Öteki Sinema’nın Kadın Yazarları Gururla Sunar!
Popüler kültürün PORNO LOBİSİ kodları
Kameranın icadından beri seks her zaman işin içinde oldu. İlk kameralarla çekilen ilk görüntüler, çıplak kadınların kameranın içinden geçerek onları izleyen erkeklere attığı utangaç bakışlardır. Oluşmakta olan sektörün geleceğini kodlarcasına, daha en başında soyundu kadın kameranın karşısında. Ardından gelen şov dünyası, sinema ve görselle örülü tüm her şey, pornoyla erotik arasında gerili yağlı urganın üzerinde dans ediyordu. E çünkü seks vardı, seks gerçekti…
Bayan Yanı 8 Mart Özel sayısı için, özel olarak hazırlanmıştır. Yazı editörü: Ezgi Aksoy / aksoyezgi@gmail.com
Amerika’da koca memeli kadınlardan seks ikonları yaratılırken, bu coğrafyada kadınlara memelerinden utanmaları öğretiliyordu o sıralarda. “Öpüşmeli film, yani porno” algısıyla tüm öpüşen kadınların “orospu” damgası yediği yıllar oldu ekranda ve dahi hayatta. Miki filmler nerede bitiyor, seksi kadınların aptal sarışını oynadığı romantik komediler nerede başlıyordu belli değildi. Daha doğrusu bu ikisi arasındaki çizgiyi belirginleştirmek istemiyordu seyirci. Fantazya, tüm dünyayı yönetiyordu. Kimilerine göre bu muhteşem bir şeydi, kimilerine göre ise insanoğlu sürreal bir fantezi dünyasında uyuşturulmuş kalmıştı.
Belki de porno lobisi en başından beri dünyayı ele geçirmek istiyordu. Dev memeleri ve kocaman penisleri ile porno yıldızları, istilacı bir uzaylı ırkı gibi, fani ve sıradan insan bedenlerini kontrol etmek isteyen birer yüce varlıktı. Amerika’nın Kaliforniya şehrindeki San Fernando Vadisi‘nde, nam-ı diğer “porno vadisi”nde kurulmuş onlarca “yetişkin filmleri” şirketinin bu porno lobisinden haberi var mıydı? Yoksa lobiyi bizzat onlar mı yönetiyordu? İnternet yasasıyla korunmak istendiğimiz bu porno lobisi gerçekten ne gibi bir tehdit teşkil ediyordu?
“Hiç kimse internetin etkilerini tahmin edemezdi. Engin bir mahremiyet, tesadüfi bir şiirsellik var; en tuhaf pornoları saymıyorum bile. Bütün insan deneyimi adeta yeni bir gezegen gibi kendini açığa çıkarıyor gibi görünüyor.” diyordu James Ballard 2004’te.
İşin özü; internet deneyimi insanoğlunun yegane deneyimi olma yolunda ilerlerken, pornonun tanımı da değişti. Youtube‘da cadı olduğu gerekçesiyle bir grup insanın ortasında canlı canlı yakılan genç bir kadını dakikalarca izleyebildiğimiz bu yeni internet deneyiminin kapıları, ardı ardına sevişenlere kapatılıyor. Oysa porno, hayatın bizatihi pornosu karşısında çoktan yenik düştü.
Buna karşılık şov dünyasında ve popüler kültürdeki her bileşende ucundan azcık porno bulmak mümkündür. Hollywood‘un icat edip dünyaya armağan ettiği ve kadından birer kedi yaratan romantik komedilerde, çizgi karakterleri kült birer arzu nesnesine dönüştüren tuhaf çizgi filmlerde, kariyerinin büyük çoğunluğunu gülümseyerek geçiren ve yatak sesiyle konuşan seksi divalarda, hardcore bir pornodan daha çok seks barındıran vıcık vıcık reklam filmlerinde, pin-up kızlarının “masum” pozlarında, Rihanna‘da, Türkan Şoray‘ın asla öpüşmüyor olmasında, Sasha Grey‘in “bedenim sanatımdır” dediği o enfes anda, derin yırtmaçlı gece elbisesi ile zombi avlayan Alice‘in kısık bakışlarında, Bertolucci‘nin ya da Jesús Franco‘nun şiirsel hayal dünyalarında can bulan filmlerinde…
Aslına bakarsanız, porno bize öğrettikleri kadar kötü bir şey değildir. Kötü olan, kadına dair doğal ve normal ne varsa hepsini yeniden kodlayan ve satan bu aşağılık porno lobisi! İşbu nedenledir ki benim de kadrosunda yer almaktan mutluluk duyduğum kardeş yayın Öteki Sinema‘nın kadın yazarları popüler kültüre derun bir bakış attı. Popüler kültürün ve şov dünyasının porno lobisini analiz etti. İşte hususi tabiatli porno lobisi: