1988 yılı mahsulü Slugs Muerte Viscosa, Juan Piquer Simon tarafından yönetilmiş olan İspanya/ABD ortak yapımı bir B-film. Slugs: The Movie olarak da biliniyor.

slugsCan Evrenol’un Katil Timsah Filmleri yazısını okuduktan sonra uzun zamandır bir ara seyrederim diyerekten kenarda köşede bıraktığım Slugs’ı izlemeye karar verdim. Tahmin edilebileceği gibi Slugs bir “katil hayvan” filmi ve konu itibarıyla türdeşlerinden çok da farklı değil. Yine insanlara saldırıp öldüren, normal boyutundan daha büyük bir hayvan var karşımızda. Bu seferki düşman ister inanın ister inanmayın ama kabuksuz sümüklü böcekler. Zaten “slug”  kelime anlamı itibarıyla kabuksuz sümüklü böceklere verilen isimmiş. (Gerçi filmi izlediğimde gördüklerimi sülüğe benzetmiştim ama söylediğim gibi bir tür sümüklü böcekmiş.)

New York’un küçük kasabalarından birinde iç organlarına kadar yenmiş halde cesetler bulunmaya başlar. Kahramanımız Mike Brady olayı diğer yetkililerden daha önce çözer ama klasik olarak kimseyi inandıramaz. Hiçbir yetkiliden yardım alamayınca bu işi kendi başına halletmeye karar verir. Lisedeki laboratuar görevlisi John Foley ve kanalizasyon işçisi Don Palmer’ı da yanına alarak müthiş mücadelesine başlar. Kasabanın (ve belki de insanlığın?) kurtuluşu onların ellerindedir.

Konu tanıdık geldi değil mi? Kahramanlarımızın isim ve mesleklerini değiştirip polis şefi Martin Brody, deniz biyolojisti Matt Hooper ve balıkçı Quint yapalım. Mekânı da Amity Adası olarak değiştirelim. Yukarıda yazdığım özet konuyu tekrar okuduğunuzda Jaws‘ın (1975) konusunu okuduğunuzu fark edeceksiniz.

Görüldüğü üzere konusunu direkt olarak Jaws’ın iskeleti üzerine oturtan filmin senaryosu, selefindeki gibi başarılı olamıyor. Amatör ötesi oyunculuklar, evlere şenlik diyaloglar, görüntülerle senkronsuz gerilen müzikler ve berbat ses düzeni gibi B-filmlerde alışageldiğimiz lezzetler burada da fazlasıyla mevcut. Özel efektler ise şaşırtıcı derecede başarılı.

Filmde çok fazla absürt sahne var. Gerçi sümüklü böceklerin insanlara saldırıp onları öldürebileceğine inanıp bu filmi izlemişsek, absürt diye adlandırdığım sahnelere hiç takılmamak gerekiyor ya, neyse, ben gene de birkaç tanesinden bahsetmeden duramayacağım.

slugs1-tile

Sera sahnesinde bahçe işlerini yapan yaşlı amcam, bir ara eldivenlerini çıkarır, bir şeyler almak için seradan çıkar, o esnada kabuksuz sümüklü böceklerden birkaçı eldivenin içine girer, geri dönen yaşlı amcam eldiveni giyer (giyerken içindekileri nasıl fark etmez tam bir muamma), birden bağırmaya başlar (kabuksuz sümüklü böceklerin elini ısırdığını düşünüyoruz), elini sağa sola vurmaya başlar, kabuksuz sümüklü böcekler ölmez (niye ölmüyorlar ki?), bu durumda yaşlı amcam aklına gelen en mantıklı şeyi yapar (sanırım yapılacak en mantıklı şey eldiveni çıkarmaktır değil mi? hayır), eline geçirdiği balta ile elini bileğinden koparır.

Kahraman üçlümüzden kasabanın lisesinde laboratuar görevlisi olan John Foley de inanılmaz bir karakterdir. Brady’nin kendisine getirdiği numune kabuksuz sümüklü böceği inceleyip bir iki gün içinde hepsinin kökünü kurutmak için gerekli olan kimyasal maddeyi hazırlar. (Yahu yazık değil mi sana, madem bu kadar yeteneklisin ne işin var ücra bir kasabanın lisesinin laboratuarında?)

Hele final sahnesi! Gerçekten akıllara ziyan bir şekilde son bulur film. Evet, kahramanlarımız kabuksuz sümüklü böcekleri yok etmeyi başarırlar ama kasabanın neredeyse tamamını yok ederek.

Sonuç itibarıyla bir hayli eğlenceli bir film olan Slugs: The Movie, devleşerek insanlara saldıran hayvanlar mitosunun en uçuk örneklerinden biri olmayı sonuna kadar hak ediyor.

Öteki Sinema için yazan Murat Kızılca

blank

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

10 Comments Bir yanıt yazın

  1. Bu filmin İspanyol-ABD ortak yapımı olduğundan, hele de asıl adının Slugs Muerte Viscosa olduğundan hiç haberim yoktu. Bir de arşivim “hiç fena değil” diye düşünüyorum.

    Böyle katil küçük hayvanlı filmlerde bu şirin şeyler benzeri bir ses çıkarıyorlar. Kedi/yılan tıslaması gibi bir şey. Nedense bu filmde bu klişeyi kullanmaları batmamıştı. Hem düşünsenize, katillerin bu kadar atik canlılardan oluşması fikri bile heyecan verici değil mi?!

  2. az once izledim filmi Murat, hakikaten absurd ve “Jaws” kliseleriyle dolu ama yer yer suluklerin saldiri sahneleriyle cok eglenceli bi filmmis!

    Deney faresine saldiran suluk, adamin elini isiran suluk, restorandaki burnundan ictigi suyun icine kanlar akmasi gibi sahneler hakikaten eglenceliydi.

    Ayrica filmin sonunda adam sulukleri oldureyim derken hakikaten bircok insani yaralama ve oldurme pahasina bir is yapti ama film hic orali degil di mi : )

  3. Harika, değil mi? Ben de izlemeye başladığımda çok sıradan bir filmle karşılaşacağımı düşünüyordum ama izlerken çok eğlendim.

  4. sensin bilgisayar oyunu… Metal Slug NEO GEO platformu için yapılmıştı bikere :)

  5. ya ben bu filmi arıyorum uzun zamndır küçükken ilzmeiştim VHS de türkçe ama internette türkçesini bulmadım türkçe geçtim türkçe ltyazılısıda yok elinde olan yada adresini bilebn varsa atabilrimi bana linki rica etsem

  6. Sümüklüböcekler (Slugs Muerte Viscosa, 1988 filmini nası izleyebilirim şimdiden teşekkürler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

İkisi Bir Arada: Little Shop of Horrors (1960/1986)

The Little Shop of Horrors bir B-film olarak başlayıp günümüzde
blank

Howl (2015)

Howl genel olarak korku severleri tatmin edecek bir kurtadam filmi.