carpenter, küçük kız kardeşi Lilly rolü için ise sekiz yaşındaki Isabelle Nélisse seçilmiş. Kızların ikisi de gerilim filminin çoğu sahnesinde yer aldığı için film yapımcıları bu rollere oyuncu seçmenin hiç de kolay olmadığını biliyordu.
Barbara Muschietti, en büyük korkusunun çocuk kastların seçimi olduğunu itiraf ediyor. “Bu iki kızı bulmak konusundan çok korkuyorduk. Çünkü bu ağır malzeme fiziksel ve duygusal olarak onlardan çok şey bekliyor. Neredeyse filmin bütün sahnelerinde varlar.” Kanada genelindeki kast seçimleri için şöyle diyor; “Seçimler, en değerli iki küçük kızı ortaya çıkardı. Megan ve Isabelle muhteşem. Muhteşemler! İkisi de tamamen farklılar ama muhteşemler. Setteki herkes onlara aşık oldu.”
Dale süreci şöyle anlatıyor; “Çocukları seçmek çok içgüdüseldir. Sonra şansınızı denersiniz ve seçmelerde gördüğünüzün evden uzakta- bu durumda sıradan bir çocuğun gideceğinden daha karanlık bir yerde geçen zorlu çalışma günlerinde biteceğini görürsünüz. Megan ve Isabelle’in film boyunca taşıdıkları zarafetten ve neşeden çok etkilendim. Bizim gibi kötümser film insanları için ilham verici, taze bir soluk oldu.”
Andy Muschietti, kız kardeşiyle birlikte altı yıl önce yarattıkları iki karakterin sinema filminde genç oyuncular tarafından canlandırılacağını düşünememiştir. Şöyle anlatıyor; “Victoria ile Lilly’nin farklı eğilimleri var. Ama ikisinin de duygusal açıdan çok şey yaşaması ve inandırıcı olmaları gerekiyor. Megan, 10 yaşında olmasına rağmen daha aklı başında, yetişkin türünde bir oyuncu. Isabelle ise daha iç güdüsel ve spontane. Ama ikisi de Jessica ile bağ kurdular ve kusursuz yoğunluğu aktardılar.”
Filmin ismini taşıyan karakterin rolüne gelince, Mama’nın kendisi de kısa filmden uzun metrajlı filme geçen son öğedir. Rol, hem iki yapımda da Andy’nin İspanyol korku filmi [Rec]’de izlediği ve karakter için kusursuz bulduğu, İspanyol oyuncu ve hareket uzmanı JAVIER BOTET tarafından canlandırılmış.
Sıra dışı beden özellikleri ve fiziksel yetenekleri, inanılmaz 2 metrelik boyuyla çok orantılıdır. Botet, Mama rolünde dikkatli, kasten ve dehşet saçarak hareket eder. Barbara Muschietti şöyle söylüyor; “Javier, tek kelime konuşmuyor ama çok şey anlatıyor.”
Del Tor, Botet’yi eskiden sık çalıştığı biriyle kıyaslıyor- del Toro’nun Abe Sapien, Pan, Pale Man ve the Angel of Death gibi filmlerinde büyüleyici karakterleri canlandıran benzersiz Doug Jones’la. Botet’in çalışmasını “performans sanatı, dans ve ürpertici mim “ olarak tanımlıyor.
Nihayet, Aliens’dan DANIEL KASH, yapıma Victoria ile Lilly’nin ormanda bulunması ve medeniyete dönmesinden sonra kızlardan sorumlu psikiyatr olan Dr. Dreyfuss olarak katılıyor. İlgisi başta özverili gibi görünse de doktorun kızları teşhis etme güdüsü tehlikeli bir hal alır. Tahmin edilebileceği gibi Mama, terapi önerileri ve takip eden tedavi planından hiç memnun olmuyor.
Dehşetin Görünümü: Mama’nın Tasarımı
Andy Muschietti, Mama karakterini “çürümeye bırakılan bir Modigliani tablosu” olarak hayal ettiğini söylüyor. Yönetmen , orijinal Mama’yı aynı zamanda pop sürrealizm de denilen “entelektüel olmayan” karanlık görsel sanatı, makyaj efektleri ve dijital animasyonlarıyla bilinen Chet Zar’ın ünlendirdiği tarza istinaden tasarlamış.
Yönetmenin yaygın çizimleri ve resimli taslakları Mama’nın görüntü yönetmeni Antonio Riestra’ya, yapım tassarımcı Anastasia Masaro’ya ve kostüm tasarımcı Luis Sequeira’ya filmin bütün çekimlerinde çok iyi karışmış bir renk paleti ve detaylı tarz seçimleri konusunda işbirliği yapmaları için ilham vermiş.
2011 sonbaharında Mama’nın yapımına başlanmış. Pinewood Toronto Stüdyoları ve Toronto içindeki ve çevresindeki lokasyonlar film yapımcılarına mevcut lokasyonları senaryonun tam belirttiği şekilde inşa etme ve uyarlama fırsatı vermiştir.
Mama’nın setlerini oluşturmak daha da karmaşık bir iş olmuş. Çünkü korkunun çoğunluğu zararsız bir banliyö evinde geçiyor. Ormandaki terk edilmiş kulübe bile 1950’lerin mimari örneğini temsil ediyor. Genelde bu janrda mekan olarak kullanılan ürkütücü bir şato ya da terk edilmiş bir malikane değil. Setlerin kendilerini sadece gerçekliğe bırakmaları gerekmez. Aynı zamanda izleyiciye en kötü korkularını yansıtabilecekleri alanlar sunmaları gerekir. Muschiettiler de istedikleri ve Barbara’nın “tehlikesiz ama çürümüş” dediği görünüme ulaşmak için yapım tasarımcı Masaro ve ekibine güvenmişler.
Masaro kendi adına renklere kaba bir parlaklık vermiş. Mama’ya duvarlardan giysi dolabına küflü bir şekilde belirme şeklinden, büyüyerek kızların kendine ait olduğunu iddia ederken kızlara sunduğu armağanlara kadar hep kahverengiler ve siyahlar eşlik ediyor. Çocukların orman dışındaki dünyayı keşfetme vakti geldiğinde renk paleti genişleyerek sarılar, maviler ve yeşiller eklenmiş. Kızların, Annabel ile Lucas’ın evlerindeki odası da Dr. Dreyfuss tarafından işletilen enstitüdeki yatak odası da samimi ve çocuklar için cazip olmalıydı. Ama yine de filmin tasarımının kalanıyla tezat oluşturacak doygun renkleri dışarıda bırakması gerekiyordu.
Masaro alanlar için çamurlu bir menzilde parlak renkler kullanmış. Görüntü yönetmeni Riestra ise ardından biraz daha yumuşatmış. Filmin geri kalanında da Andy Muschietti’nin yansıtmak istediği ve bize uzun zaman önce ölmüş olan Mama’nın her zaman ve her yerde hazır olduğunu bize sürekli hatırlatan kara ve can sıkıcı özelliği korumak için toprak renkleri kullanılmış.
Del Toro, filmin baş karakterini ne kadar çok ya da ne kadar az gösterdiği konusunda dizginleri ele alarak filmde korkuyu nasıl oluşturacağını bildiği için Andy Muschietti’yi övüyor. Del Toro şöyle söylüyor; “Görmemek ya da görmüş olduğunu hayal etmek, görmekten daha korkunç olabilir. Mama, etkisini kaybedecek kadar çok değil, izleyici tatmin edecek kadar gösteriliyor.”
Yönetmen, Muschietti’nin yarısı yazılı olan yarısı da yapım sürecinde bulunduğunu kabul ettiği, kendisiyle görüntü yönetmeni Riestra’nın yaklaşımını şöyle açıklıyor. “Korku yaratmanın bir yolu da izleyiciyi bakış açısından uzaklaştırarak görmek istediğini görmesine izin vermemektir. “tembel kamera” olarak bilinen bu aygıt stratejik olarak karakterleri unutur ve tansiyonu yükseltme etkisine sahiptir.”
Andy Muchietti, Mama’yı çekmek, oranlarını vurgulamak için doğru lensi bulduğu ve film boyunca görsel ilgiyi ve atmosferi ilave eden ışıklar için Reistra’ya övgülerini sunuyor. Riestra’nın filmle ilgili vizyonu karanlık ama bir tarzı var. Karakterlerin cildini vurgulayarak izleyicinin gördüğü ya da görmediği tepkilerini göstermek gibi önemli anlarda detayları koruyor.
Barbara Muschietti, iki kardeşten oluşan ekiple arasındaki dostluk reklam filmlerinde birlikte çalıştıkları döneme dayanan Riestra’yı şöyle anlatıyor; “bütün filmi doğru atmosfer, estetik ve görsel dokuyla donattı.”
Andy Muchietti, tasarım vizyonuna ulaşmak için Javier Botet ile birlikte, beden hareketlerini kontrol etmek konusunda bir dizi fiziksel test uygulamış. Sonunda birlikte oyuncunun doğru dengesini, protezlerini ve dijital efektlerini bulmuşlar. Korku, gerçek ve yaşayan Mama’nın fizikselliğiyle yayılmış. Zor olan da protezlerle bilgisayar efektleri arasındaki dengedir.
Ünlü Mr. X görsel efektler ekibi EDWARD TAYLOR yönetiminde Mama’nın saçındaki aşırı gerçekçi öğeyi sağlarken Montse Ribé ile David Martí’den oluşan Oscarödüllü İspanyol makyaj efektleri ekibi DDF Effects de Botet’in boynunu, parmaklarını ve vahşice çarpıtılmış yüzünü uzatarak bir hayaletin aklın alamayacağı kadar çok şey kaybettiğini gösteren protezlerini yapmışlar.
Görsel efektleri harmanlamanın büyük bir destekçisi olan del Toro, Muschiettilere de DDT efektlerini önermiş. Şöyle anlatıyor; “Onlara çok güvenirim. The Devil’s Backbone, Pan’s Labyrinth, Hellboy, The Orphanage’dan beri… Bence protez efektler konusunda şu anda dünyadaki en iyi ekiplerden biri. Dahi bir ekip ve Andy’nin Mama konusundaki fikirlerini yorumlayabileceklerini biliyordum.”
Kostüm tasarımcı Luis Sequeira, Andy’nin koza kavramına hayat vermiş ve Mama’nın uçuşan elbisesinin, dijital olarak yaratılan havada yüzen saçlarını yansıtmasını sağlamış. Saçlar henüz yaratılmadan ve oyuncu saçsız bir başlık takarken yapılması kolay bir görev değil. Mama film boyunca yürüdüğü, uçtuğu, büyüdüğü ve değiştiği için Sequeira’yı aynı elbisenin 15 farklı versiyonunu hazırlamak zorunda bırakmış. Her elbise, bütün sahnelerde uzun bir kuyruğu olan, dikişsiz tek bir elbise olarak görünmek üzere elde hazırlanmış ve boyanmış.
Yapım tamamlandıktan sonra del Toro, bir kaç yıl önce kısa film Mamá’nın yaratılmasından bu yana yapım ekibinin paylaştıklarını özetliyor; “Evrendeki en dirençli güç anne sevgisidir. Ama yolunda gitmediğinde çok belirli bir zorlayıcı dehşet üretir.”